«Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.»
Uvertür
Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük.
*
Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte biçok ileri ulusların
Bir zamanlar genç kızlar genç erkeklerle ateşin yanıp şarkıların söylendiği, şakaları yapıldığı, şarabın ve tafta elbiselerin, dansın olduğu, müziğin çok yüksek sesle çalındığı, kahkahaların çınladığı dolunayda ve karanlık gecelerde buluşurmuş. Bir çift göz diğeriyle buluşurmuş, kızın göğsü inip kalkarmış, oğlan bakışlarını indirirmiş ve...
Bir zamanlar aşk varmış.
Vikki aşkı tatmıştı. Edward tatmıştı. Isabella ve Travis tatmışt.
İlk aşk, ilk öpücük, ilk her şey.
Bir zamanlar çok gençtiler.
Ve sonra büyüdüler.
Ayın döngüleriyle zaman geçti, müzik durdu, kızlar elbiselerini çıkardı i, ateş söndü, kahkahalar kesildi. Ama sonunda, gün doğumuna kadar kesin bir şekilde başka bir adam tafta elbiseli kızın önünde durup gülümsedi,kız ona baktı, o da kıza.
İlk aşk değildi.
İlk öpücük değildi.
Ama yine aşktı.
Ve öpücük güzeldi.
Kalp hala çarpıyordu.
Ve kız devam etti. Devam etti çünkü yaşamak istiyordu. Mutlu olmak istiyordu. Tekrar sevmek istiyordu. Pencerenin kenarında oturup denize bakmak istemiyordu. Hatırlamak istemiyordu. İlk adamı unutmak istiyordu. Tek hatırlamak istediği ilk DUYGUYDU.
"Özgür insan" demek beklentisiz yaşamak demekti, ihtiyaçlarını kendi çabası ve aklıyla yerine getirmekti, kalabalıkların sahte senaryolarına inanmamaktı.
Sor kendine, yüksek sesle, belki içinden.
Özgür müsün?
“Kimdir özgür insan?
Kendi kişiliğine bütünüyle hâkim olan; yoksulluktan, ölümden, zincirden hiç korkmayan, heyecanlarına karşı gelen,
şan ve şöhreti hiçe sayan;
kendi kendine yetip de başkasından
hiçbir şey beklemeyen,
takıntısız bir küre gibi pürüzsüz,
talihe karşı pervasız,
akıllı ve yapayalnız olan insandır.”
Horatius
“Özgür insan” demek beklentisiz yaşamak demekti
ihtiyaçlarını kendi çabası ve aklıyla yerine getirmekti kalabalıkların sahte senaryolarına inanmamaktı ,
Sor kendine, yüksek sesle, belki içinden,
Özgür müsün?