Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Halk çılgınca bir keyifle kutlama yapıyordu. Gelirken, tepelerine küçük kırmızı şapkalar geçirilmiş olan küçük mızraklarla süslenmiş evler görmüştü; bir de üç renkli kurdelelerle standart yazı yazılıydı: “Cumhuriyet Birdir ve Bölünemez. Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik ya da Ölüm!”
Ekinoks
yazı orda geçirdik kışa gerek kalmadı safça acemice şarkılar söylendi oyunlar oynandı sözde sevinçler haline getirildi yıllanmış hüzünler aşklar unutuldu ve bazılarına yeniden başlandı “insan yaşlandıkça kurtulur demiş birisi korkudan belki yılgınlıktan ve başka bir şeylerden oysa yaşlandıkça bulunur mavinin en iyisi akasya çürür tren hızlanır
Sayfa 579 - YKYKitabı okudu
Reklam
Orak ile buğday başağının öyküsünü bilir misin? Ölüm, orağın ağzını biler ve böylece başaklar yerlere kapanıp secde eyler. Gel sen Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol. Ve sana yakîn erişinceye kadar Rabbine ibadet üzre ol. (Hicr: 98-99)
"Gelin görün ki, dünyada âşıklar hâlâ uyuyor. Dünya onları çağırıyor. Âşık konuşuyor: 'N'olur ayrılmadan önce bir nazar kıl bana. Sen ruhuma nakşedilmiş susuzluğumsun benim.' Ama ertesi gün, birden başka biri olup çıkıyorlar. Gece başka, gündüz başka birisi oluyorsunuz. Sizi kavurup duran ihtiraslarınızın sarmaşığından aşağı inin artık. Bu aldanışlar diyarında, bir yataktan bir yatağa itilip durursunuz. İçin, için sizi divâne gölgeler! Ömrün ve insanın sınırlarını ne zaman farkedeceksiniz? El ele, öpüşen, âşıklarmış gibi davranan insanlar görüyoruz etrafımızda. Herkeste ânı yakalama arzusu apaçık görülüyor. Kimse ruhun hazine dairesinden tek bir ânın yitirilmesini istemiyor. Kimse ömrün sınırının yakın olduğunu, ölümün hemen yanı başında beklediğini kabul etmek istemiyor. Ama bilin ki, ölüm ânında, en umutsuz ve çorak şartlarda bile beklemediğimiz bir umut verilir bize. Şeytan, çamurdan yapılmış insana güvendiği için Allah'ın yanıldığını kanıtlamaya çalışmıştı. Çamurdan yapılmışlığın bir önemi var mıdır gerçekten? Çamur da, ateş de, ışık da, Allah'tan mertebelerce aşağıdadır. Allah'a tevekkül edin ve birbirinize itimad edin ama özellikle, Allah'a ubudiyetinizi herşeyin üzerinde tutun. Unutmayın ki, içinde put olan bir kalbe Muhabbetullah girmez. Lezzetlerinizi Allah'ın rızası dairesinde yaşayabiliyorsanız, amenna. Yaşayamıyorsanız onlardan vazgeçin ve nihayet, Ömer Hayyam'ın Hayâl Kervanı mısrasını hatırlayın. Duvarlardaki çentikler vaktinizin geldiğine işaret eder. Acele edin!"
POLLYANNA'YA MEKTUPLAR
1. Sevgli Pollyanna, Sen bu mektubu okurken Soğuk bir doğu sokağında, Acılarla yüklü bir faytonla dolaşıyor olacağım Atların boynunda ziller ve pembe orlondan püsküller Şaklayan kırbaç ve gıcırdayan tekerlekler. Kömürümüz bitti tam kışın ortasında Toz hatıra ve talaş bastık sobaya Üşüse böyle yapardı mutlaka hazreti İsa da. Aşkın yüzünden düşen
Bizler biliyoruz Yüce Tanrım, ömrümüzün sonbaharı çok yakınındadır ilkbaharınının, yazı ise hiç uzun değildir; bu nedenle böyle bir sabırsızlık çalkalanır kanımızda, bu nedenle büyük bir açlıkla uzanır elimiz sevdiğimizi almaya ve fani şeylere bile hemen sevinmeye; zaman geçtikçe yaşlanırken, beklemeyi nasıl öğrenelim, bir gecede ölüp giderken nasıl sabredelim, zaman sönmeyen ateşiyle peşimizdeyken nasıl yanmayalım, ölüm arkamızdan koşarken nasıl acele etmeyelim?
Reklam
Söylenemez olana değmektir yazı, çıplak yazı, kendi kendine koşan ya da sürünen yazı: ve bu söylenemez olan vücuttur, ve Tanrı’dır, ya da ikisinin kaynaştığı içkin Hayat… Ama söylenemez olan Hayat ise, aynı zamanda, onun her anki kıyısı ve uçurumu, sonsuz kuyusu, ölümdür de. Ama söylenemez olan vücut, Hayat, Tanrı, ölüm ise, aynı zamanda yazıdır da, çünkü yazı bir hayattır, ölümü taşıyan…
Sayfa 11
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.