Bir doktorun yürek burkan hikayesi... Birden tanımadığı bir kadının ani ziyaretiyle hayatının akışı değişiyor. Kadının hoşlanmadığı tavrından dolayı ona yardım etmeye yanaşmayan doktorun yaşadığı pişmanlığı yazar okuyucuya çok iyi yansıtmış. Doktorun kendini sorumlu hissetmesi ve kadına ulaşmak için elinden geleni yapması ama ulaşma şansı bulduğunda da onu hayata döndürememesi doktorun dünyasını başına yıkıyor. Her şeye rağmen pes etmemesi kadına karşı olan sorumluluğunu yerine getirme çabası insanın kalbine dokunuyor. En çok etkileyen şey de kadına olan sadakati. Çocuğun gayrimeşru olduğunu kimsenin öğrenmeyeceğine dair sözü ne koşulda olursa olsun tutması fakat en sonunda yaşadıklarının yükünü vicdanının kaldıramayıp hayatına son vermesi beni gerçekten hüzünlendirdi...
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021111,5bin okunma
Öncelikle kitap 3 ayrı ve akıcı bölümden oluşuyor. Ben en çok Wondrak bölümünü beğendim gerek kadının çaresizliği gerek hiç sevilmemesinden kaynaklı olarak oğluna çok bağlanması çok yürek burkan bir olay ama bölümün sonu çok ani bitti. Her ne kadar uyarıcı bir şekilde (daktiloya çeklimiş metin burada bitiyor, bundan sanrası elle yazılmış ve yayıncı kelimeler ekleyerek tamamlanmış) dese de ben bu kadar ani ve tamamlanmamış bi bölüm beklemiyordum.
Yine bir Stefan Zweig klasiği olan kısa ama etkileyici bir hikaye.
Okuyacak olan herkese şimdiden keyifli okumalar dilerim (:
Lyon'da DüğünStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202130,8bin okunma
Annesine duyduğu özlemle yazılmış duygu yüklü şiir karsılıyor okuru Başlarken
Aziz Nesin'okumaya
Annemin anısına
Bütün anneler, annelerin en güzeli, Sen, en güzellerin güzeli.
Onüçünde evlendin, Onbeşinde beni doğurdun, Yirmialtı yaşındaydın, Yaşamadan öldün.
Sevgi taşan bu yüreği sana borçluyum.
Bir resmin bile yok bende,
Bu kitap önüme o kadar çok çıktı ki içeriğine hiç bakmadan okuma kararı aldım. Adından yola çıkarak bir toplumsal gerçekçilik beklentisine girdim. Neler oluyordu Norveç’de? Fabrika işçilerinin mücadelesini mi anlatıyordu? Ya da Norveç kırsalındaki bir avuç köylünün toprakla kavgasını mı? Bir köy ağası halkı mı sömürüyordu Yaşar Kemal’in
1. Hikaye Bir Delinin Hatıra Defteri;
Bir memurun generalin kızına aşık olarak zamanla aklını yitirmesini konu alan küçük bir hikaye.
Günlük olarak yazıldığı için ilk bir kaç sayfada adapte olmak zor oldu ama olayları baş karakterimizin gözünden hayal etmeye çalışmak keyifliydi. Günlüğe yazarken tarihlerin giderek saçmalaşması aslında girederek aklını yitirdiğinin göstergesi oldu benim için.
Keyifli bir hikayeydi.
2. Hikaye Burun
3. Hikaye:Portre
Benim en çok beğendim ve etkilendiğim hikaye bu oldu sanırım. Küçük bir şansla tamamen değişen bir hayat ve neredeyse kendini kaybeden bir adam. Harika bir hikayeydi diyebilirim.
4.Hikaye:Palto
Hikaye hakkında pek çok söylem, pek çok anlatı olduğu için en merak ettiğim hikayeydi. Ve popülaritesini hak eden çok güzel bir o kadar da yürek burkan bir hikaye bence.
5. Hikaye: Neva Caddesi
Okumakta zorlandığım hatta (kitabın son hikayesinde olmama rağmen) yarım bırakmayı düşündüğüm hikaye oldu. Çok uzun betimlemeler ve durum anlatısını okumak benim için çok sıkıcıydı diyebilirim.
Antranik Dzarugyan
"1915’in ölümcül rüzgârlarıyla Suriye yollarından Halep’e savrulan Dzarugyan, orada annesi tarafından bir süreliğine Halep’te bir yetimhane'ye bırakılır.. heba olmuş çocukluğunu kimi zaman tebessüm ettiren, kimi zaman ise yürek burkan olaylar eşliğinde, büyük bir canlılıkla anlatıyor. Boyundan büyük işler yapan ve hayattan en büyük payı kapmaya çalışan yetimler, yoksunluğu ve kimsesizliği iliklerine kadar hissediyorlar; ancak bu durum onların kendi eğlencelerini yaratmalarına ve kurallarını kendileri koydukları bir dünyada yaşamalarına asla mani olmuyor. Yaşanan trajedinin büyüklüğüne rağmen hayatı ucundan köşesinden yakalamasıdır..
Dili duru açık, hüzün acı karışımı bir yasamın yansıması..
"üzerine titreyecek kimsesi olmayan, hayata çok erken adım atmak zorunda bırakılan yetim çocukların hikâyesi. Antranik Dzarugyan’ın ilk kez 1955’te Beyrut’ta Ermenice olarak yayımlanan ve tüm zamanların en çok okunan"kıtabı oldu..
On yaşında hayatı anlamak zordu.
Kırkında ise yükünü taşımak...
Kıtabın ortası..
"Yitirilmiş masumiyetinin peşine düşen Dzarugyan, bir daha gelmeyecek çocukluğuna sesleniyor ve gözünü karartarak onu kendinden çalanlardan hesap soruyor. da"
Tut elimden çocuk birlikte gidelim mi yaşayamadığımız çocukluğumuza..
Merhaba | DALGA | 》》 #kitapyorumu
Bugün #sonalideraniyagala
Epsilon Yayınevi'nden #dalga kitabını okudum
.
.
2004 yılında Sri Lanka'da meydana gelen tsunami felaketini ailesiyle birlikte yaşayan Sonali'nin acı dolu hikayesi. Acı ve hüzün dolu gerçek bir anı okumak isterseniz tavsiyemdir.
"Yedi yıl geçti ve onların yokluğu genişlemeye devam ediyor.
Onları kendime yakın tutarsam kendimi toplayabilirim. Eğer onlardan ve yokluklarından uzaklaşırsam, parçalanıp kalırım. Ailemden yoksun kalmış bu dünyada ayakta kalmanın ancak onlara ve kendime dair olan bu gerçekliği kabullenmekle mümkün olduğunu düşünüyorum."
Ailesinden ayrı 7 yılını, çöküşlerini, üzüntülerini, onlar olmadan hayatına nasıl yön verebileceğini biz okurlara sunmuş. Yürek burkan bir anı..
Khaled Hosseini, sakin anı denizlerinden günümüzün ezici çalkantılarına kadar, babadan oğula geçen bir hikayeyi trajik bir şiir biçiminde sunuyor.
“Deniz Duası” yürek burkan ama seve seve tekrar tekrar okuyacağım. Dan Williams'ın çizimleri şiirin mesajını gerçekten aktarıyor ve Khaled Hosseini'nin sözleri güzel, duygusal ve şefkatli. Burada aktarılan umut ve özlemin böylesine trajik bir olaydan kaynaklandığını öğrenmek kaygı vericiydi.
Bu kitap, dünyanın dört bir yanındaki mültecilerin çektiği acıları özetliyor.
Çok hayran olduğum bir yazar olan Hosseini'nin bu kısa kitabını birkaç dakika içinde okudum. Bu kitap kısa ama akılda kalıcı ve güçlü.
KESİNLİKLE TAVSİYEDİR…
Deniz DuasıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 20184,062 okunma
başta çok tatlı ve güzel ilerleyen fakat sonrasında bizi derin bir hüzne boğan bir kitap... çocukluk aşklarını okumak çok hoşuma gidiyor ve bu kitapta da çok güzel bir şekilde yazılmış. beş yaşından beri her anı birlikte geçirmişken ayrılmalarını okumak bizim için de zordu. Poppy'nin neden iki ay sonra iletişimlerini kestiğini ben tahmin