Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
352 syf.
8/10 puan verdi
“Hayatın boyunca işe yaramayan bir çok insanla karşılaşacaksın. Eğer seni incitirlerse, bunun onların aptallığından kaynaklandığını söyle kendine. Bu sene onların acımasızlığına karşılık vermekten alıkoyar. Çünkü zalimlik ve intikamdan daha kötü bir şey yoktur her zaman onurunu koru ve kendine karşı dürüst ol”
“Cennetin anahtarı bir yoksulluk insanlar içindi. daha iyi bir hayat vaad edilen binlerce çocuk, boyunlarına astıkları anahtarlarıyla birlikte mayın tarlalarında havaya uçtu”
Animasyonunu izledikten sonra çizgi romanını okumak istedim ve iyi ki okumuşum film ve kitap gayet güzeldi Marjane Satrapi’nin hayatını okuyoruz kesinlikle ve özellikle bizim ülkemizde okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum veya en azından animasyonu kesinlikle izlenmeli kitapta siyasal islamın aynı zamanda şeriatın ve İran’ın ne kadar baskıcı olduğunu görüyoruz kitapta olanların gerçek olması ve hala bunların devam etmesi kesinlikle ürkütücü daha aydınlık çağları görme ümidiyle…
"Alışır, alışırsın. Bu dünyada başka türlü yaşamanın hiçbir çaresi yok."
"Biz hep böyle, her şeyde birlik olsak, kimse bize diş geçiremez. Bize dağlar, şahlar dayanamaz. Hiç kimse... Yeter ki böyle birlik olalım."
Ağrıdağı çevresinde yaşayan Ahmet'in kapısına ihtişamlı, damgalı bir at gelir. Ahmet, Sofi'yi
Herkse selam
Herkes kötülüğün nereden geldiğini, neden dünyanın başına bela olduğunu bilmek istiyor. Neden hiç kimse iyiliğin nereden geldiğini sormuyor? İnsanlarda müthiş bir zalimlik yeteneği var.
Beni ancak, sevmekten vazgeçtiğin zaman kaybedersin.
Yazarın ikinci kitabıyla karşınızdayım.
Gelelim konusuna. Profesör Emerson ve Julien sonunda kavuşurlar. Fakat bu sefer uğraştıkları şeyler bambaşkadır. Tatil dönüşü yaralarını sarmaya çalışırlarken de üniversitenin onlara yönelttiği cezalardan aklanmak için bu arada Emersonun geçmişinden kurtulmak için uğraşlarda bulunurlar. Bana görede fazla kırılgan olan Julia Emersonun geçmişine takıntısı ve bu olaylardan kurtulmaya yardım etmeyişi beni ara ara delirtti. Sonrasında Julia ve Emerson üniversite tarafından bir çok suçlama ile suçlandı ve bunun da sonunda hallettiler. Bu arada romantizmide unutmadılar tabiiikiii. Şimdiden iyi okumalar dilerim #okudumbitti #kitaptavsiyesi #kitapönerisi #okudumyorumladım
Yıldız Gezgini
Kitap London'ın bir görüşü (felsefesi de diyebiliriz) üzerine oluşturulmuş bir kurgu. Tüm kitap boyunca yaşanılan olaylar sizi şu sonuca götürmeye çalışıyor: "Bir tek ruh sürer. Geri kalan her şey yalnızca maddeden oluştuğu için geçicidir ve geçmek zorundadır."
Temelde ruhun ölümsüzlüğü ve bedenin ölümlülüğü
Serinin en güzel kitabı. Benim için beklenmedik detaylarla doluydu. Kalan kısım spoiler içerecektir, kitabı henüz okumadıysanız bu incelemeyi kesinlikle es geçiniz.
*
*
*
Bu kitapta zaman zaman Katniss’e gerçekten sinir oldum. İlk iki kitapta bu duygum çok yoğun değildi ama bu kitapta Peeta’ya karşı tutumu acımasızlık seviyesine vardığı için
“Günümüzün hapishane sisteminin zalimliği kadar berbat, daha berbat bir zalimlik bilmiyorum hiç.”
Kitabın içeriği toplumsal olarak birçok noktaya değiniyor; ayrıca oldukça heyecanlı ve merak uyandırıcı bir konuya sahip. Fakat ben incelemeyi yazmaya başlarken aklıma tek bir kelime geldi: Hüzün.
Bir meslektaşını öldürerek San Quentin
“Sihir” kulağa ne kadar büyülü geliyor demii.
İnsan bu kelimeyi duyunca onunla her sorunu halledebilirim bütün zorlukları aşabilirim problem falan kalmaz hayatımda diye düşünüyor. Ama işte o öyle olmuyormuş. Cadılar ve büyücüler sihir yapabilseler bile onların da hayatlarında sihirle halledemeyecekleri problemleri, sorunları olabiliyormuş. İşte bu
Ozan Beedle'ın Hikayeleri Resimli Özel BaskıJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Yapı Kredi Yayınları · 20184,901 okunma
Yasadigimiz an'a bilincli olarak tanik olmanin bize ruhsal,fiziksel ve psikolojik acidan katki sagladigini bilseydik,secimlerimizi,tepkilerimizi,egonun kontrolunde,travmatik bir sekilde ortaya koymazdik. Farkinda oldugumuz ve olmadigimiz travmalarimiz ile yuzlesme cesareti gostermeden özümüzdeki kendimiz olamayiz. Travmalarin ve egonun
Aforizmalar / Bernard Shaw
“Tanrı’yı Arayan Kara Kız” kitabıyla tanıştığım Nobel Edebiyat Ödül’lü İrlandalı yazar Bernard Shaw, düşünsel içerikli metinleriyle yaşadığı toplumun alışkanlıklarını ve ahlak anlayışını hicvederken; sanat, siyaset, felsefe ve ekonomi gibi çok farklı alanlardaki sert eleştirileriyle de dönemin düşünce dünyasının şekillenmesinde etkili olmuştur.
Aforizmalar’ında doksan dört dört yıllık uzun yaşamında verdiği yapıtlarından süzülen nükteli, alaycı ve kuşkucu satırlarıyla buluşurken bizler de yer yer gülümseyecek çoğu zaman da bu gözü pek eleştiriler üzerine düşüneceğiz.”
Sırada oyunları var. Keyifle okuyalım
#alıntılarım
“İnsanlara yapılabilecek en büyük kötülük onlardan nefret etmek değil, onlara karşı kayıtsız kalmaktır. Asıl zalimlik budur.”
“Sen benim esin perim ve çılgınlığımsın. Denizlerdeki fenerim, sonsuz mutluluk kaynağım ve baldıran şerbetimsin. Benim yaradanım, esrikliğim, bencilliğim, alınyazım ve saflığımsın. Serseri gönlüm, ruhum ve yıldızımsın.”
“Tanrı beni dostlarımdan korusun, ben kendimi düşmanlarımdan korurum.” (İlk kısmına hiç mi hiç katılmıyorum; ama Shaw’a aitmiş, öğrendim.)
@birdahaoku @isbankasikulturyayinlari
#aforizmlar #bernardshaw #nobeledebiyatödülü
Kehribar Geçidi/ Nazan Bekiroğlu
Çok özel bir eser. Yazar 8 yılda yazdığını söylemiş bu eserini. İlmek ilmek örmüş olayları. Karakterleri derinlemesine anlatmış. İlk 200 sayfayı okuduktan sonra bilin ki yüksek bir dağın zirvesine tırmandınız. İnişiniz muhteşem olacak emin olun. Yedi uyurlar efsanesini bir de roman olarak okuyun. 7 inanan insanın Kehribar isimli bir köpeğin önderliğinde buluşması bu görkemli eserin kilit noktası. Ms 300 lü yılların Roması, dönemin imparatoru Diocletianus. Zalimlik sıradanlaşmış, yürekler kaskatı kesilmişti. İnanan insanlar vahşi hayvanlara parçalatılıyor, kazananı olmayan dövüşlere zorlanıyor, yakılıyor, çarmıha geriliyorlardı. Bütün bunlar olurken gök delinmiyor, yer yarılmıyordu. İnanan yedi kişi imparatorun bu cezalarından kaçıp bir mağaraya sığınıyorlar. Uyandıklarında ise hersey değişmiş, kış yaza dönmüş, yedikleri zeytinler ağaç olmuştu. Çünkü aradan 309 yıl geçmişti. Değişmeyen tek şey ise insanoğlunun zalimliği idi. İnancı için ölüme yürüyen insanların torunları, geçmişlerinden bihaber aynı hataya kendileri nasıl düşmüşlerdi?
