Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yetiş ya Picasso Yetiş ya Dali

Yetiş ya Picasso Yetiş ya Dali
@yetisyapicassoyetisyadali
Ressam & Öğretmen
Lisans
1992
12 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Kötülükten ancak kötülük çıkar. Bayağılık insan ruhunu öldürür. Elbette, çok gelişmiş milletler, kötülükten de birşeyler çıkarıp, onu az gelişmiş ülkelere ihraç etmenin yolunu bilmektedirler. Kötülüğü rasyonalize edip ya da sanat eserlerinde dondurup, hayata ait bir canlılık bulmaktadırlar kötülükte. Burada tek korunma yolu, kötülüğün üstünden akıp gitmesini sağlamaktır.
Sayfa 77
Reklam
380 syf.
·
Puan vermedi
·
188 günde okudu
Bir Düğün Gecesi
Bir Düğün GecesiAdalet Ağaoğlu
8.2/10 · 2.236 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Eşyaya kendi dimağımızın mikyasları ile kıymetler veriyor, bunlara körü körüne inanıyoruz. Halbuki tabiatın, asıl idare eden kuvvetin verdiği kıymet hükümleri bizimkilerden kim bilir ne kadar ayrıdır.
Reklam
Sıkmadan uzun uzun anlatmasını bilen yegâne geveze, denizdir. Ömürlerinin dörtte üçünü denizde geçiren ihtiyarların arasında bile, suların sesini sıkıcı, yeknesak bulan, bu sesten bıkan birine tesadüf edilmemiştir.
"Ses"
Yirmi yaşından fazla göstermeyen bir delikanlı çadırın önünde, yan yatırılmış bir el arabasının üstüne oturarak saz çalıyordu. Başı göğsüne yatmış ve gözleri yere dikilmiş olduğu için çehresini tamamen görmeye imkan yoktu. Fenerin aydınlattığı alnı ter damlalarıyla kaplı idi. Sazının uzun sapı, şaşırtıcı bir süratle aşağı yukan kayan parmaklarının altında, canlı bir mahluk gibi titriyordu. Tellere vuran sağ eli, küçük fakat kendinden emin hareketler yapıyor, bu el sazın gövdesine her yaklaştıkça, insan, sanki o tahta ile bu et arasında gizli, fakat çok manalı ve mühim bir konuşma oluyormuş zannediyordu.
Sayfa 189
2022 OKUMA HEDEFİ
4/25 kitap - %16 tamamlandı
4 kitap okudu
25 kitap
1.317 sayfa
0 inceleme
17 alıntı
Yunan tragedyalarında bütün belâlar nasıl baş kahramanın üstüne yığılırsa, çağdaş tragedyaların baş kahramanı gibi bütün gülünçlükler de benim başıma gelmiş; hiç bilmiyordum, ah hiç bilmiyordum.
O günlerde kavramak güçtü gerçekten. Sinemaya ya da tiyatroya gidersiniz ve geceniz sürerken aynı töreni biraz önce başka birilerinin de yaşadığını hiç düşünmezsiniz, yerin, saatin saptanması, giyinmek, telefonlar, on birinci ya da beşinci sıradan bir yer, karanlık, müzik, kimsenin olmayan, ama herkesin hiç kimseleştiği yerde herkesin malı olan o alan, koltuklara lkurulmuş erkeklerle kadınlar, bir gecikme özrü belki, birinin kulağına çalınan ya da duymazdan gelinen fısıltılı bir yorum, sonra hemen hep sessizlik, sahneye, perdeye doludizgin akan, perdenin bu yanından kaçan bakışlar. O günlerde sayımızın bu kadar kabarık olduğunu, ilanları, manşetleri, posterleri ve tanıtım yazılarını hesaba katsak da, Glenda tutkunlarının bu kadar çok olduğunu kavramak gerçekten güçtü.
Reklam
Aslında her fikir yansızdır, ya da öyle olmalıdır; ama insan onu canlandırır, alevlerini ve cinnetlerini yansıtır ona; saflığını yitirmiş, inanca dönüştürülmüş fikir, zaman içindeki yerini alır, bir olay çehresine bürünür; Mantıktan sara hastalığına geçiş tamamlanmış olur ... İdeolojiler, doktrinler ve kanlı şakalar böyle doğar. İçgüdüsel olarak putlara taptığımızdan, düşlerimizin ve çıkarlarımızın nesnelerini kayıtsız şartsız şeyler haline getiririz. Tarih, bir Sahte Mutlaklar Geçidi'nden, bahaneler adına dikilmiş bir tapınaklar dizisinden, zihnin Gayri Muhtemel önünde küçülmesinden ibarettir. Dinden uzaklaştığında bile insan dine tabii kalır; bütün çabasıyla tanrı benzerleri yaratır, sonra da benimser bunları ateşlilikle: İçindeki kurgu ihtiyacı, mitoloji ihtiyacı, apaçık gerçeğin ve gülünçlüğün üstesinden gelir. Bütün cinayetlerinin sorumluluğu tapma gücündedir: Bir tanrıyı yakışıksızca seven kişi, başkalarını da onu sevmeye zorlar, buna razı olmazlarsa onları yok etmeye de hazırdır. Hiçbir hoşgörüsüzlük, ideolojik taviz vermezlik veya din yayıcılığı yoktur ki, şevkin hayvani temelini açığa vurmasın. Hele insan ilgisizlik melekesi'ni bir yitirsin: Potansiyel bir katil haline gelir. Hele fikrini tanrıya dönüştürsün: Bunun sonuçları sayılamayacak kadar çoktur. Ancak bir tanrı ya da tanrı taklitleri adına insan öldürülür: Akıl Tannçası'nın. ulus, sınıf ya da ırk fikrinin yol açtığı aşırılıklar Engizisyon'un ya da Reform'unkilerle akrabadır...
"Sırtlandık, kamyonete koyduk, eşya taşıyormuşuz gibi. Ölünce nasıl da eşyalaşıyor, şeyleşiyor insan."
70 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.