Aziz Augustinus İtiraflar'ın on birinci bölümünde, ne de olsa geçmiş artık yok, gelecekse henüz yok, diyor. Bu "henüz"de bir teselli var yine de, gelecek yok ama gelmesi gerekiyor. Peki gelecek de artık yoksa ne yaparız? Henüz olmayan bir gelecek, artık olmayandan ne kadar farklıdır? Bu yoksunluk ne kadar farklıdır? Birincisi vaatle doludur, diğeri kıyametle.