Çalışacağım yazmaya, aklımda kalanları, olaylar zincirinden zihnimde kalanları yazmaya. Belki genel bir sonuca varırım, hayır, fakat içim rahat eder, inanabilirim kendim. Çünkü benim için hiç önemi yok, inanmış inanmamış başkaları -Lakin tek korkum: yarın ölebilirim kendimi tanıyamadan. -Hayat tecrübelerimle şu yargıya vardım ki, başkalarıyla benim aramda korkunç bir uçurum var, anladım, elden geldiğince susmam gerek, elden geldiğince düşüncelerimi kendime saklamalıyım. Ve şimdi yazmaya karar vermişsem, bunun tek nedeni, kendimi gölgeme tanıtmak isteğidir.
Sayfa 15 - YKYKitabı okudu
Yeter! Yeter! Yeter! Okuyabileceğim bir şeyler yok mu? Var mı? Sanmıyorum. Bulursanız bana haber verin. Hayır vermeyin. Var. Biliyorum: siz yazdınız. Kalsın. Bir keresinde adamın birinden Shakespeare sevmediğimi yazmaya hakkım olmadığını anlatan uzun ve öfke dolu bir mektup almıştım. Gençler bana kanıp Shakespeare okuma zahmetine bile girmeyeceklerdi. Böyle bir konum almaya hakkım yoktu. Sayfalarca bunu söyleyip durmuştu. Cevaplamadım. Ama burda cevaplayacağım. Siktir git lan. Hem ben Tolstoy’u da sevmem. BİTTİ  
Reklam
Hayır, benimkisi yazamamak korkusu değil... Beni yazmaya zorlayan yığınla konu birikmiş, yine de yazamıyorum. Yazmaya karşı bir tiksinti, bir iğrenme,bir usanç başladı bende. İstediğimi istediğimce yazamamanın direnci bu.
Sayfa 200Kitabı okudu
Sana kin duymak bahsine gelince, Piraye. Bunu yazmaya nasıl elin vardı? Bu kabil mi? Hayır, Piraye, beni hiç tanımıyorsun. Ben envai çeşit işkenceyi çektirebilirim sana, bilerek değil, isteyerek değil, fakat çektirebilirim ve çektirdim de, fakat sana kin duymak? Bunu nasıl düşünebildin?
Sayfa 768Kitabı okudu
Ne ki, zaman kısa kalemim yetmiyor yazmaya anlatmak istediklerimi, kafamdan kim bilir neler geçiyor aklımda tuttuğum, ama yazıya dökemediğim birkaçının dışında, dinleyenin aklını başından aldığı. Ölüm çevrelemişti yüreğimi susmak yararsızdı, elinden onu çekip almak için, ya da yardımına koşmak baskı altındaki duygularımın. Ağzımı açıp
Sayfa 20 - EfilKitabı okuyor
Yazmaya hayır
Champillon’dan yaklaşık beş bin yıl kadar önce Tanrı Thot, Teb şehrine gitti ve Mısır kralı Thamus’a yazma becerisini armağan etti. Ona bu hiyeroglifleri açıkladı ve yazının kötü hafızayı ve az bilgeliği tedavi etme konusunda en iyi ilaç olduğunu söyledi. Kral armağanı geri çevirdi: Hafıza mı? Bilgelik mi? Bu buluş unutkanlığa neden olacaktır. Bilgelik özde olur onun görüntüsünde değil. Başkasının hafızasıyla insan hatırlayamaz. İnsanlar kaydedecek, ama hatırlamayacaklardır. Tekrarlayacak, ama yaşamayacaklardır. Birçok şeyi keşfedecek, ama bunların hiçbirisini gerçekten tanımayacaklardır.
Reklam
357 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.