Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Akıl ve vicdan.!
"Hey küçük" diye arkasından seslendi çocuk dönüp baktı. Ayakkabı mı bakıyorsun? Çok güzel modellerimiz var dedi. "Evet gerçekten çok güzel görünüyorlar!" diye söze başladı çocuk: Ama benim bir bacağım doğuştan eksik. Ne fark eder dedi ayakkabıcı " bu dünyada herşeyiyle tam insan yok ki! Kimin eli eksik, kiminin de bacağı. Kiminin de aklı ve vicdanı. Eğer ayaklarınız yoksa sadece yürümekte zorluk çekersiniz işte sen koltuk değneğiyle yürüyorsun. zorlanıyorsun ama yürüyorsun. Peki ya aklı ve vicdanı eksik olanlar? Onların nasıl zorlandıklarını tahmin edebiliyormusun.
Yalnız bir opera
Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim imrendiğin, öfkelendiğin kızdığın ya da kıskandığın diyelim yani yaşamışlık sandığın
Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kitabın başından etkileyici 3 sayfalık bir alıntı:
Hayattayım, diye düşündü Veronika. Her şey yeniden başlayacak. Bir süre burada kalacağım, derken benim tamamen normal olduğumu anlayıp salıverecekler. Lyubliyana’nın sokaklarını göreceğim yeniden, kent meydanını, köprüleri, işe giden gelen insanları. İnsanlar yardıma meraklı olduklarından -sırf kendilerini olduklarından daha üstün hissetmek
ÇEKİLİM VE ÇAKRALAR Karşınıza sizi etkileyen bir insan çıktığında, "nasıl etkilediği" üzerine hiç düşündünüz mü? Onu fiziken mi inceliyorsunuz? Bedensel güzelliğine mi bakıyorsunuz? Duruşuna mı bakıyorsunuz? Hayatta sahip olduğu imkânlar mı ilginizi çekiyor? Popularitesi, maddi gücü... Veya onun yanında huzur mu buluyorsunuz? Ruhsal
"Bizi hıncınızdan dişlerinizi gıcırdattığına inandırmaya çalışırken güldürmek için nükteler savuruyorsunuz. Nüktelerinizin bayat olduğunu bilmiyor değilsiniz, ama taşıdığı edebi değer dolayısıyla da pek sevinmiş görünüyorsunuz. Belki gerçekten acı çektiniz fakat çektiğiniz acılara hiç mi saygınız yok! Söyledikleriniz doğru olmakla birlikte efendilik eksik sizde; gururunuz yüzünden ufacık bir şeyi sorun yapıp içinizdeki gerçeğin ipliğini pazara veriyor, değerini beş paralık ediyorsunuz. Bir şeyler söylemek istediğiniz anlaşılıyor fakat korkudan son sözleri ağzınızda geveleyip duruyorsunuz. Açık konuşacak kadar kararlı değilsiniz, ürkekçe bir küstahlık sizinkisi derin anlayışınızla övünüyorsunuz, bir yandan da ikirciklerle dolusunuz çünkü kafanız işlediği halde yüreğiniz kötülük batağına gömülmüş; Oysa yüreği temiz olmayanın anlayışı da kıttır !"
Sayfa 75
Kendinizi unutmayın :)
Baraj yapımında çalışan bir grup işçi ırmağın sığ kısmından karşıya geçmişler. Karşıya geçince ustabaşı, 'Galiba arkadaşlardan biri eksildi,' diyerek grubu saymış. Ve gerçekten de bir kişi eksik çıkmış; çünkü ustabaşı kendini saymayı ihmal etmiş. Ustabaşı yardımcısına, 'Bir de sen say,' demiş; ama yardımcısı da kendini saymayı unuttuğu için, o da bir kişinin eksik olduğunu söylemiş. Bundan sonra her işçi sırayla gruptaki kişileri saymışlar, fakat her biri aynı hatayı yaptığı için bir kişi sürekli eksik çıkmış. Nihayet o civardan geçen bir köylü bunların durumunu görmüş, sorunlarını öğrenmiş ve bir de o saymış, 'Eksiğiniz yok,' demiş. Ancak o zaman, grubu sayanın kendisini de sayması gerektiğini anlamışlar.
Sayfa 34 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Büyüklenmeci Olmayan Bir Özgüvenin Sahibi Olarak Said Nursi.. “Bir kaç defa ziyaretine gittik. Fakat hiç konuşmuyordu. Yatağı bir tahta ranzada idi. Duvara asılı bir torbada Kuran-ıKerim vardı. Başka bir kitap görünmüyordu. İlk gidişte bize çay yaptı ve verdi. Amma, kederli duruyor ve konuşmuyordu.“Nasıl yapalım da konuşturalım, bir mesele
Muzaffer İzgü (29 Ekim 1933 - 26 Ağustos 2017)
Telsizler hemen çalıştı: “Konuk, ayı avlamak istiyormuş!” Konuk ki ne konuk, en büyük devletin en büyüklerinden… O büyük devletle öyle sıkı fıkıyız ki, kardeşten öte. Ne buyurursa o büyük devlet,biz hemen yerine getiririz, bir dediklerini iki etmeyiz; babamız, ağabeyimiz gibi bir devlet işte. Bu koskoca dost devletin, koskoca büyüğü, ayı
Yok Rochester 'cim eksik bir şey var sende sevmeyeceğim ben seni :))
Yarısı yalnızlık, yarısı mutsuzluk içinde geçen yıllardan sonra gerçekten sevebileceğim bir kadın buldum... Seni buldum Jane. Sen benim kalbim, vicdanım, iyilik meleğimsin.
Sayfa 441 - Can Yayınları - 28. Baskı Ekim 2022, İstanbulKitabı okudu
377 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.