"Doğan her çocuk, yeni bir umuttur hayat için. Hüner ölümde, öldürmekte değil. Hüner, yaşamak ve yaşatmata..."
Sayfa 287 - Timaş yayınları
Elimizde Adres kalmamıştır
Bir gün bütün gemileri yaksak ulaşacağımız yere dair elimizde hangi adres kalacak? Tarık bunun cevabını biliyordu. Elinde bir adres yoktu ama adresleri kendisi yazacaktı. Beklentisi yoktu, tek hedefi ayak bastığı toprak parçasını adres defterine ekleyebilmekti. Bunun için elindeki tüm adresleri yakmıştı. Kahraman bir kaşif edasıyla İber Yarımadası'nın içlerine ilerleyen bu fatih daha sonra eski adresine sıradan bir asker olarak döndü, sessiz sedasız köşesinde hayatını tamamladı. Onun en büyük farkı sıradan bir nefer gibi çekilebileceği bir köşesinin olmasıydı. *** İnsan hayatı adreslerle malül. Adresler ararız , yeni adresler ekleriz. Kimi adreslerden umut kalmadıkça yenilerini ararız… Yeni, heyecanlar, yeni umutlar… Düşünce ufkumuz da kaşiflere muhtaç, bilgeliğin, birikimin, ferasetin aydınlığında istikamet üzre oluruz. Yeni fetihler gereklidir kalplere, yeni adresler gereklidir fikirlere... Fikir, düşünce ufkumuz sürekli yenilenme ister. Yeni adresler eski adreslerin tarifiyle bulunabilir. Aksi durumda çıkmaz sokakların karanlık dehlizlerinde kaybolma riski her zaman vardır .
Reklam
"Her gün, her an yeni bir evrene giriyoruz. Boş yere hayatımızın farklı olmasını diliyor, kendimizi başkalarıyla ve kendimizin farklı versiyonlarıyla karşılaştırıp duruyoruz ama gerçekte çoğu hayat bir yere kadar iyi ve bir yere kadar kötü."
Sayfa 177 - Domingo YayıneviKitabı okudu
Merkeze götüren yol "zor bir yol"dur (dûrohana) ve bu gerçeğin bütün düzeylerinde doğrulanır: Tapınağın zor aşılan çemberlerle çevrilmiş olması (Baraburdur'da olduğu gibi); mübarek yerlerin ziyareti (Mekke, Hardwar, Kudüs, vs.); Altın Post, Altın Elma, Hayat Otu'nun kahramanca seferlerinin tehlike dolu yolculukları; labirentlerde kaybolmalar; kendine doğru, varlığının "merkezine" doğru yol arayanın karşılaştığı zorluklar, vs. Yol çetin, tehlikelerle doludur, çünkü aslında bu yol dindışı olandan kutsal olana bir geçiş ayinidir; geçici ve aldatıcı olandan gerçekliğe ve ebediliğe; ölümden hayata; insandan ilahlığa. "Merkeze" ulaşmak bir kutsanmaya, bir intisaba eşittir; dün dindışı ve aldatıcı olan bir varoluşun yerini gerçek, sürekli ve etkili yeni bir varoluş almıştır.
Saymıyoruz geçen günleri: Bugün doğduk sanki. Daha yeni Başladı hayat ve hâlâ uzakta, Beklemekten yorulabilir ölüm bizi.
Ramazan
Lâyık görüpte yeniden Ramazan'a kavuşturan Rabbim'e şükürler olsun. Hayat inişli çıkışlı yolların olduğu, dibi görüp sonra okyanusun en iyi yüzücüsü haline geldiğiniz, zoru kolayı, doğruyu yanlışı azık ettiğiniz ve hiç bitmeyen bir umudu kendinize rehber edip her duygunuzla var olduğunuz bir serüven ve bu serüven de ki tek gerçek sonunda dönüşün olduğu Yüce Rabbimizdir. Her gelen yeni Ramazan'da Rabbim'in merhametini ve rızasını kazanmak, her olumsuz şeyden sıfırlanmak için bir fırsat bilirim. Allah'ım sen sana layık olmak için verdiğin her fırsatı layığıyla değerlendiren kulun eyle bizi. Amin
Reklam
Burada bizim için de artık yeni bir hayat başlamalı, eski adetler, eski aletler, eski kafalar, her şey değişmelidir. Ancak bu sayede hem kendimizi hem vatanımızı kurtaracağız ...
Sayfa 181Kitabı okudu
"Hayat, sanat eserini yaratmak gibidir; her an yeni bir fırça darbesi, yeni bir renk katmaktır."
Olasılıklarla doluydu dünya, ama yeni dinlerin zamanı çoktan geçmişti, çünkü insanlığın daha fazlasına ihtiyacı vardı, artık herkesin dini nihayet vicdanındaydı. Bilinmeyen her denklemin karşısına Tanrı'nın adını koyan cahillerin sonu gelmek üzereydi, çünkü insanlık nihayet anlamaya başlamıştı: Tanrı, varoluşun tamamıydı, basit hayat denklemlerinin zırt pırt karşısına konulamayacak kadar büyük bir rakamdı, değerdi, çünkü var olan, var olmuş, var olacak her şeydi.
Ölünün gelecek hayatında daha mutlu yaşayacağına inanılan bazı Hind-Avrupa kavimlerinde ölünün mezarına eşyası konulur, hattâ büyük ve saygıdeğer ölülerin akrabaları da öldürülerek yanına gömülürdü. Bu insan kurbanı âdeti, özellikle Keltler'de dehşet verecek kadar vahşiyane idi. Kuzey Avrupa kavimlerinin, kutsal hayvanı erkek domuz olan bereket tanrısı Freyr için yaptıkları törenler arasında insan kurban etmek de vardı. Hind-Avrupalı Soğdlarda da insanlar kurban edilirdi. Yunan mitolojisinde «toprak ana» Gea'nin kendi çocuklarını öldürüp yemesi, Zeus'un oğlu gösterilen, sarhoşluk ve verimlilik tanrısı Dionysos (Romada Bakhus)'un Titanlar tarafından keza öldürülüp yenmesi ve Zeus'un da onun yüreğini yemek suretiyle yeni bir Dionysos meydana getirmesi insan kurbanı âdetinin izleri sayılabilir. Nihayet Troia savaşlarında İphigenia ile Orestes'in tanrılara kurban olarak sunulduğu bahis konusu edilmiştir. İran'da manihaist kozmolojide «hayat anası» denilen ilk insanın Karanlık devleri tarafından öldürülüp yutulması da buna benzer. Eski Hind dininde sayısız çocuk doğurup, sonra bunları öldürerek yiyen tanrıça Kali de öyle. İskitlerde mevcut olan insan kurbanı âdetinin, 10. yüzyıla kadar İslâvlar arasında yaygınlaşarak devam ettiği İbn Fadlan'ın korkunç kadın kurbanı tasvirinden anlaşılmaktadır.
Sayfa 48 - Kültür Bakanlığı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bazı yolların daha kolay olacağını düşünmek işimize geliyor bence," dedi, bir şeyi ilk kez fark ederek. "Ama belki de kolay yol yoktur. Yalnızca yollar vardır. Bir hayatta, evli olabilirim. Başka bir hayatta, tezgâhtarlık yapıyor olabilirim. Birlikte kahve içmeyi teklif eden tatlı bir adama peki demiş olabilirim. Başka bir hayatta, Kuzey Kutbu'nda araştırmalar yapan bir buzul bilimci olabilirim. Bambaşka bir hayatta olimpiyat yüzme şampiyonu olabilirim. Kim bilir? Her gün, her an yeni bir evrene giriyoruz. Boş yere hayatımızın farklı olmasını diliyor, kendimizi başkalarıyla ve kendimizin farklı versiyonlarıyla karşılaştırıp duruyoruz ama gerçekte çoğu hayat bir yere kadar iyi ve bir yere kadar kötü
Hayat sanki sadece gözlerimin eriştiği yerlerden,içinde yaşadığım zamandan ibaretti. Sanki dünyada,beni işime götüren tozlu veya çamurlu yoldan,kerpiç duvarlardan ve ne söylediklerini yarım saat sonra bile hatırlamaya imkân olmayan birkaç iyi kalpli arkadaştan başka bir şey mevcut değildi...
İnsan nelere alışmazdı. Fakat kalbinde gizliden gizliye beliren duyguları boğsa bile hayal gücünün kanatlarını koparamazdı. Bu yeni aşkın parlak hayali ister istemez gözlerinin önüne geliyor, bütün derinlikleri, acıları, sevinçleri ile yeni ve çok taraflı bir hayat umudu içine doluyor, eşsiz bir mutluluk düşü kuruyordu
Sayfa 896 - Türkiye iş Bankası kültür yayınlarıKitabı okuyor
"Dün için anormal olan bir şey, bugün normal kabul ediliyor ya da tam tersi."
Sayfa 7 - IQ Kültür Sanat YayıncılıkKitabı okuyor
oysa kendi kendime söz vermiştim: bu sefer başka olacak demiştim. ne talimler yapmıştım: kendini unutma, kendini unutma, düşün, karşındakine kapılma, önce duymamış gibi yap, acelesi yok, bazı şeyler de bırak kaçsın, yeni bir ülkedesin fırsatı kaçırma. hayat talimlere benzemiyor albayım. gerçek mermiler, insanı yaralıyor. ha-ha.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.