Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
248 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
‘Yeryüzünde bulunan en gelişmiş türüz, peki mükemmel miyiz?’
İyi akşamlar sevgili okurlar; Elimdeki kitaptan önce yazarından biraz bahsetmek istiyorum. Nathan H. Lents 1978 doğumlu, genç yaşına rağmen hücre ve kanser biyolojisi, genetik, adli bilimler ve ayrıca bilimin özellikle evrimin öğrenilmesi ve öğretilmesi üzerine birçok çalışmaları ve kitapları bulunan, şuan Amerika’da bir üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmakta olan, profesör biyolog, araştırmacı, bilim insanıdır. Hayatını okuduğumda oldukça hayran kaldım kendisine. ‘İnsanın Kusurları’ kitabına ‘Bu zamana kadar hep insanın anatomik ve fizyolojik mükemmelliğini okuduk’ diyerek başlıyor Lents. ‘Fakat bu sefer tam aksini yapacağız, insanın kusurlarını ele alacağız.’ Yazar, elbette bir evrim destekçisi olarak; insan bedeninde gördüğü kusurları ve arızaları, ‘evrimin tasarım kusuru’ olarak nitelendirmiş. Yaratılış inancı olmayan bir insana göre böyle düşünmek için haklı sebepleri var ve ben de bir sağlıkçı olarak tespit ettiği bir çok kusura fazlasıyla hak verdim. İnsan anatomisi ve fizyolojisi ile ilgili en ufak bir hatalı bilgi veya yanlış yönlendirme saptamadım. Fakat bir çok yerde insanla hayvanları karşılaştırmış ve önemli iddialarda bulunmuş, hayvan anatomisi ve fizyolojisi konusunda bilgim olmadığından doğruluklarından emin olamadım. Fakat yazar bu açığı da sağlam kaynaklar göstererek kapatıyor. Sonuç olarak bilime meraklı olan okurlar tercih edebilir. Ufkunuzu açmak için mükemmel bir başlangıç. İyi okumalar.
İnsanın Kusurları
İnsanın KusurlarıNathan H. Lents · Metis Yayınları · 2020244 okunma
·
Puan vermedi
zehir
"oysa bir zamanlar sen beni bir kitapla zehirledin .Bu yüzden seni hiç bağışlamamam gerekir .Bu kitabı kimseye vermeyeceğine yemin et .çok zarar veriyor." Bu sözler Dorian'ın Lord Harry'e kitabın sonlarında söylediği sözlerdir. Harry ressam arkadaşı Basil sayesinde tanıştığı bir sosyete züppesidir. Kitabı okurken bir dönem
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Can Yayınları · 201972,8bin okunma
Reklam
Daha birçok evrimsel ayrımlar ve kavşaklardan ve bir hayli farklı türlerden geçerek daha da geriye gidersek, atalarımızın, yani meme bezlerinden salgılanan sütle beslenen canlı yavru doğurma kapasite­si gelişmiş sıcakkanlı hayvanların izini daha ilk memelilere kadar sü­rerdik. “Aile albümümüzde” daha da geriye gitmeyi sürdürün, sonun­ da sert derileri ve amniyotik yumurtaları sayesinde suyun dışında ku­rumaktan korunan ve hem suda hem de karada yaşayan (amfibi), ata­ları gibi periyodik olarak suya dönmek zorunda olmaksızın karada ko­loni kurabilen ilk sürüngenlere (reptiller) kadar ulaşırsınız. Daha çok balığa benzer atalardan evrimleşmiş ve dünyadaki yaşam tarihinde ilk kez bodur bacaklarıyla suyun dışına yavaş yavaş emekleme ve ciğer­lerine hava çekme kapasitesine sahip ilk amfibilere kadar gidin. (Bu amfibiler günümüz kurbağaları ve semenderlerin atasıdır). İlk kemikli balıkların atalarından ilk deniz omurgalılarına ulaşın ve daha da geri­ye, omurgası olmayan ancak ilk karmaşık çok hücreli canlıları evrimleştirmiş ilk deniz omurgasızlarına gidin. Ve sonunda ta en eski ata­larımıza, ilk kez küçük DNA molekül paketlerini bir çeşit hücre zarı veya çeperiyle sarma kapasitesini geliştirmiş ve kendileri de dünyanın ilk “kimyasal çorbasında” mevcut olan, kendiliğinden birleşen prote­in dizilerinden evrimleşmiş bakteriye benzer yaratıklara kadar ulaşa­caksınız.
"Çağdaş bilim adamları, bunca imkânlara rağmen tek bir canlı hücre bile meydana getiremezken akıldan, bilgiden, bilinçten ve iradeden yoksun bir tabiat nasıl olmuş da hem de tesadüflere bağlı olarak milyonlarca yaratılış harikası canlıyı var etmeyi başarabilmiştir?"
Sayfa 97
Mü'minûn Sûresi 12,13,14. Âyetler
12. Gerçek şu ki biz insanı çamurdan alınmış bir özden yaratıyoruz; 13. Sonra onu sağlam bir korunakta nutfe haline getiriyoruz. 14. Ardından nutfeyi (döllenmiş yumurta) alakaya (rahimde asılıp beslenen embriyo) çeviriyor, alakayı şekilsiz et (görünümünde) yapıyor, bu etten kemikler yaratıyor, daha sonra da kemiklere adale giydiriyoruz; niha- yet onu bambaşka bir yaratık halinde inşa ediyoruz. Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah çok yücedir. [12-14. âyetlerde geçen "yaratıyoruz, getiriyoruz" gibi fiillerin âyetlerdeki asılları geçmiş zamanlıdır. Kur'an'da verilen bilginin kesinliğine işaret etmek gibi bazı sebeplerle şimdiki, gelecek veya geniş zaman yerine geçmiş zaman filinin kullanıldığı bilinmektedir. Burada her bir insanın yaratılış süreci anlatıldığı için ilgili fiillerin şimdiki zaman şekliyle çevrilmesi uygun görüldü. 12. âyetteki sülâle kelimesinin burada insan bedeninin oluşumuna yarayan topraktaki organik ve inorganik maddeler, besinler için kullanıldığı anlaşılmaktadır. Erkeğin sperminin rahim kanalında kadının yumurtasını döllemesinden sonra insanın bu ilk maddesi, âyette "sağlam korunak" deyimiyle ifade edilen rahme gelir. Nutfe ile bu aşamadaki döllenmiş hücre (zigot) kastedilmektedir. Bu hücrelerin rahim cidarındaki asılı vaziyetine âyette alaka denilmiştir. Rahimde gelişimini sürdüren embriyo, önce şekilsiz etimsi bir parçaya (mudga) dönüşür, zamanla kemikler oluşur, kemikler kas, damar ve sinirlerle. bunlar da deriyle kaplanarak bedenin oluşumu tamamlanır.]
Sayfa 341Kitabı okudu
248 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yeryüzünde bulunan en gelişmiş türüz, peki mükemmel miyiz?’ İyi akşamlar sevgili kitapsevenherkes okurları; Elimdeki kitaptan önce yazarından biraz bahsetmek istiyorum. Nathan H. Lents 1978 doğumlu, genç yaşına rağmen hücre ve kanser biyolojisi, genetik, adli bilimler ve ayrıca bilimin özellikle evrimin öğrenilmesi ve öğretilmesi üzerine birçok çalışmaları ve kitapları bulunan, şuan Amerika’da bir üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmakta olan, profesör biyolog, araştırmacı, bilim insanıdır. Hayatını okuduğumda oldukça hayran kaldım kendisine. ‘İnsanın Kusurları’ kitabına ‘Bu zamana kadar hep insanın anatomik ve fizyolojik mükemmelliğini okuduk’ diyerek başlıyor Lents. ‘Fakat bu sefer tam aksini yapacağız, insanın kusurlarını ele alacağız.’ Yazar, elbette bir evrim destekçisi olarak; insan bedeninde gördüğü kusurları ve arızaları, ‘evrimin tasarım kusuru’ olarak nitelendirmiş. Yaratılış inancı olmayan bir insana göre böyle düşünmek için haklı sebepleri var ve ben bir okur olarak tespit ettiği bir çok kusura fazlasıyla hak verdim. İnsan anatomisi ve fizyolojisi ile ilgili en ufak bir hatalı bilgi veya yanlış yönlendirme saptamadım. Fakat bir çok yerde insanla hayvanları karşılaştırmış ve önemli iddialarda bulunmuş, hayvan anatomisi ve fizyolojisi konusunda bilgim olmadığından doğruluklarından emin olamadım. Fakat yazar bu açığı da sağlam kaynaklar göstererek kapatıyor. Sonuç olarak bilime meraklı olan okurlar tercih edebilir. Ufkunuzu açmak için mükemmel bir başlangıç. İyi okumalar kıps
İnsanın Kusurları
İnsanın KusurlarıNathan H. Lents · Metis Yayınları · 2020244 okunma
Reklam
Birşey sormak isterim. Kulak var ses alır, burun var koku alır, dil var tad alır. Ellerin bir hareketi ile milyonlar hücre harekete geçer ve beyinden aldığı talimatla hareketi yerine getirir. Başa dönelim kulağın deseni burundan farkli dilin işlevi elden farkli. Aralarındaki fark sadece bu degil. Acaba diyorum bu işte bir yaratılış nizam veya sistem mi var, yoksa sadece tesadüf veya evrim dedigimiz bir eylem mi var!
Nisa Suresinin 1. Ayeti şöyle başlıyor “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah, üzerinizde bir
Hemoglobin kanun akciğerlere oksijen taşımasına yardımcı olan bir kan proteinidir. Insanlarda hemoglobin geninin iki farklı varyantı (çok az farklılık gösteren çeşidi) vardır. Gelin bunlara A aleli ve S aleli diyelim. (Alel yalnızca genin alternatif bir formudur) Bir insan anne ve babasının her birinden bir hemoglobin aleli alır, böylece her birey AA, AS veya SS hemoglobin alel bileşimine sahip olacaktır. SS bileşimiyle doğmuş insanların (yani 5 veya "orak hücre" alelinden 2 kopyaya sahip olanların) başı derttedir, çünkü bu bileşim ağrılı nöbetlere yol açan ve öldürücü olabilen ciddi bir anemi türü (kansızlık) olan orak hücre hastalığına yol açar.
bu karanlık dünya benim hayatımın aydınlığı oldu hocam
Cezaevlerine seminerlere gitmiştim Allah kimseleri oralara düşürmesin kimi gerçekten anlık bir kararla yaptığı bir suçtan dolayı kimi suçsuz yere kimi gerçekten bir suc islediği için orada ama hepsinin ortak bir hayatı var ve orada var onlardan biri hocam cezaevi insan için iyi midir Elbette iyi değildir ama benim için çok iyi oldu bir
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
Yaratılış ve hücre
Eğer yeryüzüdeki hayatın tümü hayvanî olsaydı şimdiye kadar oksijen tükenmiş olacaktı. Şayet hayat sadece bitkisel olsaydı karbondioksidin tamamını harcayacaktı. Her iki durumda da hem birinin, hem öbürünün hayatı sona ermiş olacaktı.
Sayfa 53 - Dergah yayınlarıKitabı okudu
Darwin'in çağdaşlarından Ernst Haeckel ise bu eksiklik karşısında sözünü sakınmıyordu: "Darwinci kuramın en büyük kusuru, tüm canlıların atası olan ilkel organizmanın -muhtemelen basit bir hücre- kökenine ışık tutmaması. Darwin bu ilk tür için özel bir yaratılış işlemi varsaydığında tutarlılığını yitiriyor ve sanırım samimi de değil". Burada temel mesele olan yaşamın nasıl ortaya çıktığı, tasarım, işlev ve amacın nasıl yaratılıp cansız maddeye sokulduğu sorusu, fiziki bilimleri sürekli rahatsız eden bir diken olarak yanıtsız kaldı.
"Çağdaş bilim adamları, bunca imkânlara rağmen tek bir canlı hücre bile meydana getiremezken akıldan, bilgiden, bilinçten ve iradeden yoksun bir tabiat nasıl olmuş da hem de tesadüflere bağlı olarak milyonlarca yaratılış harikası canlıyı var etmeyi başarabilmiştir?"
Sayfa 97
Yaratılış ve İnsan
Allah her canlıyı kendi hücre yapısında yaratmıştır ve hücreleri çoğaltarak aynı canlıyı meydana getirmiştir bütün canlıların tesadüfen meydana gelen bir hücreden evrimleşerek oluştuğu maymundan geldiği iddiası sadece ateizmi destekleme yöneliktir gerçekle hiçbir ilgisi yoktur biri bir yörüngede dönerek hareket etmektedir bu düzeni ancak sonsuz Kemal sahibi ve sonsuz Kudret sahibi bir rap yaratabilir irade i cüziye işte bu imtihanı gereklilik var bu yüzden cenabı hak dünya hayatını hak ile batılın mücadele meydani olarak yaratmıştır irade i cüziye ile insanı iyi ve kötüyü birbirinden ayırmada serbest bırakmıştır
80 syf.
·
Puan vermedi
Ön yargılara ve ego engeline takılmayacaksanız, okunmalı
Arthur Schopenhauer, tarzını çok sevdiğim bir Alman filozof, yazar. Çünkü çok keskin ve çarpıcı bir üslubu var. Bu da demek oluyor ki grilere yer yok. Ya doğrudur ya yanlıştır. Ortada bırakmıyor. Bu açıdan cesaretli oluşu ve farklı bakış açıları ile beğenerek okuyorum. Bu kitabı ikinci okuyuşum, ilk okuduğumda da sevmiştim ve tesadüfen rafımda
Aşka ve Kadınlara Dair (Aşkın Metafiziği)
Aşka ve Kadınlara Dair (Aşkın Metafiziği)Arthur Schopenhauer · Say Yayınları · 202013,3bin okunma
56 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.