Bir kadın susmayı tercih ediyorsa eğer, anlatmak istediği çok şey vardır. Bir kadın, gitmesi gerektiğinde, kalmayı seçiyorsa, büyük bir ihanet yaşamıştır. Ve daha fazlasını yaşatmadan, asla gitmeyecektir. Bir kadın ağlıyorsa, yalnızca bir şey için ağlamıyordur. İçinde biriktirdiği, çok şey vardır. Bir kadın, yorulduğunu hissediyorsa, aşka olan inancını yitirmiştir. Bir kadının güvenini bir kez kaybettiysen eğer, ona dünyaları sunsan da, seni asla affetmeyecektir. Bir kadının tükendiğine neden olduysan, seni de tüketir. Ama bir kadının nefretine neden olduysan eğer, dönüşü yok, çok şey kaybettin demektir...
Bazı kadınlar hep gülümser. Gelirsin gülümser, seversin gülümser, öpersin gülümser, sarılırsın gülümser, saçlarını koklarsın sadece gülümser. Gidersin gülümser, acı çeker yine de gülümser.
Gecenin soğuğunda ona armağan ettiğin
şarkıyı dinler gülümser. Gözlerinden yaşlar
gelir gülümser. İntihar etmez, ama bizler
etrafa savurduğu tebessümlerin altında ne
büyük bir acının yattığını, içinde yaşadığı
savaştan her geçen gün ne kadar çok yara
aldığını, gülümserken aslında "İyi değilim!"
demek istediğini göremeyecek kadar körleşir ve buna sebep olduğumuzu anlamayacak kadar insanlıktan çıkarız.
Başını omzuna yasladığında "Burası kendimi güven de hissettiğim yer..." dedirtecek kadar sahiplendiğini hissetmek ister. Gece yarısı telefonun çalmasını ve "Biraz sesini duyayım öyle uyurum..." demeni ister. Yanındayken eğer ağlıyorsa, bunu açık açık söyleyemez ama yanaklarında biriken yaşları senin silmeni ister... Ve eğer çok gülümseyen biriyse, bir çocuk gibi onunla tatlı tatlı şakalaşmanı ister, bunları yapmak aklına gelmiyorsa, en azından elini tut ve onu koklayarak öp. Sen ona değerli olduğunu hissettirirsen eğer, şüphen olmasın o da seni tahmin edemeyeceğin kadar çok sever.
Fazla kilolarını kıyafetlerle kamufle eden bir kadın isterse acısını da saklamayı becerir. Eğer kadın karşında ağlıyorsa güçsüz bir yapıya sahip olduğu için değil sadece senden çok daha fazla duygusal olduğundandır. Ya da sandığın gibi adam olamadığın içindir. Veya birlikte yürüyeceğinize söz verdiğin yolda senin başka yöne sapıp onu ardında bıraktığın içindir. Belki de sana verdiği tüm değere değmediğini geç anladığı içindir.
Birbirimizi ne zaman anlarız biliyor musun? Aynı hüznü sen de yaşadığında, senin de gecelerin acılarla çok uzun geçtiğinde, sözlerinin senin için yazıldığına inandığın duygusal bir şarkıya takılıp kaldığında, göğüs kafesine koca bir ağrı çöktüğünde, mutluluğun senin için gerçekleşmesi imkânsızlaşan bir hayal olduğunu düşündüğünde… Etrafındaki onca kalabalığa rağmen, elini tutabilecek birinin olmadığı gerçeğiyle yüzleştiğinde… Birbirimizi en çok nasıl anlarız biliyor musun?
Senin için çektiğim acıyı, bir başkası için çektiğinde…
“Yanımda olmamandan daha kötü bir şey de var, O da, benim gibi yalnız olmayıp, başkasıyla olman…”
En kötüsü değil miydi? “Bilmem seviyor gibiydi.” demek. Sırf sevdiğin için onun gülümsemelerini üzerine alındın. Seninle konuşmasını, yanında yürümesini veya başkalarına anlatamadığını gelip sana anlatmasını. “Sevdiği için” diyerek ve inanarak hayaler kurdun. Çevrendeki insanlarla mutluluğunu paylaştın. İçinde tarifsiz bir sevinç, sıcaklık vardı. Bu tür mutluluklar güzel bir filmin fragmanı gibi kısa sürer. Ve gözlerin, onun bir başkasına ait olduğuna şahit oldu. O an, enkaz altındaymış gibi hisetin kendini, sonra kıyametler kopmaya başladı kalbinde. Günlerce evden çıkmak istemedin, telefonun hep kapalıydı. Şarkılara sığındın. Sana iyi gelmeyeceğini bildiğin halde gecelerce o şarkılarla ağladın. Aynadaki yüzüne sövdün, bağırdın, sitem etin. Ve “Neden bu kadar çok kapıldın?” diye sordun kendine. “Bilmem, seviyor gibiydi.” Bilmem Seviyor Gibiydi ....