Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hoş bir serzeniş vardı mektupta. Bu kadar uzun zaman kendisinden uzak durmasına neden olan şeyin ne olduğunu soruyordu.
Sayfa 256 - Türkiye İş Bankası | 30. BasımKitabı okuyor
Peki ya gelmeyince ne oldu, onu mu merak ediyorsunuz? Sorunuzun cevabı içinde. Gelmemenin bir vakti yoktur. İnsan coşkuyla beklerken ne kadar zaman geçerse, o büyük günün yaklaştığına o kadar inanır. Bir yıl mı geçmiş? Ne yapalım, dersiniz, hazırlanması en az bir yıl sürerdi zaten... İki yıl mı geçmiş? Gelmesinin eli kulağındadır...
Reklam
Yaşam, seni ne kadar yorar ve zorlar bilmem ama her zaman hatırla ki içindeki güç ,seni her türlü fırtınadan koruyacak kadar büyük . İnan ve devam et çünkü en karanlık geceler ,en parlak yıldızları doğurur .
Şayet nefis verilmemiş olsaydı; insan melekler gibi yaratıldığı seviyede kalır, ne yükselir ne de alçalırdı. O zaman da insanın yaratılmasının bir hikmeti olmazdı; değişmeyen makam sahibi olan melekler çoktur. O tarz bir kulluk için insanın yaratılmasına lüzum yoktur.
Bu dua ayinlerini ve şarkılarını bırak. Bir ma'bedin bu karanlık köşesinde kime ibadet ediyorsun? Gözlerini aç, gö­ receksin ki Allah senin karşında değildir! O, çif t çinin sert toprağı sürdüğü, yol ar n elesinin taş kır­ dığı yerdedir. O, güneşte de, yağınurda da onlarla beraberdir ve elbisesi toz içindedir. Mukaddes perdeni kaldır ve hatta onun gibi yap, tozlu toprağa gel! Halas? Bu halas nerede vardır ki? Bizim Allahımız bile yaratmak vazifesini zevkle kendi üstüne almıştır; O ve biz her zaman aynı bağlara bağlıyız. Tefekkürden vazgeç, çiçekleri ve tütsüleri bir tarafa bı­ rak! Elbiselerin eskir ve kirlenirse bunun ne zararı var? Onunla işbaşında ve alnının teriyle karşılaş.
"..Ne zaman bir kitap açıp okusam bir ağaç gülümser ölümden sonra yaşam olduğunu bilen.."
Reklam
Umudumsun, simsiyahken her yanım huzurumsun Uçurumsun, atlasam karanlığına adım unutulsun Benim ol, kurtar beni, sonum ol Dilerim ki, dilerim ki Asla caymazsın benim olmaktan Dursun zaman, kalsın yerim derinlerinde saklanan Sönemezsin, içimi yakan delip geçen ateş sensin Onlar ne bilsin, sana çıksa keşke her yolum hayalimsin Benim ol, kurtar beni, sonum ol Dilerim ki, dilerim ki Asla caymazsın benim olmaktan Dursun zaman, kalsın yerim derinlerinde saklanan Kaybolan bir ruh gibi, kayıp gidersem de bul beni Mahvolur da bitersem tut elimi Dilerim ki, dilerim ki Asla caymazsın benim olmaktan Dursun zaman, kalsın yerim derinlerinde saklanan Dilerim ki, dilerim ki Asla caymazsın benim olmaktan Dursun zaman, kalsın yerim derinlerinde saklanan
Kafanızda harcadığınız zaman ne kadar???
Hiç Bir Şey, Benimdir Deme!
Eski bir bakandan bir konferansta konuşma yapması istenmişti. Elinde kağıt kahve bardağı ile kürsüye çıktı ve konuşmasına başladı. Ama kafasının başka yerde olduğu sanki anlaşılıyordu. Daha bir iki cümle söylemiş iken durdu, kahve bardağından bir yudum aldı ve sonra bir süre bardağı kaldırıp baktı. Derin bir nefes aldı ve: “Biliyor musunuz ne
Güzellik Bir Bütündür, Bölünemez!…
Güzellik bir bütündür, bölünmez. En güzel tabloyu bin parçaya bölsek, yine bölmüş sayılmayız. Her parçası ayrı ayrı güzelse. Sen de öylesin bir bakıma. Her yerini ayrı ayrı sevmekle, sana bir bütün olarak tapmak arasında hiçbir fark yok. Tutsam gözlerin desem. Günün her saatinde gözbebeklerinin aldığı eşsiz renkleri anlatmaya kalksam. Bakışlarının, dudaklarından çıkan kelimeye uygun bir anlam taşıdığını söylesem. Çoğu zaman kirpiklerinin arasında bir güneşin doğuşunu seyrettiğimi, gözlerine baktıkça ilahi bir musikiyi duyar gibi olduğumu, bakışlarının bir şiircesine beni mest ettiğini bir kere, bin kere, bir milyon kere daha haykırsam; ne çıkar…? Sen yalnız göz değilsin ki! Tutsam dudakların desem; dudak larının hiçbir dudağa nasip olmayan tadını söylesem, öpüşlerinin kanılmazlığını anlatsam ve seni her görüşümde yeniden bir kere daha dünyaya geldiğimi bir kere, bin kere, bir milyon kere tekrarlasam; ne çıkar…? Sen yalnız dudak değilsin ki! Tutsam tenin desem; teninin kokusunu versem çiçeklere. Tutsam ellerin desem; ellerinin saçlarımı okşayışındaki şefkati versem bütün hastalara, yoksullara, öksüz çocuklara, bütün bedbaht insanlara. İnan o zaman çiçekler daha güzel, insanlar daha mutlu olurdu... Senin güzelliğinin anlamı, bütün güzellikleri anlamsız kılıyor artık.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.