Onu iki yıl sonra ilk görüşüm bu.
Karaköy'de, Nişantaşı dolmuş kuyruğunun sonlarındayım.
O da hemen karşıdaki Şişli kuyruğunun önlerinde.
Bilmiyorum, fark etti mi beni.
Yine güzel.
Saç biçimi ve rengi aynı.
Biraz zayıflamış.
Az sonra dolmuşuna bindi ve gitti.
Öyle anlar vardır ki bir merhaba,
Ufak bir selam her şeyi yeniden
"Ve soruyorum saflığın ve bekleyişin kefeninde toprak olan o kadın
gençliğim miydi benim?
Çıkabilecek miyim yeniden o merak merdivenlerinden?
Merhaba diyebilecek miyim o iyi Tanrı'ya çatılarda dolaşan?
Seziyorum zaman geçip gitti artık
Seziyorum an, tarihin yapraklarından benim payıma düşendir
Seziyorum aldatıcı bir aralıktır bu masa saçlarımla o garip ve kederli
adamın elleri arasında
Bir şey söyle bana
Teninin tüm sevgisini sana bağışlayan insan
Ne istiyor diri kalma duygusundan başka?
Bir şey söyle bana
Kıyısındayım pencerenin
Ve güneşle bağlantıda..."
Dostlarıma merhaba demek için çıkıyorum bu akşam yola… Onların da kalbinde özlem var benim de… Onların da yüzünde beklemekte olan derlenmiş tebessümlerden bir demet, benim de… Dünyayı kurtarmaya yetmeyecek gücümüz biliyorum. Ama bu bilgiye meydan okuya okuya dünyanın yakasına yapışmalıyız diyorum. Biz güç yetiremeyeceğimizi düşündükçe bozuldu dünya… Yeniden birlik olmak boynumuzun borcudur şimdi… İyiliğin ve güzelliğin çoğalması için, olabildiğince emek vermeli.. Tüm üyeler ile birlikte Zeynep ATAMER ve Nur 'um merhaba ....
Onu iki yıl sonra ilk görüşüm bu.
Karaköy’de,
Nişantaşı dolmuş kuyruğunun sonlarındayım.
O da hemen karşıdaki Şişli kuyruğunun önlerinde.
Bilmiyorum, fark etti mi beni.
Yine çok güzel.
Cumhuriyet sonrası düşünce ve sanat birikimimizin oluşmasında yeri doldurulamaz bir kültür adamı... İnsan olmanın yolunun dostluktan; yakınında uzağında soluk alıp veren, gülen ağlayan insanlara alabildiğine açık bir gönül ve kafadan geçtiğine inanmış çağdaş bir evliya... Günyol anılarını yazdığı Uzak Yakın Bölük Pörçük Anılarda, tuzlusuyla tatlısıyla, güzeliyle çirkiniyle, mavisiyle karasıyla geçen uzun soluklu yaşamından ince kesitler sunuyor bizlere. 9 Temmuz 2004 tarihinde aramızdan ayrılan Vedat Günyola yeniden merhaba!
Saat On İki
Karanlığımın örselenmiş
Ve tükenmiş kimliğinden yazıyorum
Merhaba çocuk
Kaldırım taşlarına baktığımız
Esmer Ankara'nın yüzümüzü kavurduğu
Dudaklarımızı çatlattığı
Cemal Süreyya=Aşk. Başucu kitaplarımdandır Sevda Sözleri. Yeryüzünde aşkın varlığını her sorguladığımda kendimi bu kitabın sayfalarında buluyorum. Ve umut yeniden merhaba diyor...
Sevda SözleriCemal Süreya · Yapı Kredi Yayınları · 201727bin okunma
İlk evladım Köksal 1969 yılında
ikinci evladım Serdar 1971
üçüncü yavrum Hakan 1973
dördüncü oğlum da 1975 yılında dünyaya merhaba demişti.
13 Kasım Cumartesi 1976 gününden bir gün evvel Serdar'ın dişi çok ağrıyordu. Sabaha kadar ağlamış hiç yatmamıştı. En küçük oğlumu abisine (Köksal) bırakarak Serdar'ı dişçiye götürmeye karar verdik. Serdar
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI...
Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,