Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
- Apartman girişindeki lambayı sen mi kırdın Bülent? + Hangisini? - Otomatik yanan, sensörlü lamba. + Hayır. - Komşu görmüş, yalan söyleme. Süpürge sapıyla kırmışsın dün gece. Önüme baktım. "Neden kırdın?" Cevap yok "Hasta mısın evladım? Söyle bana, neyin var, neden kırdın lambayı, yapma böyle." "Kırdımsa kırdım, ne olacak! Çok mu değerliymiş?" "Lamba senden değerli mi evladım, lambanın amına koyayım, lamba kim? Yöneticiye de dedim. Lambanızı sikeyim, kaç paraysa veririz. Sen değerlisin benim için." "Beni görünce yanmıyordu baba." "Nasıl ya?" "Görmezden geliyordu, yanmıyordu. kaç sefer yok saydı beni." "E beni görünce de yanmıyordu bazen, böyle el sallayacaksın havaya doğru, o zaman yanıyor." "Hadi ya! Sahiden mi?" "Evet. Ucuzundan takmışlar.Bizimle bir alakası yok!" Babama sarıldım, yıllar sonra.
Sayfa 141Kitabı okudu
Bu zamanda az dostun olsun, daha iyi! Herkesle uzaktan hoş beş edip geçmeli. Can gözünü açınca görüyor ki insan; en büyük düşmanıymış en çok güvendiği... Yalan mı?
Reklam
"Ne garip değil mi ? Sevdiğimiz insanın her yalanında bir doğru, Sevmediğimiz insanın her doğrusunda bir yalan ararız." Dostovesky
Sabah mıydı, akşam mıydı; Cuma mıydı, Pazar mıydı?... Hangi gün, hangi vakit olursa olsun, ne fark ederdi ki? Bir dakikacık dinmeyen öldürücü ağrılar; umutsuzca süren, gene de sönmemiş yaşama isteği; biricik gerçek olan, şu gittikçe yaklaşan korkunç, iğrenç ölüm ve çevresini saran yalan... Bu durumda haftanın, günün, vaktin değeri mi olurdu?
Sol Yanım Acıyor Anne Merhaba anne, yine ben geldim Merak etme okuldan çıktım da geldim. Anneler de babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama, Ali “okula gitmezsem annem çok kızar merak eder” demişti de onun için söylüyorum. Geçen hafta öğretmen sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte Öğretti sağımı solumu. Ben biliyorum artık anne,
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Reklam
Satanistler, İslam, Hıristiyanlık ve Yahudilik gibi İlahi dinlerde emredilen sevgiye, şefkate, doğruluğa, dürüstlüğe, sevgiye dayanan; yalan söylemeyi, hırsızlığı, öldürmeyi, insanlara zarar vermeyi yasaklayan ahlaka tamamen karşıdırlar. Satanizm hak dinlerdeki tüm günahları işlemeyi sözde bir yücelik, bir tür üstünlük olarak görür, bu nedenle de taraftarlarını bu günahları işlemeye teşvik eder. Bu sapkın öğretiye göre asıl olan, kin, öfke, intikam gibi duygularda ve kötülükte sınır tanımaz olmaktır. Kuran'da şeytanın peşinden giden kişilerin durumu "... şeytan onu peşine takmıştı. O da sonunda azgınlardan olmuştu." (Araf Suresi, 175) şeklinde bildirilir. Diğer bir deyişle bu kişiler, şeytanla birlik olmanın sonucunda nefislerinin esiri olmuşlardır ve yaşamları her türlü aşırılık ve azgınlıkla doludur. Ayetlerde şeytanla ilişki içine giren insanların özellikleri şu şekilde haber verilir: Şeytanların kimlere inmekte olduklarını size haber vereyim mi? Onlar, 'gerçeği ters yüz eden,' günaha düşkün olan her yalancıya inerler. Bunlar (şeytanlara) kulak verirler ve çoğu yalan söylemektedirler. (Şuara Suresi, 221-223)
Politik anlamda kadınlar hakkında edilecek kelamları, binbir farklı tartışmanın içinde derinleştirmek mümkün fakat ben yalnızca bizden bahsetmek istiyorum. Ekseriyetle arkadaşlığımızdan. Kadınlık üzerine düşünmeye başlamam hangi yaşlara denk geldi, çok da emin değilim. Çalışan bir annenin kızı için tek dileğinin parasal anlamda özgür olduğu bir
576 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hayatin anlamini sorgulariz ya hep. Iste size hayati daha bilincli sorgulamaniza yardimci olacak bir el kitabi.. Dili cok sade ve akici, her bolumde bir oncekinden daha buyuk ve etkili bir merak uyandiran bir anlatim. Farkindaliga giden yolda size isik tutacak mukemmel bir kitap. Hadi ama artik sikilmadiniz mi tavsanin tuylerinin diplerinde saklanip, yalan bir hayati yasamaktan.. Yolculuk baslasin!..
Sofie'nin Dünyası
Sofie'nin DünyasıJostein Gaarder · Pan Yayıncılık · 202036,6bin okunma
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde kaç kilo çekerdi yalnızlık kaç kere ezildim altında yaz yağmurlarının belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
Reklam
“(...) çok güzel kızlar varmış ve Kant'ı da su gibi okuyorlarmış diye söylentiler çıkarıyorlar, doğru mu acaba? Onları ne yazık ki karşıdan karşıya geçerken ve vapurda bacak bacak üstüne atarken ve piyasa caddelerinde gözlerini ilerde bir noktaya dikmiş yürürken göremiyoruz, nerede saklanıyorlar dersin, bak ben ortadayım, onlarda kim bilir ne
360 syf.
7/10 puan verdi
Detaylardan anlaşıldığı kadarıyla bir kaç küçük aksaklık dışında kısmen hukuki olayların anlatıldığı kitap için sağlam bir adliye atmosferi koklanmış. İşin ilginci icra hukukunun, kitabın bir çok yerinde sitem edilen ve en son bölümde üstüne basa basa anlatılan şekilde güncellenmiş olması (kısmen tabi)aklıma "acaba bu kitabı Adalet Bakanlığından birileri okumuş olabilir mi?" sorusunu getiriyor. Okuma hızını yavaşlatmamasına ve sürükleyiciliği etkilememesine rağmen kitap son bölümlere girildikçe ağırlaşıyor. Karakterlerin "nedenlerini" anlattıkları kısımlar ve yazarın "ben bu kitapta bunu demek istedim" temalı satırlar biraz yorucu. Hatta ne yalan söyliyeyim son bölümdeki tören konuşması gerçek bir tören konuşmasıymışçasına (Allahını seven bu kelimeyi not alsın) canım sıkıldı. Satırları okurken başka şeylerle ilgilendim, çocuğun anlattıklarını dinlemedim, okumadım.
Kutsal Adalet
Kutsal AdaletMehmet Mollaosmanoğlu · Galata Yayıncılık · 201157 okunma
''O pasajdaki birahaneye yine gitsem. O masaya otursam o masaya. İnsanlar gelse otursa çift çift kadınlı erkekli. Ben tek başıma. Milyonlar içinde tek başıma. Acı gitgide acıyor. Kavun acısı gibi, zehir gibi bir acı. Kaybettikten sonra bulduğumuz şey. Nedir o bil? Nedir o bil? Kaybetmeden bulamadığımız bilemedin kaldır vur! Pencereden kim baktı. Neden baktı? Kapa gözlerini kapa. Ellerin büyüyor mu? Yok büyümüyor. Büyümüyor, büyümüyor, yaşasın. Ama acıyor, hayır acımıyor, yalan söyleme. Yüreğinin üstünde bir şey varmış gibi değil mi? Yalan. Mutlak bir yerde okudun. Yahut biri anlattı. Yahut aklında böyle kalmış. Yüreğinin üstünde bir şey yok. Yalnızlık. Yalnızlık güzel. Güzel değil. Kavun acısı. Kavun acısı da ne.''
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.