"Psikanalist Juan David Nasio da kendini, kendiliğinden hiçbir anlam taşımayan acıya bir anlam kazandırmaya çalışan psikanalist olarak nitelerken, acının içinde ne bir değer ne de bir anlam taşımadığını, acıyı hafifletmek için acıyı başka bir şeyin ifadesi gibi düşünmek ve onu bir sembol haline getirerek içinde bulunduğu gerçeklikten çıkarmak gerektiğini belirtir. Nasio, kendi içinde bir gerçeklik, acımasız, düşmanca ve yabancı bir duygu olan acıya, simgesel bir değer yüklemenin acıyı dayanılır kılan tek terapi yolu olduğunun altını çizerken, psikanalistin, hastanın sindirilemeyen acısını karşılayan ve bu acıyı sembolleştirilmiş bir acı haline getiren bir aracı olduğunu ifade eder. Bu sözleriyle Nasio, psikanalistin aslında acıya dair bir felsefi çözümleme yaptığını, acıya kavramsal olarak yaklaşarak, hastanın onu doğru değerlendirmesine yardımcı olduğunu, yani acıyı anlamlandırmak ve hafifletmek için felsefeden yararlandığını itiraf eder." -Klinik Felsefe, Pinhan Yayınları, syf: 26 #felsefe #psikoloji #sosyoloji
İşgale Razı Olamam - Mısır
İngiltere 1882'de bir oldu bittiyle Mısır'ı işgal etmişti ama Abdülhamid bu işgali tanımamakta kararlıydı. Ne yapıp edip Abdülhamid'in elinden, işgali resmen onayladığını bildiren bir belge almak gerekiyordu... (... Mısır'ın resmen elimizden çıkışı Lozan'dadır.*) "Hükümranlık haklarım ortadan kalkmadıkça" diyordu Sultan Abdülhamid, "hukuken mülküm olan yerlerde yabancı hakimiyeti ve geçici işgale asla razı olmam." * Lozan Antlaşması, Madde: 17: "Türkiye'nin Mısır ve Sudan üzerindeki bütün haklarından ve sıfatlarından vazgeçişi, 5 Kasım 1914 tarihinden başlayarak yürürlüğe girmiş olacaktır." Bu madde aynen, İngilizlerin bütün baskılarına rağmen Sultan Vahdettin tarafından onaylanmayan Sevr Antlaşması'nın 101. maddesinde de yer almaktadır. Bkz. Sevr Antlaşması: Tam Metin, Hazırlayan: İbrahim Sadi Öztürk, Ankara 2007, Fark Yayınları, s. 81. Lozan'daki maddeyle krş, age, s. 305
Sayfa 146 - Timaș Yayınları, 5. Baskı (2011)Kitabı okudu
Reklam
"Çokluk, yaratım ve arzu, Deleuze ve Guattari için toplumsal bilinçdışının başlıca öğeleridir: Bu öğeler; "yersizyurtsuzlaşma" (yabancı alanlarda gezinmek), "yoğunluk" (canlılık ve dirimsellik), " m a k i n e" (bileşenlerin oluşturduğu üretken toplanış), "tutarlılık" (bir arada
Benzer bir süreci din eğitimi üzerinden de takip edebiliriz. 1924’te haftada 2 saat olan ve 2. sınıftan başlayan din dersi, 1926’daki llk Mektep Müfredat Programı ile haftada 1 saate indirilir ve 3. sınftan başlatılır.43 Artık din eğitiminde kullanılan kitapların içeriği, tamamen telifçi bakış açısına göre yazılmıştır ve devrimlere bağlılıktan,
Dilan Değirmenci’nin Nuri Pakdil ile yaptığı söyleşi; İnsanlar yaşarken ölüyor. Tüm kitle haberleşme araçları, katlar, otomobiller, ev eşyaları vs. insanları yaşarken öldürmede, ölüm yaymada araç ödevi görüyor. İnsan duyarsızlaşıyor, sevgisizleşiyor, anlamsızlaşıyor. Bunlar yaşarken ölmenin belirtileri. Savunmak gerekiyor insanı. Nasıl savunulur
Bu yazı Timeturk.com'dan alınmıştır.
Beyaz kapaklı Milli Eğitim Bakanlığı klasikleri ile birlikte Varlık Yayınları'nın sarı kapaklı kitapları elimden düşmezdi. Böyle bir çocuk olarak "İnce Memed", diğer yerli yabancı kitaplar içinde beni en çok etkileyen roman olmuştu.
Reklam
119 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.