Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Telefon çalıyor; bilinmeyen numara. Açıyorum, pardon numaranız çıkmadı, diyorum. - Hayır, diyor ses, çıktı! - Evet, diyorum sese, çıktı! Rahatlıyorum, demek ki bilinen numara, numara yok! - Sen misin? diye soruyor ses. - Benim, diyorum. Peki ya sen, sen misin? - Benim, diyor ses. Ortak bir yön bulmanın rahatlığına kavuşuyoruz; ikimiz de
Bir insan yaratmak için iki yüz yirmi beş milyon erkek tohumu sekiz saat süren bir yarışa girişirler. Kadın yumurtası gizli karanlık bir köşede gizlenmistir. İki yüz yirmi beş milyon yarışçı arasından hangisi amaca daha önce varır, yumurtayı gizlendiği köşede bulabilirse, doğacak çocuğu o meydana getirir. Kazanan en güçlüdür. Çünkü, en iyi koşucu, en iyi bulucu, ve en iyi delici olarak üç sınavda da başarıya ulaşmıştır. En güçlü, en iyi, en uygun böylelikle seçilir ve yenilen iki yüz yirmi dört milyon dokuz yüz doksan dokuz bin dokuz yüz doksan dokuz olanak (imkan) , doğal süpürgenin acımak bilmeyen süpürüsü önünde ölüp giderler. Cinsi yaşatan, sürdüren en güçlülerdir.
Reklam
Dışarıya sığınmış olanlarla (yüz yirmi bin kadar) susturulmuş ve islerinden uzaklaştırılmış olanlar (yarım, milyon kadar) sisler içinde uzaklaşan bir tören alayı gibi gözden yitiyorlar, görünmez oluyor ve unutuluyorlar. Ama cezaevi, dört yanı duvarlarla çevrilmiş bile olsa, tarihin en iyi aydınlatılmış bir sahnesidir.
496 syf.
10/10 puan verdi
Kemal Tahir'in “Yol Ayrımı” isimli eserindeki analizden: “Düşündün mü hiçbir dünya imparatorluğu nasıl tasfiye edilir? Bir dünya imparatorluğu yüzyıllar boyu yüzlerce nesillerin birleşik gayretiyle kanları canları malları pahasına doğmuş kökleşmiş gelişmiş yaşatılmıştır. Tarihin bir döneminde herhangi bir nesil tek başına bu tasfiyeye karar
Yol Ayrımı
Yol AyrımıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20192,878 okunma
Hiç, bir kez daha söylüyorum, böyle gergin, bu kadar büyüleyici bir yüz görmemiştim.
Sayfa 23 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI... Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
Reklam
Haruki Murakami: Postmodern edebiyatın çekik gözlü Dali’si FavoriteOkuma listeme ekle “Neyin en iyi olduğunu kim söyleyebilir? İşte sırf bu nedenle, mutlu olma şansı nerede karşınıza çıkarsa çıksın, başkalarını hiç umursamadan yakalayın onu. Zamanla anladım ki böyle bir şans hayatta iki, üç defadan çok çalmıyor kapımızı ve eğer onu elimizden
238 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Puslu Sözlük
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor... İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,4bin okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
65 yaşındaki Mrs. C'nin, bir tatili esnasında kendini yakın hissettiği genç bir beyefendiye anlattığı, uzun yıllar evvel başından geçmiş ancak hiç kimseyle paylaşmamış olduğu hikayesini konu almaktadır. Hikayede iki büyük tutku aktarılmıştır, aşk ve kumar... İkisinin mücadelesi her sayfada kendini hissettirmektedir. Ancak bir kadının gözünden anlatılan bu hikayede, Mrs C'nin duygularının tasviri, acıma duygusunun sürekli boyut değiştirerek koruma isteği, annelik duygusu, aşk ve tutkuya kısacık bir sürede dönebildiğinin aktarılması inanılmaz etkileyici. Hele bu tasvirlerin erkek bir yazarın kaleminden çıkmış olması çok daha etkileyici. Kitap ile ilgili, bahsedilmezse yazık olacak bir husus da ilk sayfalardaki "el tasviri". Mrs C, kumarhanede oyuncuların yüz mimiklerini kontrol etmekte uzmanlaştığını bu yüzden de kontrol etmeyi unuttukları elleri ile tüm duygularını dışa vurabildiklerini belirtmiş ve ardından genç bir delikanlının ellerini sayfalarca tasvir etmiştir. Yüzünü ve mimiklerini hiç kullanmadan sadece elleri ile adamın ruh halini, oyunun akışını anlatmıştır okuyucuya. Kişisel çıkarımım: İnsanları "sonuçlar" ile değerlendirmek yeterli değildir, Kİşinin o süreçte neler yaşadığını bilmek, anlamak ve hatta mümkünse empati kurabilmek önemlidir.
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127bin okunma
"Aşk sağlığı enstitüsünün bültenine göre, bir yıl içinde sadece on iki bin altı yüz on yedi muhallebicide buluşma, yedi bin sekiz durakta buluşma (bunun bin sekiz yüz yirmi beşi gerçekleşmemiş), bin dört yüz atmış iki çeşitli açık yer gezintisi (parklar, adalar, kırlar vs.) ve yalnız altı yüz on iki sinema locası olayı tespit edilmiş. Buna gizli aşkları da ekleyin. Gizli aşk sayısında da, ihtimal hesaplarına göre dört bin altı yüz kadar olduğu tahmin ediliyor. Emniyet genel müdürlüğünün tespit etdiğine göre de (yuvarlak olarak) yüz yirmi altı bin sekiz yüz bakıp da iç geçirme, kırk dört bin otobüs ya da dolmuşta hafifçe temas, dört bin iki yüz peşinden gidip de vaz geçme, sekiz yüz elli eve kadar takip etme ve on beş bin yedi yüz uzaktan aşık olma ve sadece (bu sayı kesin) sekiz yüz on dört ümitsiz aşk olayı kaydedilmiştir. Bu arada park bekçileri, seksen iki bin kadar çifti düdük çalarak, tabanca çekerek ve benzeri tehditlerle korkutmuş. Parklar, bahçeler ve kırlar genel müdürlüğüne göre de altmış bin papatya, sevgi falı için koparılmış ve aşıkların üzerinde uzandığı yirmi sekiz bin metrekarelik bir sahanın çimleri ezilmiş. Tahmini zarar, yarım milyon lira civarında. Uzun sözün kısası, nefes alışın bile izleniyor."
Sayfa 451Kitabı okudu
Reklam
Bir gün bütün değer yargıları değişecek ve yargılananlar yargıç, eziyet edenler de suçlu sandalyesine oturacaklardır ve onlar o kadar utanacaklar, o kadar utanacaklardır ki utançlarının ve suçlarının ağırlığı yüzünden ayağa kalkamayacaklardır. O zaman, akıllı ya da akılsız bütün ezilenler, yani bizim caddedeki insanların çoğu, yani öcü geliyor
Bir gün bütün değer yargıları değişecek ve yargılananlar yargıç, eziyet edenler de suçlu sandalyesine oturacaklardır ve onlar o kadar utanacaklardır, o kadar utanacaklardır ki utançlarının ve suçlarının ağırlığı yüzünden ayağa kalkamayacaklardır. O zaman, akıllı ya da akılsız bütün ezilenler, yani bizim caddedeki insanların çoğu, yani öcü geliyor
Sayfa 222,223,224,225,226
Aşk
Yaşamak diye bir problem yoktu bizim için. Böyle bir problem çözmedi asistanlar tatbikatlarda. Sonunda hepimizi kurt kaptı tabii. İnsan taklidi yaptığımız için, kurtlar bizi adam sandı. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir rezalet görülmemiştir. Az gelişmiş aşklar ülkesi olarak dünya milletleri arasında ön sıraları
Sayfa 451Kitabı okudu
ŞEHRİN SOKAKLARI Yürüyorum şehrin sokaklarında, Gün akşama yakın. A’nı yaşıyorum. Mevsimse bahar… Erguvanlar çoktan açtı. Artık mor salkımlı duvarların,
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.