• Bugün sevgiliyi gördüm, her işe, her güce tat veren, yapmasını kolaylaştıran o güzeli gördüm. 0, o kadar güzel, o
kadar nürluydu ki adeta Mustafa (s.a.v.)'in rühu gibi göklere yükseliyordu.
"Fussilet Suresi'nin 41/11. ayetine işaret var: "Sonra duman halinde bulunan göğe yükseldi ve ona, yeryüzüne
'İsteyerek varlığa gelin!' dedi. 'lsteyerek geldik.' dediler."
• Güneş, Hz. Mustafa'nın yüzünü gördü de utandı. Gök de gönül gibi yarıl-mıştı, parçalanmıştı. Suyun ve kara
toprağın üstüne onun parıltısı vurmuştu da, bu yüzden su ile toprak, ateşten de daha fazla parlamıştı.
• "Göklere çıkmak istiyorum, lütfen bana merdiveni gösteriniz!" diye niyazda bulundum. Buyurdu ki: "Senin başın
merdivendir. Başını ayak altına al, başına bas da yüksel!
Ayağını başının üstıine koymak demek, aklını ayak altına alıp, gönül yolu ile, aşk yolu ile Hakk'a yönelmektir. Mevlana
bir Mesnevî beytinde;
"Mademki gökyüzünün damlanna çıktın, oralarda geziyorsun, artık merdiven aramak mana-sızdır, soğuktur." diye
buyurur Mevlana. Dîvan-ı başka bir beytinde de;
"Göklerin yolu, Içtedir, gönüldedir, sen aşk kanadını aç, aşk kanadı kuvvetli olursa merdiven arama derdi kalmaz." diye
buyurur.
• Ayağını başının üstüne koyunca yıldızların üstüne ayak basarsın, nefsanî ar-zularını, şehveti yendiğin zaman havada
yürürsün; haydi adımını at, ayağını havanın üstüne koy da yüksel!..
• Şehvetini ayak altına aldığın, nefsanî isteklerini yendiğin zaman göklerde havalarda sana yüzlerce yol belirir ve
sen seher vaktinde yapılan dua gibi göklere yükselirsin."