Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Dünya üzerinde Selimiye minarelerinden daha yüksek olan tek minare Hindistan Delhi'deki Kutb-i Minar'dır. Fakat bu minare selimiye'nin minarelerinden daha kalındır. Selimiye'nin minareleri denince akla ilk gelen aslında minarelere üç ayrı yoldan çıkılabiliyor olması ve üç kişi aynı anda çıkıyor olsa bile birbirlerini görmeden çikabilmeleri."
Sayfa 131 - PanamaKitabı okudu
Yani semanın müzeyyen tavanına, güneş gibi ışık verici, ısındırıcı bir lambayı takmak; gece gündüz hatlarıyla, kış yaz sahifelerinde mektubat-ı Samedaniyeyi yazmasına bir nur hokkası hükmüne getirmek ve yüksek minare ve kulelerdeki büyük saatlerin parlayan akrebleri misillü kubbe-i semada kameri, zamanın saat-i kübrasına bir akreb yapmak; mütefavit çok hilâller suretinde her geceye güya ayrı bir hilâl bırakıp, sonra dönüp kendine toplamak, menzillerinde kemal-i mizanla, dakik hesapla hareket ettirmek ve kubbe-i semada parlayan, tebessüm eden yıldızlarla, göğün güzel yüzünü yaldızlamak, elbette nihayetsiz bir saltanat-ı rububiyetin şeairidir. Zîşuura, onu iş'ar eden muhteşem bir uluhiyetin işaratıdır. Ehl-i fikri, imana ve tevhide davet eder.
Reklam
Eski Bakü'nün en önemli tarihi eserlerinden biri, silindir şeklindeki Kız Kulesi. 12. yüzyılda yapılan Kız Kulesi'nin yüksekliği 30 metre. 8 katlı tarihi eserin her tarafında gözetleme pencereleri var. Mesut Bin Davut, Kız Kulesini, 12. asırda tam denizin kıyısına oturtmuş. Zamanla Hazar'ın suları çekilince Kız Kulesi, geniş bir
Kıyametin Alametleri
Ey aziz! Malum olsun ki, sadece muhaddisler ittifak etmişlerdir ki: Kıyametin şartları ve kıyametin alámetleri iki çeşittir. Biri gizli alâmetler, biri de açık alametlerdir. Gizli alametler: İnsandan izzet, hürmet, muhabbet, şefkat, edep, haya, cömertlik, ahde vefa, doğruluk, safa, dostluk, takva, şeriatın yürürlükten kalkması. Şehirlerde mescitlerin çoğalması ve cemaatin azalması, binaların yüksek olması, elbiselerin incelmesi, kadınların ve çocukların hâkimiyeti ele geçirmesi, kadınların erkekler, erkeklerin kadınlara benzemesi, homoseksüelliğin ve kadınlar arasında seviciliğin yaygınlaşması, eşyanın bereketinin azalması, akraba ziyaretinin ve şeriata uygun alışverişin kesilmesi, kötülerin hürmet görmesi, iyilerin hakir görülmesi, cariyelerin efendilerini doğurması, kan dökülmesi, fisk ve fücurun artması ve kabirlerin süslenmesi gibi işlerdir ki, bunlara kıyametin şartları dahi derler. Açık alametler: Kıyametin açık alametleri ondur. 1- Deccalın çıkışı. 2- Üç gece üst üste ay t tutulması. 3- Üç sene boyunca yedi iklimde kıtlık olması. 4- Büyük bir dumanın her tarafı kaplaması. 5- İsa Aleyhisselâm'in Şam'daki beyaz minare üzerine inip, Deccali öldürerek, Şeriat-ı Muhammediyye ile amel etmesi. 6- Resul-ü Ekrem'in soyundan Mehdi çıkıp, kırk yıl adalet üzere gidip, Hazreti İsa Aleyhisselâmı bulması. 7- Dabbe-tül - Arz'ın vücuda gelmesi. 8- Ye'cüc ve Me'cüc'ün İskender seddinden çıkarak, yedi iklimi istila etmesi. 9- Hazreti Isa Aleyhisselâm'in Mekke-i Mükerreme'ye gelip, buradan ahirete gitmesi; bundan sonra da Kâbe'nin yıkılması. 10- Güneşin batıdan doğup, orada dolanması
Sayfa 39
Asayı Musa'dan Alıntılar - 42
Yani semanın müzeyyen tavanına, güneş gibi ışık verici, ısındırıcı bir lambayı takmak; gece gündüz hatlarıyla, kış yaz sahifelerinde mektubat-ı Samedaniyeyi yazmasına bir nur hokkası hükmüne getirmek ve yüksek minare ve kulelerdeki büyük saatlerin parlayan akrebleri misillü kubbe-i semada kameri, zamanın saat-i kübrasına bir akreb yapmak; mütefavit çok hilâller suretinde her geceye güya ayrı bir hilâl bırakıp, sonra dönüp kendine toplamak, menzillerinde kemal-i mizanla, dakik hesapla hareket ettirmek ve kubbe-i semada parlayan, tebessüm eden yıldızlarla, göğün güzel yüzünü yaldızlamak, elbette nihayetsiz bir saltanat-ı rububiyetin şeairidir. Zîşuura, onu iş’ar eden muhteşem bir uluhiyetin işaratıdır. Ehl-i fikri, imana ve tevhide davet eder.
Resim yapacağız. Çok yüksek bir duvara tırmanıyorum (uzakta çocuklar). Mitya basamaklara yerleşti. Hiç beklenmedik tanrısal bir ses işitiliyor. Bütün ortam ses dalgalarıyla doluyor. Türbedar hiç acele etmeden balkonda türbenin etrafını dolaşıyor. Akşam ezanını okuyor. Elini yelpaze gibi ağzının kenar na dayamış, bu vahşi ve kutsal yerden günahkar sokaklara doğru çağrısını gönderiyor. İhtiyar türbedarla hürmette kusur etmeyerek vedalaşıyoruz ve güneş son kızıl ışınlarını gönderirken vadiden ayrılıyoruz. Binlerce çember, güçlü çınarların yapraklarının içinde safran gibi eriyip hüzünle gözden yitiyor. Yeşilliklerin gözden gizlediği kubbeler sanki düşüncelere dalmış gibi duruyorlar. Minare koyu renkli bir direk gibi yükseliyor. Her şey öyle ıssız, sıcak ve dingin ki deliklerinden çıkan cırcır böcekleri (birini tam şarkısına başladığı anda yakaladım) avazı çıktığı kadar şakıyan gece kuşlarına benziyorlar. Bir süre durup onları dinledik, sonra tepeleri tekrar aşarak Tatavlaya döndük. Ahlaksız Pera ilk ışıklarını yakıyor. Çizgi çizgi evlerin üzerinde hala batan güneşin yansımaları görülebiliyor.
Sayfa 160Kitabı okudu
Reklam
SELEFİLİK ve SELEFİYE...
Selefîlik/Selefiyye, itikadî konularda Kur’an ve Sünnet’in lafzına bağlı olan ve te’vili kabul etmeyen, gelenek ve mezhep karşıtı bir ekoldür. Selefîlik, İbn Teymiyye eliyle kurulmuş olup Vehhâbîler eliyle Suudi Arabistan’da devletleştiği gibi “Yeni Selefîlik” diye aynı çizginin farklı tonlarda devamı söz konusudur. Selefîliğin kurucusu,
Sayfa 14 - 15,16,17,18,19 Kazım Albay, Aylık/Baran Fikir ve Aksiyon Gazetesi, Ocak2023, İkinci Devre, Sayı 11Kitabı okudu
Bir zat, bir bîçareyi, bir minarenin başına çıkarıyor. Minarenin her basamağında ayrı ayrı birer ihsan, birer hediye veriyor. Tam minarenin başında da en büyük bir hediyeyi veriyor. O mütenevvi hediyelere karşı ondan teşekkür ve minnettarlık istediği halde; o hırçın adam, bütün o basamaklarda gördüğü hediyeleri unutup veyahut hiçe sayıp şükretmeyerek yukarıya bakar. Keşke bu minare daha uzun olsaydı, daha yukarıya çıksaydım; ne için o dağ gibi veyahut öteki minare gibi çok yüksek değil deyip şekvaya başlarsa ne kadar bir küfran-ı nimettir, bir haksızlıktır.
Bir zat, bir bîçareyi, bir minarenin başına çıkarıyor. Minarenin her basamağında ayrı ayrı birer ihsan, birer hediye veriyor. Tam minarenin başında da en büyük bir hediyeyi veriyor. O mütenevvi hediyelere karşı ondan teşekkür ve minnettarlık istediği halde; o hırçın adam, bütün o basamaklarda gördüğü hediyeleri unutup veyahut hiçe sayıp şükretmeyerek yukarıya bakar. Keşke bu minare daha uzun olsaydı, daha yukarıya çıksaydım; ne için o dağ gibi veyahut öteki minare gibi çok yüksek değil deyip şekvaya başlarsa ne kadar bir küfran-ı nimettir, bir haksızlıktır. Risale-i Nur-Lem'alar/251
Üsküdar'da gördü­ğüm sema yapan dervişlerin raksı gibi...
Gerçekten olağanüstü bir selvi korusuydu orası; Üsküdar'da, Boğaz sırtlarında, Türk mezarlığı, selvi ağaçları arasında uzanan geçitler, patikalar ve selvilerin altında üzerinde yıpranıp gitmiş Arapça kitabeler bulunan, yan yatmış ya da yıkılmış mezar taşları. Mezarlık uzun zamandır kullanılmıyordu artık; ölüleri çok eski ölülerdi bu
Reklam
Minare ile inşaat gölgesinde
AKP'nin 2007'den sonra devlet erki içerisindeki gücünü arttırmaya ve toplumsal hegemonyasını genişletmeye yönelik hamleleri arasında sadece emniyet operasyonları, yürütülen adli soruşturmalar ve uzadıkça uzayan davalar yoktu. AKP aynı zamanda devlet içerisindeki güçler dengesini yürütme, yani parti lehine değiştirmek için hukuki ve
Sayfa 941 - Yordam kitap, Ocak-2022Kitabı okudu
Davudi sesli güzel hafızlar toplanır, Servi ağacının üstüne yuva kurmuş kumrular gibi. Dört minareden daima neva ve pençgah makamıyla, Bülbül gibi bu gül bahçesine davet ederler herkesi. Dört sütunu doğrusu bu İslam evinin dört direğidir, Dört minare arasında o kubbe bilge yol gösterici. Minare oldu sandılar melekler gökkuşağı, Dokuz kat gökten yüksek olunca minaresi. Halkın gözünü kamaştıran altın Alemi, Yansıtır herkese nurlu bir ışık huzmesi.
Sayfa 130Kitabı okudu
118 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.