İnsanlar aşkın hemen ortaya çıkan bir duygu olduğuna daha çok inanıyorlar ve karşı cinsler arasında çok doğal olan etkileşimin, hoşlanmanın yarattığı çok normal olan bu duygulara eksikliğini hissettiği ve hayalini kurduğu aşkı yüklemeye çalışıyorlar. Flört dönemlerine çok derin duygular yüklüyorlar. Düşünce ve davranış yapısı aşırı gelişmiş bir
Kitap Söyleşi türüdür. İlber Ortaylı|Yener Bilgici
Sekiz bölümden oluşmaktadır. Anlayacağınız gibi soru ve cevaplardan oluşmuştur.
“Herkes kendi talihinin mimarıdır.”
Kitabı almadan önce incelemelerine bir göz gezdirdim ve alınmayacak bir kitap olduğuna dilinin ağır olduğuna ve İlber Ortaylı’nın sürekli kendini öveceğine dair bir izlenim
Penelope, Colin'e on altı yaşından beri aşıktır. On altı yaşında şans eseri Colin'le karşılaşıyor ve bu karşılaşma onun biraz rezil durumdur. Penelope'nun asıl kalbini kıransa, Colin'in ben hiç bir zaman Penelope'yle evlenmeyeceğim. Dediğini duyuyor.
Neyse zaman ilerliyor ve Colin evlenmek istemediği için sürekli seyehat ediyor. Evine döndüğü zamansa, Penelope'den kaçıyor ama balolarda karşılaşıp annesinin zoruyla dans ediyor. Tabi bu ilk başta annesinin zoru olsa da bu dans esnasında yavaş yavaş Penelope'ye ısınıyor.
Bazen sinir eden kısımları olsa da severek okudum.
Kitabı elime aldığımda hacimli olması nedeniyle çekinerek okumaya başladığım bu eser, hem akıcı ve duru anlatımıyla hem de üslup bakımından zengin edebi diliyle beni içine çekerek bir çırpıda okumamı sağladı.Her zaman sorulan ve bir klişe haline gelmiş ‘’hangi roman karakteri ile tanışmak istersin?’’ sorusuna yıllar sonra gönül rahatlığıyla
A Ş I K O L D U M
Kitabın yorumunu nasıl yapacağımı bilmiyorum çünkü hâlâ son sayfalarının etkisinden çıkamadım. Kesinlikle alıp okumanız gereken bir kitap.
Öncelikle şunu söylemek istiyorum, yazarın ilk Çürük Vişne serisini okuyup aşırı beğenmiştim. Şimdi de aksiyon dolu bu kitabı heycan içinde bitirdim. O kadar güzel ki her bir sayfasına aşık olacaksınız. Kitabın konusuna gelecek olursak Bestegül her sabah yaptığı gibi, o sabah da okula gitmek için evden ayrıldığında, kaderinin ön üç diğer insanla birleşeceğini bilmiyordu. O sabah metroya bindi ve son durağa kadar seyehat etti fakat Son duraktan çıkamadı. Onunla birlikte on üç kişi de metroda mahsur kaldı. Enkaz altında mücadele etmeleri gereken şeyler vardı. Açlık, susuzluk, özlem, keder, hüzün, ölüm...
Açıkçası ben 14 karakterden sadece üç tanesini çok sevdim. Bestegül, Oğuz ve Selim çok çok çok güzeldi.
evlerimiz büyüdü fakat ailelerimiz küçüldü. artık daha rahatız ama zamanımız az. öğrenim seviyemiz arttı fakat anlama yetimiz azaldı. ay'a gidip gelerek onca yolu katettik ama caddeyi geçip yeni komşumuzla tanışmakta geciktik. daha fazla üretelim diye yeni bilgisayarlar geliştirdik fakat daha az iletişim kurmaya başladık. anlamlar büyük fakat karakterler küçük. kârlar yüksek fakat ilişkiler yüzeysel. şimdi artık penceremizde çok şeyin olduğu ama odamızda hiçbir şeyin olmadığı bir zaman..
Eğer çok hızlı bir şekilde Seyehat ederseniz veya yerçekiminin dünyadan daha güçlü bir gezegene yerleşirseniz, zaman sizin için diğer insanlara göre daha yavaş akmaya başlar...
Hafıza nam kör kuyu, uğradığı her durakta uzun molalar veren, pek yavaş bir vasıta. Zamanda seyehat gibi fevkalade özellikleri var, ama öyle her canı isteyeni canının istediği her yere götürmüyor.
#okudumbitti
#JennyDownham
#BenÖlmedenÖnce
#366Sayfa
#OcakAyı9cuKitap
Ben bu kitabı yorumlamayacağım. Sadece şu kadarını söyleyeceğim, kitap 16 yaşında kanser hastası bir kızın hikayesini anlatıyor. Aynı süreci yaşayan biri olarak kitaba yorum yapmam çok zor. Ancak alıntılarla yorumlayabilirim heralde bu kitabı......
"sol akciğerimde
Yavaş yavaş ölürler,
Seyehat etmeyenler.
Yavaş yavaş ölürler,
Okumayanlar, müzik dinlemeyenler,
Vicdanın da hoşgörü barındırmayanalar.
Yavaş yavaş ölürler,
Alişkanlıklarına esir olanlar,
Her gün aynı yolu yürüyenler.
Ufuklarını genişletmeyen ve degişmeyenler,
Elbiselerini rengini değiştirme riske bile girmeyenler.
Seyehat eden kardeş, ışık hızının yüzde yetmiş beşi hızında seyehat edip otuz yedinci yaş gününde Dünya'ya döndüğünde, Dünyadaki kardeşi elli yedi yaşında olur. Çünkü ışık hızında seyahatle zanan daha yavaş akar ve saatin tik takları arası uzar.