Merhaba..
|YAKALANIŞ| 》》Kitap Yorumu
Yine bir Jack London klasiği..
Hala rüzgar ortalığı kasıp kavurmaktaydı. Böylesine korkunç bir rüzgarı daha evvel hiç görmediğinden hızını kestirmekte güçlük çekiyordu. Fakat bildiği tek şey vardı ki o da rüzgarın her an gittikçe sertleşmesiydi. Çok geçmeden ağaçlardan biri rüzgarın etkisiyle sert bir şekilde sarsıldı. Üstündeki insanlar teker teker yere döküldüler. Hemen peşinden büyük bir dalga insanları önüne katarak silip süpürdü.
Onların kim olduklarını pekâlâ biliyoruz. Büyüklerimizden dinlemiştik. Çok sessiz geldiler, tatlı diller döktüler. Böyle yapmak zorundaydılar. Çünkü biz onlardan sayıca çoktuk.
Koolau:
"Yaşam çok , günler ise azap," dedi. "Madem öyle biz de yiyip, oynayalım."
BİR İÇ ÇEKİŞ ÖYKÜSÜ: HEBA
Kimseler fethetmedi manâsını davamızın
Biz dahi hayranıyız dava-yı bî-manâmızın
Yenişehirli Avni
Bir anahtar kilidinin kıvrımında saklı, nice anılar taşır insan kalbinde. Bir anahtar, ne çok kapıyı açar ve ne çok kapıyı kilitler hayatımızın üzerine. Teşbihte hata var aslında; bir anahtar, yalnızca kendi kilidini açar!
Yoruldum gecelerde gündüzü
Zifiri karanlıklarda ışığımı aramaktan,
Yoruldum dönmeyecek gideni
Bitmeyecek hasreti çekmekten,
Ve yoruldum olmayacak olanlardan
Canlı gibi görünüp ölü gibi yaşamaktan...
5/5
Emma, Jane Austen'ın şu ana kadar beni en çok güldüren romanı oldu. Emma rezil olsun diye beklerken veya "hah kesin bunlar beraberler. HA HA DEMİŞTİM" ler ile de sınıf arkadaşlarımın başını şişirmiş bulundum. Özür dilerim ts23
Kibirli ve şımarık olan Emma'nın bir kere çöpçatanlıkta başarılı olduktan sonra kendini çöpçatanlık