Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

yağmur

yağmur
@youremymymymykindofwoman
Müzik,sürekli dizi ve kitaplar
21 Mart
12 okur puanı
Mart 2022 tarihinde katıldı
Arkamda ne bırakmıştım ki böyle hüzünleniyordum? Bir yurt mu? Bir ana mı? Bir sevgili mi? Hayır, hiçbir şey, hiç kimse.
Reklam
Mehmet Ali'ye soruyordum: - Niçin her şeyim senin hemşerilerinin bu kadar tuhafına gidiyor? Mehmet Ali önce inkar etmek istiyordu; sonra kendini tutamıyor, baklaları, birer nasihat halinde, ağzından çıkarıyordu: - Beyim her gün traş olmayıver. -Beyim, bu dağın başında sabah akşam dişlerini fırçala mak neyine gerek. - Beyim, bizde saçlarını kadınlar tarar. - Beyim, geceleri, sabahlara dek minil minil ne okuyup duruyorsun? Seni büyü yapar sanırlar..
-Karışık Arazi'de savaşa girme. -Basit Arazi'de durma. -Çekişmeli Arazi'de saldırıya geçme. -Açık Arazi'de düşmanın yolunu kapatma. -Kilit Arazi'de birliklerinle bir arada kal. -Ciddi Arazi'de düşmanı yağmala. -Zor Arazi'de gözünü yoldan ayırma. -Sınırlı Arazi'de planlarını değerlendir. -Umutsuz Arazi'de savaş.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Fakat hayatımızın en saklı yanlarını, sinirlerimizi uyararak veya düşlerimizde baştan aşağı gizli bir şiddetle titreterek çok, çok erken yaşlarda belirleyen şey katıksız rastlantılar değil midir? Yoksa başlangıç daha da gerilerde midir; ileride ne olacağımızı ve neyin acısını çekeceğimizi biz daha beşikteyken bir kuş cıvıldayarak kulağımıza mı fısıldar?
Bu yaşamın hazları, yaşamın kendi hazları değil, bizim daha yüce bir yaşama yükselme korkumuzdur; bu yaşamın eziyetleri yaşamın kendi eziyetleri değil, ama bu korkudan dolayı kendimize yaptığımız eziyettir.
Reklam
Kıyamet Günü'nü böyle adlandırmamızın nedeni ancak bizim zaman kavramımızdır; aslında o bir olağanüstü hal mahkemesidir.
Hedef var, ama yol yok; yol dediğimiz şey tereddütten ibaret.
İnsanın belli başlı iki günahı var, öbürleri bunlardan çıkar: Sabırsızlık ve kayıtsızlık. Sabırsızlıktan Cennet'ten kovuldular, kayıtsızlıktan geri dönmüyorlar. Ancak belki de belli başlı sadece bir günah var: Sabırsızlık... Sabırsızlıktan kovulmuşlardı, sabırsızlıktan geri dönmüyorlar..
Ne fark ederdi ki zaten? Herkes ölüyordu nasıl olsa; iyisi de kötüsü de,güçlüsü de zayıfı da,hayata dört elle sarılanı da yaşamı aşağılayanı da...Herkes göçüp gidiyordu. Her şey göçüp gidiyordu
Reklam
Aynen öyle köpükler gibi, geçici. İnsanın bu dünyadaki bütün çalışması köpükten öte bir şey değil. İnsan kendine faydası olacak hayvanları evcilleştirip düşmanca davrananları yok etti, toprağın yabani bitki örtüsünü temizledi. Ama sonra insan yok oldu ve ilkel hayat geri dönüp onun elleriyle yaptığı her şeyi sildi süpürdü. Arazileri orman oldu, tarlaları yabani otlarla doldu, sürülerini yırtıcı hayvanlar yedi..
Yolcu, biten gün ışığında, bahçelerin birinde bir kulübe olduğunu fark etti. Kararlı bir şekilde tahta perdeden atladı ve kendini bahçede buldu. Kulübeye yaklaştı. "Yol bekçisinin barınağı olsa gerek." diye düşündü. Soğuk ve açlık canına tak etmişti. Açlığa katlanıyordu katlanmasına ya, şu kulübe hiç olmazsa soğuğa karşı bir barınak olsaydı. Kapısı çok alçak olduğundan yüzükoyun yere yattı ve sürünerek kulübeye girdi. İçerisi sıcaktı. Samanların üzerine attı kendini. O kadar yorgundu ki kıpırdayamıyordu. Sonra, sırtındaki çantayı hatırladı ve onu indirmek için doğruldu. O anda korkunç bir hırlama duyuldu. Gözlerini kaldırdı. Kocaman bir köpek duruyordu başucunda. Demek bir köpek kulübesiydi burası...
Kiminle güldüğünüzü unutabilirsiniz, fakat kiminle ağladığınızı asla.
Bana şöyle diyorlar: "Eğer kendini tanırsan, tüm insanları da tanırsın." Ve ben de diyorum ki, "Sadece tüm insanları araştırırsam kendimi tanıyabilirim."
61 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.