Hayat günü geldiğinde herkesi bir şekilde incitiyor. Zengin, fakir,genç, yaşlı, çocuk fark etmiyor ama aynı hayat insanı incittiği yerden tekrar yaşama bağlıyor.. Kırıldığın yerden tekrar yeşermeye başlıyorsun. Hayat uzun bir yol ve onu nasıl yaşayacağımıza kaderin payı olsa da aslında biz karar veriyoruz..
Ben bile unutmuşum doğum günümü, ama sağ olsun yazar ablalarım unutmadı, kutladılar. Bazen çok uzaklarda da olsan, seni sevecek inanlar oluyor işte. Önemli olan bu insanların kıymetini bilmeli. Gerçekten çok güzel insanlar, onları tebrik ediyorum. Onlar benim gerçek ablam. İyi ki varlar, iyi ki tanımışım onları.
Senden Vazgeçmem
"Hadi kurbağa,bir daha bu kadar iyi olmayabilirim.
Bana neden öyle diyorsun?
Ne diyorum?
Yetim,şapşal,kurbağa ve buna benzer bir sürü şey.
Çünkü tüm bunların hepsi sensin.
Madem bir şey diyeceksin bana "yusufçuk" de."
Nisan,20 günlükken annesi tarafından tekrar alınmak üzere kimsesizler yurduna bırakılmış.O yurtta
Ayşegül Çiçekoğlu"Karşı kıyıda,hasretle bir gün Mustafa'ya kavuşmayı ve buraya geri dönmeyi ömrümün sonuna kadar bekleyecektim.Ona söz vermiştim.O da beni bulacağına söz vermişti.Bu söz şimdilik kalbim kan ağlarken bana yeterdi.Bu sözlere sıkı sıkı satılacaktım ta ki Mustafa beni tekrar bulana kadar."
1920 li yıllarda küçük bir