Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Mısır'a kadar olan yolun üç katı kadar gitmen gerek senin." "Mısır'dan üç kat öteye mi? Beni kandırmaya mı çalışıyorsun? Dünyanın kenarından düşerim o zaman." "Alobar! Dünyanın kenarı yoktur." "Ne saçma şey!" "Alobar. Gerçekten. Kimseye söyleme ama dünya yusyuvarlak."
İşte duyduğunuzda sizi yerinize kitleyecek bir tespit ; "Olgunlaşmamış ebeveynlerin yetişkin çocukları olur."Bazıları duygusal anlamda olgunlaşmamış bir anne ya da babaya sahiptir bu ebeveynler tüm varlıklarını ve değerlerini sizin onların istediği gibi biri olmanıza bağlı kılar Böyle ailelerde çocuk kendini bulmayı suçluluk duygusuyla
Reklam
Bir gün gazeteler bir derneğe bağışta bulunurken resmimi basıp, benden sorumluluk sahibi bir yurttaş olarak bahsettiler. Bundan böyle ne zaman onura ya da üne gerek duysam, bankadan para çekmem yeterli oluyordu.
Herhangi bir meselede kararsızsam hemen kalbime danışırım. Kalbim rahatsa ben de rahatım. Her zaman böyle yapmak gerek.
"Her zaman ölüden yana olmak gerek."
Sayfa 27 - Can Yayınları
478 syf.
·
Puan vermedi
Okay (1931-2017), İslam Ansiklopedisi’nin on altıncı cildinde yazdığı ‘’hatırat’’ başlıklı madde başında ilk olarak hatıratın, edebi bir kavram ve terim olduğundan ve ilk örneklerine tarihsel değeri yüksek metinlerin içerisinde bulabileceğimizden söz eder. Söz konusu metinler tarih, seyahatname, rûzname, menâkıp, tezkire, muhtıra ve mektuplardır.
İbrahim Efendi Konağı
İbrahim Efendi KonağıSamiha Ayverdi · Kubbealtı Neşriyatı · 2021746 okunma
Reklam
Çağımız iki bakımdan şanslı sayıla bilir. G e ç m i ş açısından tüm kültürleri ve onların ortaya koyduklarını tadıyoruz ve tüm zamanların en soylu kanıy la besleniyoruz, bağrından bu kültürlerin doğduğu güçlerin büyüsüne, onlara geçici olarak zevkle ve ürpertiyle teslim olabilecek denli yakın duruyoruz hala: eski kültürler ise sa dece kendi kendilerinin tadına bakahilmişler ve kendilerin den ötesini görememişlerdi, daha geniş ya da daha dar ka vis li bir kapak örtülmüş gibiydi üzerlerine; gerçi ışık düşüyordu buradan üstlerine, ama bakışları bunun dışına çıkamıyordu. G e 1 e c e k açısından ise, tarihte ilk kez insani-evrensel, insanların yaşadığı tüm yeryüzünü kuşatan hedeflerin mu azzam ufku açılıyor önümüzde. Aynı zamanda bu yeni gö revi kibirlenmeden, doğa-üstü yardırnlara gerek duymadan üstlenebileceğimiz güçlerimizin bilincinde olduğumuzu da hissediyoruz; çabamız istediği gibi sonuçlanabilir, güçleri mizi abartmış olabiliriz, en azından hesap vermek zorunda olduğumuz hiç kimse yok kendimizden başka: insanlık bu andan itibaren kesinlikle ne isterse onu yapabilir - çünkü olağanüstü insan-arılar var ki, tüm şeylerin çanağından her zaman sadece en acı ve en sıkıcı şeyleri emmesini biliyor lar; - ve aslında her şeyde biraz vardır bu bal-olmayandan. Bu kişiler çağımızın betimlenen mutluluğunu kendilerince duyumsayabilir ve hoşnutsuzluk kovanlarını doldurmaya devam edebilirler.
Sayfa 86
Eyer güzel birşeyin olmasını istiyorsan çabalaman gerek çünkü oturduğun yerden birşey kazanamazsın oturduğun yerden şans ayağına gelmez çabalar her zaman senin en iyi yerlere gelmeni sağlar korkma ve korkuyorsan bile korkuların üstesinden git emin ol sen başarısın yeterki işte ve başar
İhtiyar, hayatı boyunca karısına iyice eziyet etmiş, onu sınırlamış hasis, şeytan bir cimri; yine de kadın hep kendisini iyi kötü ayakta tutabilmiş. Birkaç gün önce, doktor hayatından umut kesince, kocasını çağırıp şöyle dedi: Sana, ölümünden sonra karışıklık ve sıkıntı yaratabilecek bir şeyi itiraf etmem gerek. Şimdiye kadar evin geçimini mümkün olduğunca düzenli ve tutumlu yürüttüm: yalnızca bütün bu otuz yıl boyunca, seni aldattığım için, beni bağışlamalısın. Evliliğimizin başında mutfak ve ev idaresi için çok az bir şey ayırdın. Ev idaresi ağırlaşıp, işlerimiz büyüdüğü zaman, yeni durumlara göre haftalık paramı artırmaya yanaşmadın: kısacası, en fazla büyüdüğü zamanlarda haftada yedi Gülden'le idare etmemi istedin. İtiraz etmeden kabul ettim ve kimse hanımın kasadan para alacağından kuşkulanmayacağı için, kalanı her hafta kasaya giren paradan aldım. Hiçbir şey israf etmedim, benden sonra ev idaresini yürütecek kişi, ne edeceğini bilmediği zaman, ilk karının bununla idare ettiğinde ısrarlı olacağını bilmesem, bu itirafta da bulunmadan huzurla ebediyete göçerdim.
Sayfa 28
Birbirimizi mutlu yapamamamız yetmiyor mu, bir de her kalbin arada bir kendi kendine verdiği keyfi de mi karşılıklı kaçırmamız gerek? Haydi bana, huysuzluğunu gizleyip, çevresindeki sevinci berbat etmeden, kendine saklayan bir kişiyi gösterin! Yoksa bu aslında kendi densizliğimiz üzerine iç sıkıntısı, her zaman aptalca bir kendini beğenmişliğin kışkırttığı kıskançlıkla iç içe olan, kendi kendimizden hoşnutsuzluk değil mi? Kendimiz mutlu etmediğimiz mutlu insanları görmeye dayanamıyoruz.
Sayfa 26
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.