346 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Yaşar ailesiyle birlikte Ankara‘nın Dökülcek köyünde yaşıyor. En çok dedesini seviyor bu dünyada. Dedesi Elvan Çavuş da yaman bir ihtiyardır hani. Dayanamaz haksızlığa. Sözünü sakınmaz hiç kimseden, ipe götüreceklerini bilse de. Yaşar'ın kırda bulup "elcik" ettiği bir kekliği vardır. Kafesini açıp salsa da, birkaç gün sonra bulur evin yolunu, yalnız koymaz Yaşar‘ı. Gerek Dökülcek gerek civar köyler Amerikalıların av alanıdır o dönemde. Yabandomuzu avlar bir kısmı, bir kısmı da keklik diye tutturur. Günlerden bir gün, Yaşar‘ın babası Seyit bir Amerikalı avcıyla tanışır. Daha ilk görüşte vurulur Yaşar‘ın kekliğine bu Amerikalı. Seyit de, kâh çevrenin baskısıyla kâh kendisine iş bulur umuduyla, gizlice aldığı kekliği gidip Amerikalı‘ya hediye eder. Yaşar ve dedesi Elvan Çavuş üzülürler buna. Kekliğin peşinden, her şeyi göze alıp, Ankara‘nın yolunu tutarlar. İşte asıl bundan sonra, dede torun insanın insana yaptığı zulüm neymiş bizzat yaşayarak görürler. Fakir Baykurt bu romanında bize, kayırmacılığın, haksızlığın, ahlaksızlığın, hukuksuzluğun alıp başını gittiği bir memlekette, biri genç biri yaşlı iki yüreğin her şeye rağmen nasıl doğrudan, güzelden ve adaletten yana atabildiğini anlatıyor. Görünürde olay örgüsü keklik üzerinden ilerlese de daha derinde ABD emperyalizminin ve onun yerel işbirlikçilerinin yurdumuzu nasıl sömürdüklerini, dönemin siyasilerini ve sağ iktidara olan eleştirisini de çok net gözler önüne serilmiş.
Keklik
KeklikFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2008451 okunma
474 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
’Sîne hâhem şerha şerha ez firâk Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk’’* (İştiyâk derdini şerhedebilmem için, ayrılık acıları ile şerha şerhâ olmuş bir kâlp isterim.) Gözyaşlarını tartan oldu mu hiç? Kaç yıl eder, ruhu şakaklardan seyreden bir keder? Karanlıkta yastığın hangi ipliğinden sızacagını iyi bilen, tamı tamına iki damla, 'düşmekten'
Yaman Dede
Yaman DedeMustafa Özdamar · Kırk Kandil Yayınları · 200837 okunma
Reklam
474 syf.
·
Puan vermedi
Al Burdan Yan (Yakan Dede)
Sedat Anar'ın muazzam bestesi YAK SİNEMİ ile tanıdım Yaman Dede'yi. Böylesi bir şiiri bilmiyor olmak ya da çok geç duymak hakikaten olacak iş değildi benim için. Sonrasında İbrahim Sadri'nin sesinden hayranlıkla dinlediğim GÖNÜL HUN OLDU ŞEVKİNDEN şiirinin de Yaman Dede'ye ait olduğunu görünce artık o tanışma kaçınılmaz oldu.
Yaman Dede
Yaman DedeMustafa Özdamar · Kırk Kandil Yayınları · 200837 okunma
344 syf.
·
Puan vermedi
Peygamber’in Son Beş Günü, 1992 yılında yayımlanıp 93 yılında Orhan Kemal Roman Ödülü’nü alıyor. Buna tezat olarak Tahsin Yücel’in dönemin eleştiri oklarını da büyük ölçüde kendine topladığı ve aşırı sol bulunan bir kitapla karşınızdayım. Peygamber’in Son Beş Günü, iki bölümden oluşarak karşınıza çıkıyor. Kitabın ilk özetini oluşturan ilk bölüm,
Peygamberin Son Beş Günü
Peygamberin Son Beş GünüTahsin Yücel · Can Yayınları · 2019707 okunma
270 syf.
·
Puan vermedi
·
22 günde okudu
Birgün Sedat Anar'ın seslendirmesiyle 'yak sinemi ateşlere' münacaatını dinlerken, bu sözlerin sahibiyle tanışma fırsatım oldu. Adını ilk defa duyduğum bir isimdi. Diyamandi, Yamandi Molla, Yamandi Efendi, Yaman Dede ve Yanan dede... Hakkında kısa bir araştırma yaptım ama tabiî tam manasıyla erişemedim güzelliğine. Sadık Yalsızuçanlar'ın bu kitabı tesadüfi karşıma çıktı. Ve okumak nasip oldu. 'Yaman Dede Pervane gibi Yanan dede Mevlana'nın eşiğinde Mevlası'na varan dede.' Çok büyük meşakkatlere göğüs gererek ulaşıyor Mevla'ya. Zorlu bir hayat... Ama şükrü hep dilinde. Ruhunu yakan hicrana rağmen şikayet etmeyen; hicran ve tesellinin de O'ndan geldiğine inanmış bir sufiyle buluşturuyor bizi Sadık Yalsızuçanlar. Ortodoks bir Hristiyanın gönlünde yanan aşk ateşinin sıcaklığı ile ürpertiyor kalplerimizi. Yaman Dedenin öğrencilerine gösterdiği alakaya tanıklık ederken şefkat-merhamet denizinde serinlediğinizi hissediyorsunuz. -Bir öğretmenin öğrencileriyle olan ilişkisinde ne kadar derinleşebileceğini keşfediyorsunuz.- Aşka dair, şiire dair, Canana dair ne varsa yüreğinde paylaşan bir öğretmen ben de bulabilir miyim hayalleri kurdurtuyor bu roman bize. Aşk yolunda yürümek isteyenlere eşlik ediyor.“Gerek Mushaf, gerekse gönlümüzdeki Furkan sahilsiz bir denizdir.”diyerek gönül kitabını okurken yoldaş oluyor bize.
Diyamandi
DiyamandiSadık Yalsızuçanlar · H Yayınları · 2015186 okunma
222 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Destanlar, Söylenceler, Medeniyetler Beşiği Anadolu
Ilgıt ılgıt esen yel ile ağıt, destan, efsaneler, Anadolu beşiğinde; birbirine harmanlanır. Toprağından bereket fışkırırcasına anlatılar, gök ekin sarı buğday başağı gibi her yere kulaktan kulağa yayılır. Destancının sesinde hayat bulur. Üç Anadolu Efsanesi’nde Yaşar Kemal, çağın Dede Korkut’u efsanelerin hayat verenidir. Medeniyetler beşiği
Üç Anadolu Efsanesi
Üç Anadolu EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 201710,9bin okunma
Reklam
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.