Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kronolojik Kitap Potpurisi-2 (1 Yıllık Okumanın En Absürt Hikayesi-2)
#191045458 devamı... 2023 yılının ilk günlerinde
Martıları Seven Adam
Martıları Seven Adam
‘ı uyku tutmamış, yatağında dönüp duruyordu. Çünkü onu martılardan daha mutlu eden tek bir şey vardı, o da Fransız Teğmenin Kadını Patrice’ydı ve onu düşlerken gözüne uyku girmiyordu. Hava aydınlanırken
- Annen var mı senin? - Var tabiî. - Ne iş yapar? - Çamaşıra gidiyor. - Sen ne olacaksın büyüyünce? - Ben mi? dedi. Gözlerini gözüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık.
Reklam
- Annen var mı senin? - Var tabiî. - Ne iş yapar? - Çamaşıra gidiyor. - Sen ne olacaksın büyüyünce? - Ben mi? dedi. Gözlerini gözüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık.
BUNLARI BILIYOR MUYDUNUZ ? CAHİT SITKI Küçükken yaramazlık yaptığı için babası tarafından pencereden aşağı sarkıtılmıştır. O günden sonra ölümden korkmuş ve eserlerinde hep “ölüm” temasını işlemiştir. NAZIM HİKMET Nazım Hikmet’in en değişik özelliği devamlı beyaz pantolon giymesiydi. İlham geldiğinde aklındaki sözleri hemen beyaz pantolonuna not
- Annen var mı senin? - Var tabii. - Ne iş yapar? - Çamaşıra gidiyor. - Sen ne olacaksın büyüyünce? - Ben mi? dedi. Gözlerini gözüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık. - Ben, dedi, boyacı olacağım.
Ben ana rahminden Rahmi (İlk öyküm)
Güneş bugün de doğmadı. Koyu karanlık bir yalnızlıkla başbaşayım. Kimbilir ne zamandır burdayım... Peki burası neresi? Hiçbir fikrim yok. Tenimde hafif bir ıslaklık hissediyorum; yağmur çiseler de nemlenir ya elin, yüzün... Ama ıslandım da diyemezsin. Karanlık neyse de şu halatımsı şey beni çok ürkütüyor. O şeyle beni bir yere bağlamış
Reklam
Yaklaşın yamacıma bir mevzudan bahsetmek dilerim: Burada her şuurlu kardeşimin bir cemaati veya sempatisi olduğu hocaları var. Bir ipe sarılmış olmak ne güzel bir durum olmakla birlikte burada bir sıkıntılı mesele de var. Bence meselenin adı: "Cemaatini dininin önüne geçirmektir." Şunu anlıyorum ve bende bu kısmına dahilim üstelik. Kişi
İnsan yaşadığı şeylerden dolayı her gün aynı ruh halinde olamıyor ne yazık ki. Dün sıkıntılı bir ruh halindeyken derse girdim. Dersimi anlattım zil çaldı, dışarı çıktım. Arkamdan koşarak bir öğrenci geldi hocam dedi. Noldu dedim. Sıkıca sarıldı bana. Bir şey olmadı hocam. İçimden sarılmak geldi, dedi. O an tüm derdimi, sıkıntımı unuttum, öyle güzel güldürdü ki yüzümü... O zaman bir kez daha anladım ki ben çocukların gözündeki pırıltıya, yüzlerindeki acaba ne yaramazlık yapsam diye düşünen ifadeye, onların bir şeyler anlatırken kapıldıkları heyecana, ben mesleğime aşığım.
plajdaki aynadan etkileyici bir kısım
Annen var mı senin? – Var tabiî. – Ne iş yapar? – Çamaşıra gidiyor. – Sen ne olacaksın büyüyünce? – Ben mi? dedi. Gözlerini gözüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık. -Ben, dedi, boyacı olacağım.
2006 senesi 7 yaşındayım...Yanımda da en yakın arkadaşım olan benden 1 yaş küçük kardeşim... Her zamanki gibi oynuyorduk evimizin salonunda. O küçüklüğün verdiği hayal gücüyle çağ kapatıp çağ açıyoruz kendi aramızda demirden askerlerimizle. Bir şeyler oldu, annem pencereye koştu, bir çığlık, bir telaş. Hemen ayaklandık, pencereye koştuk biz de...
Reklam
Oğlak burcu kadını ve femme fatale kıvamı...
Oğlak burcu kadını ; Çok fazla doğrucudur ve sert bir dille doğrularını savunmayı kendi öz hakkı gibi görür ve bunu yaparken ortam kollamaz. Nisan yağmuru gibi aniden yağmaya başlayınca siz tedbirinizi almak için niyetlendiğinizde, tekrar güneş açabilir bu oğlak burcu kadınının dengesizlik standartıdır. Hata yaptığında geri dönüşleri geç ama merhametinin bir eseri olarak fazladır. Girdiği ortamlara kolay ısınamaz, arkadaşlarını seçerken hassas bir sarraf gibi davranır ve bu ince teraziden geçenleri hayatına alır ama onlara hayat boyu kadim bir dost olur. Sorumluluk bilinci ibresi çok yüksek olan oğlak kadını bunu hem özel, hem de iş hayatına yansıtır. Kıskançlığı destansı seviyededir. Eğer bir erkek olarak oğlak burcu kadınının eline düşmüşseniz ve yaramazlık istiyorsanız profesyonel destekle bu süreci götürmeniz kaçınılmazdır. Ve bu burcun kadınının femme fatale kıvamındaki çekiciliği ve tutkuları üst seviyededir. Bir oğlak burcu kadınına söz geçirmek istiyorsanız onu her daim yüksek doyum ve farklılıklarla beslemelisiniz. Oğlak burcu kadını için yapılan bu tanımlara neler ekler ya da neleri eleştirirdiniz ?
YAŞANMIŞ BIR HİKÂYE 6 yaşındaki bir çocuk oyun oynarken koltuğu yırtar ve Annesi çocuğa çok kızar ,Akşam babası gelince sinirlenir çocuğu döver ve ceza olarak ellerini bağlayıp sabaha kadar banyoda hapseder. Sabah olduğunda çocuğun ellerinin morardıgını görürler ve hemen hastaneye götürürler ama malesef çocuğun elleri kangren olmuştur. Ameliyatla çocuğun iki elinide keserler,çocuk taburcu olur.Aradan iki gün geçer babası çok pişman olmuş durumda eve gelir ve oğlunu görünce üzülür. Çocuk babasına seslenir; baba bugün hiç yaramazlık yapmadım hadi geri ver ellerimi artık nolur... VE SABAHINA BABA INTİHAR EDER
Ölürsem Şehit, kalırsam Gaziyim diyen
2232 Yıllık Şanlı bir Orduya güç yetiremezsiniz. 🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷 Bu vatan toprağın kara bağrında, sıra dağlar gibi duranlarındır. Bir tarih boyunca, onun uğrunda, kendini tarihe verenlerindir.
Orhan Şaik Gökyay
Orhan Şaik Gökyay
#199181248 Ecdâdımızın heybeti ma'rûf-u cihândır, Fıtrat değişir sanma bu kan yine o
Bir Hazandı Yüreğim
Kasım bir başka Hazan bende; Sen gittin ya,ruhum eksik hep, çocukluğum, gençliğim, sevdam, ilk aşkım hepsi seninle gitti bir bilinmeze... Saçlarımı okşayan ellerin, Özlemle sarıldığın kolların, ruhumu dinlendirdim sıcaklığında yok. Bir Kasım sabahı ruhum, anılarım sende kaldı; seviyorum demesen de gözleriyin gülüşünden anlardık, yaramazlık yapınca dilin kızsa da dudağıyın tebessümü ile gurur duyardın bizimle. Hele endamınla eve gelişin yok mu sevdam yüreğimizi ısıtırdı. Senden öğrendim ben hayatı; tatlı sohbetlerinden, Kaş çatmalarından, kızmalarından, gülümsemenden ve sıcacık yüreğinle vicdanında merhameti. Sohbetlerine, sarılmalarına, gülümsemene, sevgine doyamadan bir Kasım sabahı son yolculuğuna çıkarken; bilemedin doyamadığımız sana hep Hasret kalacağımızı... Ben iyiyim dedin istemedin ağlamamızı; biliyor musun sen gideli hiç ağlamadım ben çünkü sen istemezdin belki diyorum gülümsemelerimin tek sebebisin. Geçmez kısımlar ben de, gelsin istemediğim gibi. Çünkü çocuk ruhum kasımlarda hep hazan... N.K
Ben adam olmak istemiyorum ki
Annen var mı senin? - Var tabiî. - Ne iş yapar? - Çamaşıra gidiyor. - Sen ne olacaksın büyüyünce? - Ben mi? dedi. Gözlerini gözüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık. -Ben, dedi, boyacı olacağım. - Ne boyacısı? - Kundura boyacısı. - Neden kundura boyacısı? - Ya ne olayım? - Doktor ol, dedim. - Olmam, dedi. - Neden ? - Olmam işte. - Neden ama? - Doktoru sevmem ki. - Olur mu ya? Bak, dedim. Doktor sevilmez olur mu ? - Tabiî sevmem, dedi. Annem hasta oldu. Evimize geldi. Kumbaramızı kırdık. Bütün yirmi beşlikleri ona verdik. Sonra çeyrekler kaldı. Onlarla da reçeteyi yaptırdık. O da zorlan. - Ama annen iyileşti. - Annem iyileşti ama paramız gitti. İki gün, yemek yemedim ben. - Peki, dedim, öğretmen ol. - Ben mektebe gitmiyorum ki. - Neden? - Öğretmen beni dövüyor. - Neden? - Yaramazlık ediyorum da ondan. - Sen de yaramazlık yapma. - Ben yaramazlık ne demek bilmiyorum ki. - Öğretmenin yapma dediği şey, dedim. - Belli olmuyor ki!.. Bir gün arkadaşımın biri “Çamaşırcının piçi” dedi. Ben de dövdüm onu. Öğretmen de beni dövdü. Ondan sonra hep çamaşırcının piçi diye çağırdılar. Hiç kimseyi dövmedim. Yaramazlıkmış diye. Bir kaç gün sonra yanımdaki arkadaşın iki kalemi vardı. Birini aldım. Hırsızsın sen diye dövdüler. Benim kalemim yoktu aldım. Sonra o da yaramazlıkmış, hem de çok fena bir şeymiş. Bir daha kimsenin kalemini almam dedim. Defterini aldım. Bu sefer hem dövdüler, hem mektepten kovdular. - Çok fena yapmışsın. - Fena yaptım. Ben adam olmak istemiyorum ki. - Ne olmak istiyorsun ya? - Boyacı olacağım dedim ya. (Sait Faik Abasıyanık)
1.128 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.