Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
_Derin acılar, insanı seçkinleştirip diğer insanlardan farklı kılar. _Wagner, çok derin acılar çeken biri – diğer müzisyenlerden üstün yanı da bu. Her alanda Wagner'e ve bestelediği müziğe hayranım. _Derin acılar çekmiş her insanın ruhsal iğrençliği ve gururu, bir kişinin ne kadar acı çektiği, neredeyse onun değer dizgesi içerisindeki yerini
Reklam
_Yıl 2002. _“Köstebek”, şeyhleri Amerika'ya hicret etmiş, yasa dışı dinci organize suç örgütü, iç ve dış tehdit fetullahçıların karanlık iç yüzlerini deşifre etmek amacıyla yazılmıştır. Şeyhleri DGM’de yargılanan bu örgütün, CIA., MI6 ve BND gibi yabancı istihbarat örgütlerine taşeronluk yapan müritleri, devletin temelini oyup zaafa
Bu erkekte iletişim - ya da genellikle böyle adlandırdığımız şey - hiç de iletişmeye hizmet etmemektedir. Bunun yerine, yönlendirmeye, yeni ve belirsizlik, kuşku uyandırmaya, kısacası ötekini istikrarsızlaştırmaya yöneliktir. Paradokstan hoşlanmaktadır ve görünüşteki iyi niyetli yüzsüzlükle bir günden diğerine birbirine tutmaz savlar ileri sürebilmektedir. Hiçbir şey anlamayan siz olursunuz! Yalanı da suçüstü yakalandığında, genellikle kayda değer, hatta ikna edici bir güvenle inkar eder. Çapsız olan her zaman için karşısındakidir! Yani, siz. Zaten, konu ne olursa olsun haklı olduğunu ondan daha iyi kanıtlayacak kimse yoktur yeryüzünde. Yalan onda sıradan bir alışkanlıktır. Çeşitli gerekçe ve hedefler için yalanı kullanır: Kendisini olmadığı şey olduğuna inandırmak için, kendini yüceltmek için, şişinmek için, aynı zamanda da aile içinde, dostlar arasında fitne tohumları ekmek ya da partnerini uydurma olaylarla suçlayarak kötü göstermek için ayrılık esnasında saldırmak, ötekini gözden düşürmek ve bütün hataları ona yıkmak için. Kısacası, narsistik sapkının yalan söylemek için çok sayıda “iyi gerekçesi” vardır…
Sayfa 144 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Carl Panzram
"Çalmak, yalan söylemek, kin duymak, ateşe vermek ve öldürmek. Bir rektumun sxçmaktan başka işe de yarayabileceğini öğrendim. Yaşamımın geri kalanında, nereye gidersem gideyim, çalmak, etrafı yakıp yıkmak ve insan öldürmek için kendi kendime söz verdim."
«Bu erkekte iletişim -ya da genellikle böyle adlandırdığımız şey- hiç de iletişmeye hizmet etmemektedir. Bunun yerine, yönlendirmeye, yani belirsizlik, kuşku uyandırmaya, kısacası ötekini istikrarsızlaştırmaya yöneliktir. Paradokstan hoşlanmaktadır ve görünüşteki iyi niyetli yüzsüzlükle bir günden diğerine birbirini tutmaz savlar ileri sürebilmektedir. Hiçbir şey anlamayan siz olursunuz! Yalanı da suçüstü yakalandığında, genellikle kayda değer, hatta ikna edici bir güvenle inkâr eder. Çapsız olan her zaman için karşısındakidir! Yani, siz. Zaten, konu ne olursa olsun haklı olduğunu ondan daha iyi kanıtlayacak kimse yoktur yeryüzünde. Yalan onda sıradan bir alışkanlıktır. Çeşitli gerekçe ve hedefler için yalanı kullanır: Kendisini olmadığı şey olduğuna inandırmak için, kendini yüceltmek için, şişinmek için, aynı zamanda da aile içinde, dostlar arasında fitne tohumları ekmek ya da partnerini uydurma olaylarla suçlayarak kötü göstermek için veya ayrılık esnasında saldırmak, ötekini gözden düşürmek ve bütün hataları ona yıkmak için. Kısacası, narsistik sapkının yalan söylemek için çok sayıda "iyi gerekçesi" vardır…»
Sayfa 143
Reklam
Bu erkekle iletişim -ya da genellikle böyle adlandırdığımız şey- hiç de iletişmeye hizmet etmemektedir. Bunun yerine, yönlendirmeye, yani belirsizlik, kuşku uyandırmaya, kısacası ötekini istikrarsızlaştırmaya yöneliktir. Paradokstan hoşlanmaktadır ve görünüşteki iyi niyetli yüzsüzlükle bir günden diğerine birbirini tutmaz savlar ileri sürebilmektedir. Hiçbir şey anlamayan siz olursunuz! Yalanı da suçüstü yakalandığında, genellikle kayda değer, hatta ikna edici bir güvenle inkâr eder. Çapsız olan her zaman için karşısındakidir! Yani, siz. Zaten, konu ne olursa olsun haklı olduğunu ondan daha iyi kanıtlayacak kimse yoktur yeryüzünde. Yalan onda sıradan bir alışkanlıktır. Çeşitli gerekçe ve hedefler için yalanı kullanır: Kendisini olmadığı şey olduğuna inandırmak için, kendini yüceltmek için, aynı zamanda da aile içinde, dostlar arasında fitne tohumları ekmek ya da partnerini uydurma olaylarla suçlayarak kötü göstermek için veya ayrılık esnasında saldırmak, ötekini gözden düşürmek ve bütün hataları ona yıkmak için. Kısacası, narsistik sapkının yalan söylemek için çok sayıda “iyi gerekçesi” vardır...
Yalanı da suçüstü yakalandığında, genellikle kayda değer, hatta ikna edici bir güvenle inkâr eder. Çapsız olan her zaman için karşısındakidir! Yani, siz. Zaten, konu ne olursa olsun haklı olduğunu ondan daha iyi kanıtlayacak kimse yoktur yeryüzünde. Yalan onda sıradan bir alışkanlıktır. Çeşitli gerekçe ve hedefler için yalanı kullanır: Kendisini olmadığı şey olduğuna inandırmak için, kendini yüceltmek için, şişinmek için, aynı zamanda da aile içinde, dostlar arasında fitne tohumları ekmek ya da partnerini uydurma olaylarla suçlayarak kötü göstermek için veya ayrılık esnasında saldırmak, ötekini gözden düşürmek ve bütün hataları ona yıkmak için. Kısacası, narsistik sapkının yalan söylemek için çok sayıda “iyi gerekçesi” vardır...
Kitâb, (Müslimânların za’îf noktaları) olarak, zikr etdiği yukarıdaki maddelerden sonra, müslimânları, dinleri olan İslâmiyetin maddî ve ma’nevî üstünlüğünden câhil bırakmanın lâzım olduğunu tavsiye ediyordu. Ayrıca, islâmiyyet hakkında, şu bilgilere de yer veriyordu: 1- İslâm, birlik ve berâberliği emr edip, tefrikayı yasaklıyor. Kur’ânda,
-cinselliğin yıkıcı potansiyeline dair,
 “insanın cinsel güdüleri ve arzuları vardır; insan bunlar uğruna yalan söylemek, yuva yıkmak gibi şeyler yapar, ergenlik de insanın hem cinsellikle hem de cinselliğin bu yıkıcı yönüyle tanışma zamanıdır”
Everest yayınlarıKitabı okuyacak
Reklam
cahillik hep aynı
Antik Roma dönemi şairi Ovidius, Baştanrıça Juno'nun yalan söylemek zorunda kalarak Herakles'in doğumuna yardım eden Galanthis'i bir gelinciğe dönüştürdüğünü anlatır. Kocası Jupiter'in kendisini Herakles'in annesiyle aldatmış olması Juno'yu çok öfkelendirir. Galanthis bir gelincik olarak sarı saçlarını, zekâsını ve kıvraklığını kaybetmeyecektir. Ovidius bir şey daha ekler: "Doğum yapan kadına ağzından çıkan yalanla yardım ettiği için bundan böyle çocuklarını ağzından doğurur ve eskiden oluğu gibi evlerimize girip çıkar." Gelinciklerin yavrularını ağızlarından doğurdukları inancını yıkmak kolay değildir. Aristoteles bile bu yırtıcı hayvanların yavrularını uterustan doğurduklarını, ağızlarını ise sadece onları taşımak için kullandıklarını anlatmaya çabalamıştır. Ne var ki düşünür bunda başarılı olamaz. Aksine antikçağdan Rönesans'a kadar gelinciklerin bekâretlerini kaybetmeden -kulaklarından- gebe kaldıklarından dolayı ağızdan doğurdukları söylencesi dilden dile aktarılır ve söz, ete kemiğe bürünür; böylece gelincik, Meryem'in ruh ikizi haline gelir.
Sayfa 199Kitabı okudu
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.