Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
acının vergisini verdik, gülün haracını ödedik hüznü demirbaş defterinden düşmeye geldi sıra
Sayfa 72 - YKYKitabı okuyor
Yaralı Olduğunu Sanan Birisinin Hüznüne Gazel
“Her şey atılıyordu. Bitmiş sigaralar. otobüs biletleri. kullanılmış pamuklar muayyen zamanlarda. tarifeler. yaz gümrükleri. gazocağı iğneleri. kötü çıkmış resimler. bir yatma. bir evin on iki yıllık badanası. bir tarih kitabı. kazanılmış bir savaş ve sonucu. bir anlamsızlık. ölü bir çocuk ve pabucu. kibritler. sinemalar. Ve.” onun hüznü vardı Ah ellerim, ah beni hatırlayan herkes Bir kötü romanda beşinci kişi gibiyim falan ve beni tanımayan herkes Ben aranan bir şeyim bir parça analjezik. sesim dükkânsızlığın sesidir bir parça aralık tahta kepenkli tahta kepenksiz bir parça aralık Sokaklarda. Havralarda. Yataklarda. Dünyada. ve onun hüznü bir haydudun hüznüdür biraz da kendinin yaptığı
Sayfa 103 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
doğunun gurbetleri
akşam en güzel masaldır iyi anlatılırsa doğru olan herşeyde biraz öfke, biraz yılgınlık vardır der, bir kıssa câm incelince şarap da incelir yaşam acıdan kırmızıya ölüm hüzünden beyaza ve bir gül gelirse bu yol ayrımından gelir mutlaka ve nasılsa kendi elimizle kurduğumuz gurbetten daha zor bir sürgün yoktur yaşasak da, yaşamasak da umuda ve sonbahara hüküm ki: gülün saltanat devrinden ne sevdikse bugünden ve ne kaldıysa dünki acıyı yakuta döndürsün hüznü döndürsün elmasa akşam en güzel masaldır çünki iyi anlatırsa
Sırası Gelince
acının vergisini verdik, gülün haracını ödedik. hüznü demirbaş defterinden düşmeye geldi sıra sen ki eyvan ağıtlarda sürekli ve ahşap bir gülümseme gibi durdun gözlerin bozkırdan devşirme yolların bozgundan derlenmiş karanlık yolcusu turnaların ve kurdun ey hüzünlere reâyâ olan derviş acının vergisini verdin, gülün haracını ödedin hüznü demirbaș defterinden düşmeye geldi sıra tarlalarla uzar gider al kısrak gökçe çiçek tozar durur sılalarla oysa ölüm, bir uçtan bir uca bir uzun kervansaraydır ki savrulur günü saati gelince yıkılır yırtıla yırtıla
MINOTAUROS YA DA ORAN MOLASI
"Viyana daha sessiz görünür, kentler arasında bir genç kızdır. Burada taşların yaşı üç yüz yılı geçmez, gençlikleri de hüznü bilmez. Ama Viyana, tarihin bir dört yol ağzıdır. Çevresinde imparatorlukların çarpışmaları çınlar."
Neden gözlerinde baharın hüznü var Issız kalbimi sen de kanatlarınla sar Mehtaplı geceler anlatır seni bana
Sayfa 160Kitabı okudu
Reklam
Üç kadın da neyi konuşsalar araya karışıveren sözcüklerle beliriveren hüznü engelleyememenin ezikliği ile birbirlerine bakmışlardı.
Sayfa 139Kitabı okudu
Üç kadın onları yoklayan hüznü itmek ister gibi sık sık gözlerini kırpıyorlardı.
Yerine saplanıyor bir sürahi Pencereler şaşkın Perdeler bir uzak yol kadar uzun Ve balkon Kendi dudaklarında şimdi Donmuş bir tavus kuşu Bir tavus kuşu yontusu belki Ne tuhaf Demin de aşağıdan bir bando geçti Sormak isterdim sana Bir bando şefinin hüznü nedir Hilmi Bey Bir bando şefinin uykusu Nasıl bir uykudur ki Hilmi Bey Ne kötü Elimde bir çiçekle yaz geçti.
Yaralı Olduğunu Sanan Birisinin Hüznüne Gazel
Şehir birden başladı, sol tarafta hendekler işportacılar, dükkancılar ve akşamüstüne gidip gelenler ve onun hüznü vardı Şehirler olsun varsındı ve manavlar kapansındı. evlerin ince bir buğuya, bir cinselliğe kapansındı ve onun hüznü vardı Aksaçlı ortodokslarla dövüşken çocuklar. aşk romanları ve trafolar ve “Sen ne güzelsin”ler kendilerini
302 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.