İktisat Fakültesi’nde lisans, Fatih Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yüksek lisans yaptım. Bilgi Üniversitesi’ndeki edebiyat atölyelerine katılarak yazarlık eğitimi aldım. Ancak edebiyat yolculuğuna çıkarken gücüme güç katan da geniş bir ailemin olmasıydı. Yazmamı sağlayan ana arterim, bugün hayatta olmayan aile büyüklerimin bilgeliklerinden aldığım feyizdi.
“ Sevemeyecek olduktan sonra boşundaydı bütün arayışlarımız.
Var olmamız, yaşamamız boşundaydı...
Sonra bir yağmur başladı mutlu bir serinlik ne oldu içimize sevememek bize sevmeyi öğretmişti.
Yaşantımızın anlamını kavradığımız anda sevgilerimiz yüreğimize sığmaz oldu…
Masumiyet 27 Aralık 1939 gecesi Erzincan’daki deprem felaketinde başlayıp günümüz İstanbul’una uzanan destansı bir öykü...
Rengigül Bayrı’nın hüzünlü, savrulmuş,acı dolu hayat hikayesine konuk oluyoruz.
Henüz on bir yaşında iken anne babası kaybeden rengigül kız kardeşi ile beraber İstanbul’da halasının yanına yerleşir.
Üniversiteyi kazanır sanat tarihi bölümünü seçer.
O yıl hayatına Harran’lı bir aşiret ailesine mensup Cumali Yörükoğlu girer ve malesef karşılıksız ve saplantılı aşkı yüzünden Rengigül’ün hayatını cehenneme çevirir.
Rengigül cumali ile evlenir bir gün bile mutlu olamaz
Bu hikayenin en masumu kızı ırmak olur
Kız çocuk en büyük kazançtır.
Bir annenin başına gelen en güzel olay, kız evladının olmasıdır.
Evliliğinin ilk yıllarında Yörükoğlu ailesinin genç ve yakışıklı avukatı selim ile karşılaşır çok tehlikeli,gizli,yasak bir yola girerler.
Ve bir gün gelip te rüzgar yön değiştirince ezberler bozulur…
Hikayenin sonunda ters köşe oluyorsunuz
Rengigül mutlu olabilecek mi kim bilir ??
Kitap 485 sayfa Harran tarihi ve Erzincan depremini detaylarıyla bize anlatan edebi yönü çok başarılı bir kalem yazarımızın diğer kitaplarını da çok merak ettim doğrusu yaz aylarında okumanız için güzel bir tavsiye
Sen nasıl bir kitaptın öyle yaaaa? Şu an okuduklarımı hazmetmeye çalışıyorum. Suna Allah seni bildiği gibi yapsın diyorum!!! Rezil şey! Çok fena bir kitaptı ya.
.
.
Suna ve Bahar çocukluktan beri beraberler. Bahar çok güzel ve yetenekli bir kız. Yeteneği sayesinde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi Resim bölümünü kazanıyor. Suna ise kıskanç, fitne fesat dolu bir kız. Bahar kadar başarılı olamadığı için onu kıskanıyor. Bahar, arkadaşının da içten içe sevdiği Firat'a âşık olur ama nereden bilsin ki Suna'nın da onu sevdiğini. Ve bundan sonra hayatı resmen cehenneme döner. Bir insan ne derece çirkinleşir? Bunu Suna'da çok iyi bir şekilde gördüm. Insan arkadaşım, dostum dediği birine nasıl böyle kötülükler eder aklım almadı. Kızın gözünü hırs bürümüş âdeta. Kitabın böyle bitmesini hiç istemedim açıkçası. Keşke Bahar yönünden daha güzel bir şekilde sonlansa idi ve o Suna pisliği de hırsından kudurup dursa idi.
#parlakmeltemkitapligi #destekyayınları
Yüzyıllık İhanetGüzide Kotan Yılmaz · Destek Yayınları · 20189 okunma