Onunla evlenmeme,birlikte yaşamama neden olan şeye,onda benim için tek gerekli olan o basit ve malum şeye,başka erkekler ve bu müzisyen parçası da gerek duymuş,bunu istemiş olamazlar mıydı?
Sayfa 89 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
“Güzel saçlı Niobe,
Oysa on iki çocuğu ölmüştü sarayında, Altı kızı, ergen altı oğlu.
Apollon öfkelenmişti Niobe'ye, Öldürmüştü oğullarını gümüş yayıle,
Kızlanını da okçu Artemis öldürmüştü, Niobe güzel yanaklı Leto ile bir tutuyordu kendisini,
Diyordu Leto iki çocuk doğurdu, bense bir düzine.
İki kişi, Apollon'la Artemis, öldürdü hepsini.
Ölüler yatıp kaldılar kanlar içinde, Kimsecikler yoktu onları gömecek, Herkesi taşa çevirmişti Zeus.
Göklü tanrılar gömdü ölüleri onuncu günü,
İşte o gün yemek geldi Niobe'nin aklına, Göz yaşı dökmekten yorgun düşmüştü.
Bugün Sipylos kayalarında issiz doruklarında,
Akheloos irmağı kıyısında oynaşan su perilerinin
Yataklar var derler ya, işte oralarda,
Tanrı buyruğuyle taş olmuştur Niobe,
Yüreğine sindirir durur acılarını"
“…Kimse kavuşamaz şana,
Oturarak kuş tüyünde, yatarak yorgan altında;
Buna kavuşmadan hayatını harcayan ise,
İz bırakabilir ancak yeryüzünde.
Dumanın havada, köpüğün suda bıraktığı nispette.”
Tarihe ilk defa adını yazdıran Türk avmi Hunlar'dır. Bilinen ilk yurtları da bugünkü Moğolistan olup, Çin tarih kaynaklarında rastlanan adları Hiung-nu şeklindedir. Ancak çok eski kavimlerden Tik, Cong ve diğer bazı adların kısmen Hunlarla ilgisi olduğu sanılmaktadır. Tabiatiyle ne bu çağda ve ne de daha sonra, munhasıran Türkçe konuşan müttehit bir Hun kavmi bahis konusu olamaz. Hiung-nu sözü, "Heterogen" kadim Moğol, Tunguz v.b. oymakların Hun-Türk önderliğinde bir topluluk teşkil ettiklerini ifade eder.
Bazı geç kayıtlara ve rivayetlere göre, çok eskiden M. Ö. XXIV ve XII. yüz yıllarda mevcudiyetleri sezilmekte ise de teferruatlı kesin haberler M.Ö. VIII. yüz yılda başlamaktadır. Ancak kimler olduğu açık tayin edilemeyen "Batı" ve "Kuzey barbarlarının" daha önce de sık sık Çin'in kaderini değiştirdikleri bilinmektedir. İlk gerçek Çin sülâlesi olan Cou'lar (M.Ö. 1150-259), Wilhelm adlı bilgine göre, Çin'in ve bütün doğunun üç bin yıldan beri ideal olarak özlediği devlet şeklini sağlamıştır. Bu çağ Doğu-Asya medeniyetinin fecri idi. Wilhelm, büyük filozof Meng-tse'ye dayanarak bu sülaleyi kuranların "Batı barbarları" olduğunu söyler.
Sayfa 65 - Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara 1971
Zorlu denizler geliyordu gözünün önüne,
orada çektikleri çileler geliyordu aklına,
paylaştıkları dertler görüyordu, aklına.
Bunları bir bir geçirirken aklından
gözyaşı döküyordu tane tane.