Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aslında Anuşirvan zamanında, Sasani orduları, Yemen'i fethederken (520) kumandan Vahriz'in idaresinde Türk askerleri bulunuyordu
66
Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni, Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez. Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini, Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz, Değil mi ki ayaklar altında insan onuru, O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış, Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru, Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş, Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın, Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın, Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen'e, Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama, Seni yalnız komak var, o koyuyor adama. (Çeviren: Can Yücel)
Sözcükler -Kitabı okuyor
Reklam
Hey gidi şevketlü Devlet-i Osmânî!
Osmanlı Devleti, 623 senelik şanlı tarihi boyunca 60 kadar ülkeyi hakimiyeti altına alıp, aşağıda gösterilen sürelerde adalet tevzi ederek idare etmiştir: Devletin Adı Yıl Bulgaristan. 545 Ege Adaları. 541
"Memleketin zaten neresi benim? Ereğli'de kömür Fransız! Haydarpaşa'da demir Alman! Yalnız Yemen'de dökülen kan Türk! Üstünde ölüp altında gömülecek kadar bir toprak; bu mu memleket?"
İşgalciler değişiyor Ortadoğunun kaderi değişmiyor
Putin, -Ukrayna'dan Karadeniz'deki Kırım'ı aldı. -Suriye'de SSCB'den kalma Akdeniz'deki Tartus Üssü üzerindeki Rus haklarını genişletti. -Libya'nın yani Kuzey Afrika kıyısındaki Tobruk Limanı'na çöktü. şimdi de Yemen ile Babülmendep'e kadar çökecek. Trump gelirse Irak'a da çökecek.
"Serazat kahkahalar atalım Yapmacıktan nefretimiz Sebep olsun kavgamıza Bekleyiş arzından kovsunlar bizi Ne Yemen biraz öncemiz diyelim Ne biraz sonramız Meksika"
Reklam
Yemen'i hiç bilmiyorum, belki güneş Şeria güneşinden daha sıcak, çölleri Hicaz, çöllerinden daha kuru, daha mahiyetsizdir. Fakat bunun ne ehemmiyeti var? Her tarafta bu neslin kahramanları var. Kahramanlar için iklimler, düşmanlar, denizler ve karalar birdir. SON
Sayfa 162Kitabı okudu
Abide hanımlar
Ebu Haşim el-Kareşi dedi ki: "Yemen ehlinden Seriye adlı bir kadın Mekke'ye geldi. Bir mahallemizde konakladı. Ben geceleyin onun inlemesini ve çığlık koparmasını İşiti- yordum. Bir gün hizmetkârıma dedim ki: - Şu kadıncağızın durumuna git bak, ne yapıyor? Hizmetkâr bu sözüm üzerine kadının durumunu mu- rakabe etmek üzere gitti. Onun herhangi bir şey yaptığını görmedi. Ancak o, kıbleye doğru oturduğu halde, gözünü gökten çevirmiyor ve diyordu: Seriyeyi sen yarattın. Sonra onu bir hålden diğer bir hâle geçmek için nimetinle gıdalandırdın. Halbuki senin bü- tün hållerin güzeldir. Seriyenin katında senin belånın ta- mamı hoştur. Seriye bununla beraber, zaman zaman, se- nin måsiyetine atılmak suretiyle öfkene maruz kalıyor. Onu görür müsün ki, onun kötü filini gömüyorsun diye zanna kapılsın? Halbuki sen alim ve habirsin? Her şeye kaadirsin!"
510 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bu kitap tarih kitabı değildir.
Bu yüzden kitapta tarihi olaylardan çok, hoşuma giden alıntıları paylaştım. Kitapta hurafeleri, iftiraları baz alarak kurgulanmış tarihi bi içerik olmayan romandır. O dönemde 100 bin haşhaşinin yaşadığı iddia ediliyor. Bu rakam oldukça uydurma bir rakamdır. Zira rakamların sayısı gerçek olsa Selçuklu'da bütün devlet kademelerini kontrol
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201241,5bin okunma
Gazetecilik mesleğini seçmemde biraz "özgür Filistin" hayalinın etkisi de vardı. O topraklara gitmeden önce Libya'dan, Yemen'den, Suriye'den ve Irak'tan geçtim. Adım attığım her ülkede "adaletle" habercilik yapmaya çalıştım. Zor oldu. Gaz ze'nin barut kokan havasını solumak için ise ömrümde çeyrek asır devirmem gerekecekti. Ve her gün yanımda taşıdığım "özgür Filistin" hayalini Or tadoğu'da yırtılan cebimden düşürecektim.
Reklam
Gönlün benimle oldukça, Yemen'de bile olsan benimlesin. Gönlün benimle değilse, yanımda bile olsan Yemen'desin. Ey Yemenli sevgili! Ben, seninle öyle garip bir haldeyim ki Ben, sen miyim; yoksa sen ben misin, yanılıyorum.
Sayfa 252Kitabı okudu
28 yaşındaki Muaz(r.a) vesilesiyle hepimize nasihat:
Hz. Peygamber (s.a.v) bu önemli ve kritik göreve(Yemen’e emir) gitmek üzere yola çıkan Mu'âz b. Cebel'i (r.a) kalabalık bir sahâbî grubuyla birlikte Medine'nin dışına kadar yolcu etti. Kendisine verdiği resmî belge yanında bir dizi nasihatte de bulundu: "Ey Mu'az! Sana Allah'tan ittika etmeni, doğru sözlü olmanı,
Sayfa 62
Fakat en tehlikelisi Arapça konuşulan eyaletlerdeki milliyetçilik hareketleriydi. Türkler yüzyıllarca bu toprakları yönetmiş olmalarına rağmen nüfus dengesini değiştirmemişlerdi. Arapça konuşulan yerlerdeki Türk nüfusu yok denecek kadar azdı. Mısır, Irak, Suriye, Yemen, Asir ve Hicaz'da ayaklanmalar çıkması halinde bu bölgeleri kontrol altında tutmanın imkânı bulunmuyordu.
Tarihe merak sarmamda, babaannemin annesinden sonra, beni dizine yatırıp başımı okşarken, "oğul oğulu" diyen babaanneminde etkisi oldu. Ve onun, kocaları savaşlardan dönememiş kız kardeşleri "Kamile Tetem" ile "Veliye Tetem"in de... Onlardan dinlediklerimde Yemen, Çanakkale, Kanal, Boğaz, Sarıkamış'ın adı geçerdi. Babamın babasının, babaannemin ilk kocasının savaş yüzü bile göremeden Anadolukavağı'ndaki askeri birliğin ihtiyacını karşılamak için odun kömürü yaparken zehirlenerek öldüğünü duyduğumda çok üzülmüştüm. Kör dedemin çok sevdiği kaz sürülerini karşı yamaçtan ateş açarak teker teker öldüren Rum çetelerini de babaannem anlatmıştı. Babaannem anlattıklarını dinlerken benden tek bir şey isterdi. Sedire uzanıp dizlerine yattığımda ayaklarımı dolaba doğru uzatmamamı. O tarafta -memur evleri mezarlığın üstüne yapıldığı için-Rum ölülerinin mezarlarının olduğunu söylerdi.
Sayfa 280
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.