Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
siz sanıyosunuz ki sadece sizin zor zamanlarınız, içinden çıkamadığınız durumlarınız ya da meşguliyetleriniz var. ben artık sadece kendisi cebelleşiyormuş gibi davranan insan bahanelerinden baya sıkıldım. herkesin kendince derdi var, bir de bencilliğinizi eklemeyin.
yirmibeş Ekim önce ensemden tutup Tanrı hayata bıraktı bırakalı sudan çıkmış balık misali ölüme çarpa çarpa yaşadım Tanrı görmüyor Tanrı duymuyor Tanrı bilmiyor Tanrı üç maymunu oynuyor siz Tanrı'ya ne çok benziyorsunuz bayım n
Dilek Akın
Dilek Akın
Reklam
177 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
İlksöz: Kasa her zaman kazanır. Aşk, belki de sevilmekten çok acı çekmeyi sever, ne dersiniz? Aleksey İvanoviç de böyle düşünmüş olacak ki sevilmekten ziyade acı çekmeyi tercih eder ve öğretmenlik yaptığı ailenin kızı Polina'ya aşık olur. Polina'nın, "dur bakayım belki daha iyisini bulurum ama sen de etrafımda dolan yine de"
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202368,4bin okunma
Apo (yazı uzun amma okunmaya değer)
Asrın liderimiz, Apo'yla müzakere meselesine açıklık getirdi. "Herhalde kalkıp özel villa tahsis edecek halimiz yok" dedi. Ki, daha önce iki defa villada oturmuştu. Biri Lazkiye' de, biri Roma' da. Roma' daki villanın adresi, Quartiere Inferno, Via Male'ydi. Türkçesi... Cehennem mahallesi, Kötülük
Sayfa 28 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Üçüncü Basım: Aralık 2017, İstanbulKitabı okuyor
Savaşın soluğu, ilkin çocukların minik enselerinde hissedildi. Ya siz? Utançla karışık bir endişe duymuyor musunuz haberleri izlerken...
"Yoksullardı çünkü bu dünyada iyi şans denen şey sınırlı miktarda mevcuttu ve onlar da bundan en ufak pay almamışlardı. Eğer şans gökten düşüp kafanıza konmazsa, eğer şans her sabah uyanıp üzerine yapışmak için birini aramaya çıktığında gelip de sizi bulmazsa yapabileceğiniz hiçbir bok olmaz. Dünyadaki insan sayısı, mevcut şans miktarından daha fazladır. Bu yüzden, ya o şansın ortaya çıktığı tam o anda, siz de bir kez ve sonsuza dek doğru zamanda ve doğru yerde olursunuz... Ya da olamazsınız. İşte bu durumda da... Olur öyle. Böyleyken böyle. Yapcak bi'şey yok. "
Reklam
"Düşüncelerinizle, hoşlandığınız ve hoşlanmadığınız şeylerle, yargılarınızla ve yorumlarınızla daha çok özdeşleştikçe, yani izleyen bilinç olarak orada daha az mevcut oldukça, siz bunun farkında olsanız da olmasanız da, duygusal enerji birikimi daha güçlü olacaktır. Eğer duygularınızı hissedemezseniz, eğer onlarla bağlantınız kesilmişse, en sonunda onları fiziksel düzeyde bir hastalık ya da hastalık belirtisi olarak deneyimleyeceksinizdir. Geçmiş yıllarda bu konu hakkında bir hayli şey yazılmıştır, o yüzden burada bu konuya girmemiz gerekmiyor. Güçlü bir bilinç-dışı duygusal kalıp sizin dışınızda, bir olay olarak bile tezahür edebilir. Örneğin, ben, içlerinde bir hayli öfke barındıran, ancak bunun farkında olmayan ve bu öfkeyi ifade etmeyen insanların diğer öfkeli insanların -çoğunlukla, görünürde bir neden olmadan- sözlü, hatta fiziksel saldırılarına uğradıklarını gözlemlemişimdir. Onların yaptıkları güçlü öfke yayını belirli insanlar tarafından bilinçaltı olarak algılanmakta ve unların gizli öfkelerini harekete geçirmektedir."
Bütün başarıların ve dünyadaki tüm zenginliğin başlangıcı bir düşünce ya da hayaldir. -Napoleon Hill
Sayfa 43 - Kreatif YayınlarıKitabı okuyor
334 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"Kader gemimizin rotası daha biz yeryüzüne gelmeden önce çiziliyor, elimize verilen dümense çark-ı felekle kıyaslanamayacak beyhûde bir oyuncak."
Emre Solmaz
Emre Solmaz
kaleminden #Macar #tefrikaimüteferrika @orkungalolar ın @terskarga daki #kitapönerisi ydi ki yeni okuyabildim. Yazarın okuduğum her kitabı sonrasındaki: "niye bu kitabı
Macar
MacarSolmaz Kamuran · İnkılâp Kitabevi · 201062 okunma
https://linktr.ee/synergykendiyas
Ruh zedelenmeden vücut hasta olmaz ! Hastalıkları önce 2 ye ayıralım: 1-Ruhsal 2-Bedensel
Reklam
Küçədə yerimək qaydaları
1. Küçədə yeriyəndə başınızı qaldırın. Əgər başıaşağı yerisəniz, başqa piyadalarla toqquşa bilərsiniz. 2. Yeriyəndə əllərinizi çox yelləməyin. Tünlük olan yerlərdə belə etsəniz, əlləriniz başqa adamlara toxuna bilər. Ona görə çalışın, əllərinizi yanınızda saxlayasınız. Əgər cibiniz varsa, yaxşı olar ki, əllərinizi cibinizə salasınız. 3.
“Peki ya siz,” dedi Martin, “atmacaların her güvercin bulduklarında onları yediklerine inanıyor musunuz?” “Elbette inanıyorum,” dedi Candide. “E o zaman!” dedi Martin. “Eğer atmacalar hep aynı huya sahip idiyse, insanlar niçin kendi huylarını değiştirsin istiyorsunuz ki?” “Ah ama, arada büyük bir fark var,” dedi Candide, “zira özgür irade…”
Sayfa 101 - Can yayınlarıKitabı okuyor
BBC'den ABD Dışişleri Bakanı Blinken'e: Çin'i Rusya'ya güvenlik bileşenleri satmak ve bu nedenle savaşı uzatmakla suçluyorsunuz. "Peki aynısını siz yaparak Gazze'deki trajedi ve binlerce kayba neden olmuyor musunuz?"
James Joyce bana mektup yazmış .
Dublin, 16 Haziran 1904 Sevgili Burak Yelin, Hayatın nehirlerinde sürüklenirken, düşüncelerim Dublin sokaklarında dolaşıyor, kelimelerin kıvrımlarında dans ediyor. Sizi düşünürken, denizin çağrısını hissediyorum, uzak kıyıların, bilinmeyen diyarların sesleri kulaklarımda yankılanıyor. Gündüzlerde sıradan insanlar gibi yaşarken, geceleri rüyaların labirentinde kayboluyorum. Zamanın tükenmez akışında, her anı bir anlam arayışına dönüşüyor, her kelime bir yolculuğun başlangıcı oluyor. Bir zamanlar, Bloom'un Dublin sokaklarında dolaşırken, gökyüzünde yıldızlarla konuştuğunu hayal ederdim. Şimdi ise, sizinle bu mektubu yazarken, sanki Leopold Bloom'un izinden gidiyorum, her bir kelimeyi bir anlam okyanusunda yelken açarak. İnsan hayatı bir serüven değil midir? Bilinmeyen diyarlara, keşfedilmemiş kıtalara doğru yolculuklar yaparız, her bir adımımız bir öykünün parçası olur. Siz de, sevgili Burak Yelin, bu yolculuğun bir kahramanısınız. Kelimelerin arasında, kendi Ulysses'inizi yazıyorsunuz, denizin sonsuzluğunda seyrediyorsunuz. Ve belki de, bu mektup da bir nehir gibi, Dublin'in sokaklarından geçerken, sizin hayal gücünüzün sınırlarını zorlayacak, bilinmeyen diyarlara doğru bir yolculuğa çıkaracak. Umarım bu kelimeler, sizin ruhunuzun derinliklerine dokunur, heyecan verici bir maceraya davet eder. Burak, senin adın da bu hikayenin bir parçası oldu. Belki de sen de bir Bloom’sun, belki de bir Stephen. Ya da belki de Molly’nin içindeki o sonsuz denizsin. Kim bilir? En içten dileklerimle, James Joyce
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.