Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Muvelleh Kavramı: Veli mi, Deli mi?
Hal ve tavırları itibariyle alışılmış olandan farklılıkları bulunan muhalif sufileri tanımlamak bir sorun olmuştur. Esasında bu sufileri nitelemek için üzerinde uzlaşılmış bir terimin olmadığını da vurgulamak gerekir. Fuad Köprülü, Abdülbaki Gölpınarlı gibi bazı araştırmacılar Kalenderi, Haydari gibi derviş zümrelerini
Sayfa 73 - Kitap Yayınevi, İnsan ve Toplum Dizisi - 70, 2. Basım, Birinci Bölüm, Şam ve Anadolu Dolaylarında 7./13. Yüzyılda Tasavvuf ve Muvelleh Dervişlik, MUVELLEH KAVRAMI VE TARİKATLAR
Reklam
Düşünce Gücü
Gerçek güç ve kalıcı huzur için kendine hâkim olmak, kendini idare edebilmek ve kendini arındırmaktan başka yol yoktur. İsteklerinin eline düşen bir insan güçsüzdür, mutsuzdur ve dünyaya gerçek anlamda bir hayrı yoktur. Sizin vazifeniz önemsiz beğenilerinize, yanardöner sevgi ve nefretlerinize, öfke, şüphe, kıskançlık nöbetlerinize ve acizce teslim olduğunuz ruh hali değişikliklerinize boyun eğdirmektir. Bu sayede hayatınıza mutluluk ve refah katabilirsiniz. Değişken ruh hallerinize kapıldığınız müddetçe hayat yolunda başkalarına ve dış yardımlara bağımlı olursunuz. Yere sağlam basarak güvenli bir şekilde yürümek ve başarılı olmak istiyorsanız bu türden bütün rahatsız edici ve yavaşlatıcı titreşimleri aşmalı ve kontrol altına almalısınız. Her gün zihninizi dinlendirme, genel adıyla "sessizliğe girme" denemeleri yapmalısınız.
Sayfa 118 - Diyojen yayınlarıKitabı okudu
"Meleketin hâli de içeriye duman veren sobadan farksızdı. Dış mihraklardan gelen kültürel baskılar milletin maneviyatına etki ediyor, bütün kirini farklı kanallarla ülkeye akıtıyor, bu da kültürel zehirlenmeye yol açıyordu."
Sayfa 10 - Morena YayıneviKitabı okuyor
Ne kadar güzel ne kıymetli..
Hikmet ehlinden biri, yedi kelimelik şey öğrenmek için 700 fersah (31 10,8km) yol giderek bir bilginin yanına vardı. Şunları öğrenmek istiyorum dedi ve şu soruları sordu: 1-Göklerden daha ağır, 2-Yeryüzünden daha geniş, 3-Kayadan daha sert, 4-Ateşten daha yakıcı 5-Zemheriden (kışın en şiddetli zamanı) daha soğuk 6-Denizlerden daha zengin ve engin, 7-Yetimden daha perişan olan şeyler nelerdir? Hikmet ehli ona şu cevabı verdi: 1-Suçsuz birine iftira etmek, göklerden daha ağırdır. 2-Hak, yeryüzünden daha geniştir. 3-Kafirin kalbi, kayadan daha serttir. 4-Hırs ve haset, ateşten daha yakıcıdır. 5-Yakınına ihtiyacını bildirdiğin halde onun ilgisiz kalması, zemheriden daha soğuktur. 6-Kanaat sahibi olan kalp, denizlerden daha zengin ve engindir. 7-İç yüzü ortaya çıkan dedikoducunun hali, yetimden daha perişandır..
Tersi meydana çıkmadıkça herkesi namuslu saymayacak mıyız? Edebiyat öğretmenimiz çok öfkeli kadındı. 'Bir memlekette insanlar namuslu olduklarıyla ayrıca övünüyorlarsa o memleketin hali dumandır,' derdi. Yaman kadındı Şahane öğretmenimiz bizim... Ortada fol yok yumurta yokken mertlik gösterisi, namus gösteresi, sulu sepken acıma gösterisi ayıptır,' diye bağırırdı.
Sayfa 250 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
ATSIZ’IN HİKÂYELERİ: Hikâye, Atsız'ın sanatında en az yer bulan bölümdür. Ömrü boyunca sadece beş hikâye yazmıştır. Onların da dördünü 1931 yılında yayımlamıştır. 1941'de yazdığı beşinci hikâye ise Bozkurt dergisinin Temmuz 1941 tarihli 11. sayısında yayımlanmış, fakat bu sayıda dergi kapatılmıştır. Beşinci hikâye ancak 1966 yılında
2. Abdülhamid dönemi
Ticaret, tarm ürünleri ve madenlerin ihracından faydalanmaya başladı. Öte yandan, korunmayan sanayi Avrupa 'dan gelen ithal ürünlere karşı rekabet edemedi. Bu sebeple, endüstri kısıtlı ve yerel ölçekliydi; zanaatkârlar deri, cam, kumaş, ve kağıt ve halı dokuması üretimi gibi işler üzerinde yoğunlaşıyorlardı. Sonuç olarak, Osmanlı endüstrisi azgelişmiş kaldı ve ancak Cumhuriyet döneminde sanayileşmeye yönelik önlemler alndı. Abdülhamid'in eğitim reformları en önemli reformlar oldu, ancak bunlar aynı zamanda rejimin zayıflamasına da yol açtı. Padişah bu reformları başlatarak adeta kendi mezarını kazdı. Böylelikle Müslüman nüfus arasında eğitim önemli ölçüde genişlerken yine de gayri-Müslimler arasındaki hıza yetişemedi. Ortaokul ve lise eğitimine önem verilirken ilköğretim ihmal edildi, böylece de genel cehalet oranı yüksek kaldı. Ancak şehirli alt-orta sınıf üyeleri için özellikle askeri ve bürokratik kariyer amaçlı laik eğitim, sınıf atlama aracına dönüştü. Hamidiye dönemi okulları, alt-orta sınıf mensuplarına askeri okullara girerek sınıf atlama imkânı tanıdı.
Başkalarını memnun etme hali iyi insan olmakla aynı şey gibi algılanır çoğunlukla... Elbette "iyi insan" olmak önemlidir ama "kendin olmak" daha da önemlidir. Çatışmalardan kurtulmak için her şeye evet demek, kısa süreli çözümlerle anlık rahatlamalar sağlayabilir. Çatışmadan kaçınmak geçici bir çözüm gibi görünse de öfke, mutsuzluk, özgüvensizlik ve depresyona yol açar.
Sayfa 124Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.