Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
hakan Günday ı her okuduğumda hayat bu kadar iğrenç olmamalı yok artık diye bir yandan söylenip diğer yandan o kelime oyunlarına ve anlatım tarzına hayran kalıp diğer kitabı nasıl acaba diye sabırsızlandığım tek yazar herhalde.....
Kalbimde kalbine yok bile kinim. Bence artık sende herkes gibisin. -Nazım Hikmet
Reklam
328 syf.
6/10 puan verdi
Bence yazar nasıl bir türde yazması gerektiğine karar vermeliydi. Young Adoult historical tarzında bir şeyler oluşturmaya çalışmış ama ben nedense okurken biran acaba elimdeki İncil falan mı diye düşünmedim değil. Dinsel çağrışımlara karşı olduğumdan falan değil elbette ama güzel bir hikayeyi batırdığını düşünüyorum yazarın. Kaç defa 'Tanrı' ve 'İsa' geçti inanın sayamadım ama her sayfada heralde en az 10 kere tekrarlanmıştır. Ee bir de kitabın 328 sayfa olduğunu düşününce gerisini siz hesaplayın artık. Evet, hikaye 14. yy da geçiyor, o nedenle bu kadar 'dinsel' olabilir diyenler olabilir. Ama alakası yok bence. Kitaptan etkilenmedim. Kötü olduğunu söyleyemem ama iyi de diyemem. Ne beklediğinize bağlı. Şifacı çırağı olarak yetişen Rose ile Lord Hamlin yani Wilhelm arasında gelişen ilişki zaman zaman keyif verse de insan daha başka şeyler de bekliyor. Evlenmeden el ele bile tutuşmak günah gibi bir hali var kitabın. Çok uçuk bir hayali aktarmaya çalıştığı için kitap beni tatmin etmedi.
Şifacının Çırağı
Şifacının ÇırağıMelanie Dickerson · Tual Yayınları · 201465 okunma
328 syf.
7/10 puan verdi
Şiddetli bir çocukluk geçirmiş Bianca, artık 23 yaşına gelmiş bir kabin görevlisidir. En yakın arkadaşı Stephan bir homoseksüeldir ve Bianca'nın sahip olduğu tek ailedir. James ise yaşı belirsiz oteller sahibi milyarder çocuğumuz... O da ailesini 13 yaşında trafik kazasında kaybetmiş. Adam tam bir BDSM'ci. Bunun neden kaynaklandığını da ailesinin
Uçuşta
UçuştaR. K. Lilley · Aspendos Yayıncılık · 2014429 okunma
538 syf.
6/10 puan verdi
Tasvirler konusunda oldukça zengin romanlar yazan Verdon'ın bu romanında yine emekli emniyet mensubumuz Gurney iş başındaydı. Hasbelkader kendisini içinde bulduğu on yıl önce işlenmiş cinayetler zincirinin çözümsüz kalmışlığı, kendi ruhunda yaşadığı çalkantının çözümüne bir vesile oluşturur.bir önceki romanını okuyanlar bilir; olayların sonunda Gurney ölümün oldukça kıyısından dönmüştür. iyileşme süreci fizyolojik açıdan olduğundan çok ruhsal anlamda güç olmuştur.isteksizce içine çekildiği olaylar Gurney'i Gurney yapan algılama ve çözümleme yeteneğini yeniden ortaya koymasını gerektirir. önceki romanı olan "gözlerini sımsıkı kapat" bir polisiye romanda isteyebileceğiniz pek çok unsuru yakalayabileceğiniz bir romandı bence. heyecan, muamma, failin psikopatlık düzeyi...vs.Bu romanda pek çok anda "hadi ama gör artık şu ayrıntıyı" dediğim anlar yaşadım.ilk anda tanımlanan kişiliklerden huylandığım kişinin katil olma ihtimalini göz ardı etmek için bayağı bir uğraşmam gerekti. Hele son kısmında yok artık bu kadar da abartılı olamaz dedirtti. Bu roman bence yazarın emeklilik buhranı yaşadığı bir evreye denk gelmiş. Romanın geneline hakim olan hava Gurney'in hayatını, ilişkilerini, kendisinin duruşunu sorgulaması şeklindeydi.Edebi anlamda bence çok keyifliydi.Özellikle gurney'in eşiyle ilişkisini ve eşinin kişiliğini irdelediği anlar beni çok etkiledi.ama tabi ki bu romanı elime alma nedenim şöyle çatır çatır bir polisiye roman okumaktı.bu beklentimin kısmen hüsranla sonlandığını belirtmek isterim.
Şeytanı Uyandırma
Şeytanı UyandırmaJohn Verdon · Koridor Yayıncılık · 20139bin okunma
391 syf.
·
Puan vermedi
zevkle okuduğum ve nasıl bittiğini anlamadığım kitaplardan biri .Kitapta en çok hoşuma giden sözlerden biri ''parçaları kaybolmuş puzzle gibi artık insanlar.Kiminin kalbi,kiminin ruhu,kiminin beyni yok. ''
Menekşe Kokulu Hikayeler
Menekşe Kokulu HikayelerEnder Haluk Derince · Yakamoz Yayınları · 20143,150 okunma
Reklam
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Buğulu gözlerini, kapı ile televizyon sehpası arasındaki boşlukta duvara yaslı duran sandığa çevirdi. Uzun ve dalgın bakışlarla sandığı süzdü. Sonra yutkundu. Kırışık ve dar anlının altında iki küçük lamba gibi parıldayan gözlerini tekrar resme kaydırdığında Gülfidan’ı ile bakışları kenetlendi. Konya sokakları kadar soğuk ve donuk iki masum
Şizofrenin Kamburu
Şizofrenin KamburuArifzade · Mola Kitap · 201215 okunma
AŞK sunulucak bir armağan değildir.Ya da ben aşk yolcusu değilim.Ama aşk her insanın bu dünyada yaşamalı olduğu bir duygu...Doğru insanla yaşanan aşklarsa yok artık...
Uzun bir otobüs yolculuğunuz sırasında elinizdeki kitabı okudunuz ya da yeni bir kitaba başladınız. Veya uyumadan evvel kitabınızı okudunuz ve uykuya dalmak üzeresiniz. Bilgisayarı açıp 1000Kitap'a girme imkanınız yok. Gerek de yok. Çünkü yeni ara yüzümüz artık mobil uyumlu. Akıllı telefonunuzun ya da tabletinizin tarayıcısından 1000kitap'a girmeniz yeterli. #1000Kitap #Yeni1000Kitap #1
"Bütün bunları öğrendim ve artık geri dönüşü yok. Cahillik bir zamanlar sonsuz mutluluktu."
Sayfa 89
Reklam
Yıl 2034. Dünya harabeye dönmüş. İnsanlık neredeyse tamamen yok olmuş. Radyoaktivite yüzünden yıkılan kentler yaşanmaz hale gelmiş. Uygarlık bitmiş. İnsanlığın bir zamanlardaki yüceliğine ilişkin anılar artık masallar ve söylencelerle yayılıyor. Bir zamanların üzerinden yirmi yılı aşkın bir zaman geçti. İnsanlar yeryüzü üzerindeki egemenliklerini şimdi başka türlere terk etti. Bu yeni dünyanın yaşamına daha iyi uyum sağlayan radyoaktif yaratıklara... İnsanlığın çağı sona erdi.
İtfaiyenin görevi, kitap gizlediği ihbar edilen evleri yakmaktır. Montag işine bağlı biridir; ancak bir görevde bütün hayatı değişir. İhbar üzerine bir adının evini basarlar. Montag kütüphaneyi devirip yakmaya hazırlanırken bir kitap, kanat çırparak ellerine iner. Titreyen belli belirsiz ışıkta ak bir sayfa tüy gibi açılır. Montag o telaş içinde tek bir satır okuyabilir: “Öğle sonu güneşinde zaman uykuya dalmıştı”. Bu satır, kızgın çelikle dağlanmış gibi yanar beyninde… Kitabı korkuyla göğsüne saklar. Ev sahibi kadın, kitaplarıyla birlikte yanmayı tercih eder ve gazyağına kibriti kendi çalar. Evine dönen Montag olayı karısına şöyle anlatır: “Bu kadının evle birlikte yanmayı göze alması için bu kitaplarda bir şey olmalı; bizim hayal edemediğimiz bir şey…” Montag, bütün gece aklında o yangını söndürmeye çalışır. * * * Sonra montagın yangından kaçırdığı kitabı okuduğunu gören eşi ihbar eder “kitap okuyan” Montag’ı… O da kaçar ve bir direniş örgütüne katılır. Örgüt, ormandaki ırmağın kıyısında eski bir demiryolu istasyonunda gizlenmektedir. Yazarlar, bilginler, kitapların yok edilmesine karşı direnişe geçmişlerdir. Buldukları yöntem muhteşemdir. Her bir örgüt üyesi, insanlık tarihinin önemli bir eserini ezberler. Örgüt, hangi kitabın kimin hafızasında olduğunu bilir ve baskı dönemi bitinceye kadar unutulmaması için bu “kitap – adamları korur. Her adam bir kitaptır artık; her kitap bir adamdadır. Baskının en yoğunlaştığı dönemde bile insanoğlunun direniş gücü, yazının mirasını korumaya yeter.
Adına yaşam kavgası denen kavgayı karnımızı doyurmak ve sevebilmek uğruna olduğu kadar, içimizdeki kitleyi öldürmek uğruna da veririz. Kimi koşullar altında bu kitle, bireyi bencillikten tümüyle uzak, dahası kendi yararına aykırı davranışlara dek götürebilir. "İnsanlık", bir kavram olarak bulunmadan ve sulandırılmadan çok önce, kitle olarak vardı. Bu kitle vahşi, coşkun, kocaman ve sımsıcak bir hayvan gibi hepimizin içinde derinlerde bir anafor gibi kaynar. Kitle, yaşına karşın, dünyanın en genç hayvanı, en öz yaratığı, ereği ve geleceğidir. Onun üzerine hiçbir bilgimiz yok; hala bir birey olduğumuz varsayımıyla yaşamaktayız. Kimi zaman kitle, gök gürültüsünden örülü bir fırtına içinde her damlanın yaşadığı ve aynı şeyi istediği coşkun bir okyanus gibi saldırı üzerimize. Bu saldırının hemen ardından parçalanıp gitme alışkanlığını henüz koruduğu için, fırtına geçince yine biz olarak, zavallı ve bırakılmış şeytancıklar olarak kalırız. Bir zamanlar bu denli çok, bu denli büyük, bu denli bütün olduğumuzu anılarımıza sığdıramayız bir türlü. ... Bir gün gelecek, kitle artık parçalanamaz olacak; belki de önce bir ülkede başlayacak, sonra orayı çıkış noktası yapıp çevresinde ne varsa yutarak ilerleyecek; ta ki artık Ben, Sen, O kavramı değil, ama yalnızca kitle var olacağından, kitlenin varlığına ilişkin tüm kuşkular ortadan kalkana dek.
Sayfa 460Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.