Nerede tükettin ömrünü? Bir hareketin hatırası, bir tutkunun işareti, bir maceranın parıltısı, güzel ve firarî bir cinnet - geçmişinde bunların hiçbiri yok; hiçbir sayıklama senin ismini taşımıyor, seni hiçbir zaaf onurlandırmıyor. İz bırakmadan kayıp gittin; senin rüyan neydi peki?
İnsanlar düşünmek istemiyor. Başları ne kadar derde girerse, o kadar kaçıyorlar düşünmekten. Ama beri yandan bir iç güdü onlara düşünmeleri gerektiğini söylüyor, bu yüzden de suçluluk duygusuna kapılıyorlar. Bu durumda, onlara düşünmemek için bazı sebepler gösteren kim olsa, onu beğenir, onun peşinden giderler. Kendi günahları saydıkları, bir zaaf, bir suç olarak gördükleri şeyi yüce bir sevapmış gibi gösterebilen kim olursa olsun, onu izlerler.
Reklam
Bir insan için zaaftan mahrumiyet de büyük bir zaaf değil midir? Hatta zaafların en büyüğü...
-Mübalâğa ediyorsunuz. -Katiyyen, hakikati söylüyorum. -Siz ancak romanlarda tesadüf edilebilecek ideal bir kahramandan bahsediyor gibisiniz. İnsan olsun da hiçbir zaafı olmasın! Maarif müdürü arkadaşının yüzüne bakıp gülerek: -Böyle bir iddiada bulunmadım. -Onda en ehemmiyetsiz bir zaaf gösterilemez demediniz mi? -Evet… -Şu halde?!.. Tevfik Bey elini eski arkadaşının dizine vurarak: -Bir insan için zaaftan mahrumiyet de büyük bir zaaf değil midir? Hatta zaafların en büyüğü…
İslam Allah'ın indirdiği ve kabul ettiği tek din olarak, başka hiçbir dünya görüşüyle, başka hiçbir fikirle, amelle uzlaşmaya girmeye muhtaç değildir. O, kendi başına, insanın ihtiyacını karşılamaya muktedirdir. Bu bakımdan, zaaf İslam'da değil, fakat onu yüklendiğini söyleyen insandadır. Aslında insan, tanımının gerektirdiği davranış manzumesini hayatına geçirdiği an, dinden taviz vermesine gerek olmadığını kendiliğinden kavrayabilir.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.