Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
" Her şeyi yiyebileceğine aç kal, Herkesle olacağına yalnız kal. " ( Ömer Hayyam )
BU NOT SANA... Sana gerçekten değer verilene kadar " Yalnız Kal ".
Reklam
Risale-i Nur, yalnız bir cüz'î tahribatı, bir küçük haneyi tamir etmiyor. Belki küllî bir tahribatı ve İslâmiyeti içine alan, dağlar büyüklüğünde taşları bulunan bir muhit kal'ayı tamir ediyor. Ve yalnız hususî bir kalbi ve has bir vicdanı ıslaha çalışmıyor, belki bin seneden beri tedarik ve teraküm edilen müfsid âletler ile dehşetli rahnelenen kalb-i umumî ve efkâr-ı âmmeyi ve umumun bâhusus avam-ı mü'minînin istinadgâhları olan İslâmî esaslar ve cereyanlar ve şeairler kırılması ile bozulmaya yüz tutan vicdan-ı umumîyi, Kur'an'ın i'cazıyla o geniş yaralarını Kur'anın ve imanın ilâçları ile tedavi etmeğe çalışıyor.
517 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Su damlasından okyanus olan kardeşimiz.
Türkiye'de en çok önerilen kitaplardan biri. Makamına hak ettiğini düşünüyorum. İlk başta "Abartmayın, ne yükselttiniz kitabı?" demiştim. En sonunda "Tamam, kesinlikle okuyorum artık." dedirttiler. Evet, minik Martin'imiz. Bir bilgi birikimi olmayan Martin'imiz. Ama sorun bakalım, Martin o zaman mutlu muydu?
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,3bin okunma
Henüz hiçbir şey kaybetmedin kaybetmiş değilsin düşmeler yorgunluklar yalnız birakilmalar bir başına kalmalar ... İyi niyetinin suistimal edilmesi sevdiklerinin arkandan hancerlermesi ! Yüzüne gülüp ardından olmadık seyleri soylemeleri .. Neyi neden yaşadığını bilmeden seni yargılamaları uğraşmak zorunda olduğun onca soruna rağmen sana bir türlü hoşgörü göstermiyor olmaları seni üzmüş olsa da ayakta kalman gerektiğini sana göstermiş olmalı ayakta kal ! Anlaştık mı ? Bir musibet bin nasihatten iyidir güçlü olman gerektiğini öğrendin değil mi ?
Üzgün bir çocuksun sen ve yalnız Öyle kal çünkü bu dünyada Sana en çok mutsuzluk yakışıyor
Reklam
Sana gerçekten değer verilene kadar yalnız kal.
Sana gerçekten değer verilene kadar yalnız kal...
Oğuz menkıbesi, Uygurca bir metinde,
Oğuz doğduğu zaman yüzü mavi, ağzı ateş gibi kırmızı gözü, saçı ve kaşları siyah bir dünya güzeliydi. Annesinin memesinden ilk sütü emdikten sonra, bir daha emmedi. Yiyecek istedi, lakırdı etmeğe başladı. Kırk günde büyüdü: dolaşıp oynuyordu. Oğuz’un ayakları öküze, vücudu kurda, göğsü ayıya benzerdi. Böğürleri kıllı idi. At sürü­sü güder, beygire
Gene ispat etmiş oldun her şeyi mahvetmekte ne kadar mükemmel olduğunu. Çekil kabuğuna bir yüzyıl daha kal orada yalnız başına. Gerçekten düşündün mü oradan kurtulacağını ? Ne kadar absürt. Zaten sonu apaçık olana inanmamak. Her şeyi mahvedersin sonra gene tek başına kalırsın. O somurtkan çirkin suratın ile kimse yanına yaklaşmaz kimse çıkarmaz zamanın bile durduğu yalnızlığından. Sen hastasın. İnsanlarla konuşmak, insan olmak sana göre değil. Yanıldın sen ait değilsin bu dünyaya. Acınası hâldesin. Kimse seni kabullenmeyecek. Giyin, süslen, başarılı ol... Senin beynin hasta bir kere. Dışın güzel olsa ne yarar için küflenmiş ise. Devam et rol yapmaya yapabildiğin kadar sonunda atlayacaksın sonsuzluğa. Hissedeceksin soğuk demiri teninde. Damarlarında akanı hissettiğinde bir sıcaklık belki de bir huzur kaplayacak içini. Kemiklerin birbirine girmiş organların çorba misali. Bu kadar kolay mı bıraktın her şeyi? Bu kadar boş mu verdin her şeyden? Sönüp gitmektense yanıp kül olmak daha iyi ...
Reklam
EFELYA'dan... ........ Elif, Ferhat'ı daha yakından tanımak için, çocukluğuna dair hatıralarını anlatmasını istedi ondan; sonra sesine bir avuç fesleğen katıp: “Dur, önce anneni anlat, çok merak ediyorum, yaşıyor değil mi?” “Yaşıyor değil mi?” cümlesiyle Ferhat birdenbire dağılmıştı. “Hayır, yaşamıyor; çocukken kaybettim
İçini kalabalıkta bırakma , yalın kal yalnız değil.
“Ve uzak bir varlığa konuştuğum doğruysa ve eğer bugün olabilirlikler bulutuyken yarın gerçekliğin yağmuru olarak yeryüzüne yağarsan – şunu asla unutma ki kutsallığın, hayalimde doğmuş olmandan gelir. Hayatta daima yalnız bir adamın düşü ol, bir âşığın sığınağı olma sakın. Kutsal çanak olarak kal. Gereksiz bir amfora olarak gizemini koru. Kimse senin hakkında, nehrin kendi kıyıları için söylediğini söylemesin: Sadece beni sınırlamak için varlar, diyemesin. Bunun yerine düşlere yaslanıp ömür boyu hiç akmamak, kuruyup gitmek yeğdir.”
Ne çekici ne beyaz, ne yaşıyo' ne ölü Medusa yılanlarını katlettiğimin günü Ki kal geldi döndüğümdür aylak bir şaman gibi Orta Çağ'da yalnız dağlarında fani
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.