Komik, hüzünlü, absürd ve çok ayıp... "Ne okudum şimdi ben" sorgulamasıyla kapatıyorsunuz kitabın kapağını. Esas oğlanımız Dalınç, kırklı yaşlarda ve annesiyle yaşayan bir adam. (İsim çok ilginç değil mi? Ama dikkatle bakarsanız kitaptaki bütün isimler karakterlere uygun, özenle seçilmiş.) Esas kız ise içinde bulunduğu sıkıntılı dönemden son bir çabayla çıkmaya çalışan genç manken Hande. Hikâyede konuşulan çok şey var ama asıl olay konuşulmayanlarda, hem gerçek hem de yan anlamıyla üstelik. Finalde, biraz da okurun hayal gücüne bırakılmış, ucu açık bir son karşılıyor bizi. Ben şüpheye yer bırakmayan sonları sevdiğim için -bir türlü toparlayamadığım- kafam iyice karıştı hâliyle. Ama finalde yaşananlar ne anlama gelirse gelsin, yolculuk gayet keyifliydi. Takıldığım birkaç şey de oldu tabii ama ben aşırı müşkülpesentim biliyorsunuz, bunları birçok okurun farketmeyeceğinden eminim hatta. (Hadi iddiaya girelim, kitabı okuyup bir şeye takılanlar bana özelden mesaj atsın. Benimle aynı şeye takılana kitap hediye edeyim.) Ben yazarın öykücülüğünü Anadolu Korku Öyküleri'nde, anlatımının sürükleyiciliğini de Gerisi Hikaye Korku'nun podcast yayınlarında keşfetmiştim. Konuşulmayan'da da romancılığının ilk adımına şahitlik etmiş oldum. Şimdi elimde yazara ait Ölümlüler, Deliler, Yalnızlar isimli -son çıkardığı- öykü kitabı var. En yakın zamanda onu da okuyacağım ama bir yandan da merakla ikinci romanını bekliyorum. =)