Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Düşüncelere daldığı bir sırada, 'Savaşı başlattılar ve çekip gittiler,' dedi. 'Şimdi bunun bedelini ödemek bize kaldı...'"
Zamanın hükmü kesindir, ihtilafı olmaz. Merhamet dilensen beyhude, aması bulunmaz.
Sayfa 113 - Timaş Yayınları, 1. BaskıKitabı okudu
Reklam
Düşünmez misin, ne zamana kadar nefsine vadedip ona "Yarın yarın" diyeceksin? Halbuki "Yarın" geldi ve "Bugün" olmuştur. Onun için "Dün" ün hükmü vardır. Hayır. Belki sen bugün ondan âcizsin. Öyleyse "Yarın" ondan, daha da aciz olursun. Zira şehvet kökleşmiş bir ağaç gibidir. Öyle ağaç ki, kul onu kaldırmakla, görevlendirmiştir. Kul onun kaldırıl- masından zaiflikten dolayı aciz olup onu te'hir edince, tıpkı genç, kuvvetli olduğu hâlde bir ağacın sökülmesinden âciz olup onu başka bir seneye te'hir eden bir kimse, gibi olur. Halbuki bu kimse biliyor ki, zamanın uzaması ağaca kuv- vet ve kök salma imkânını verir. Sökmekle görevli bulunan kimseyi de, zaiflik bakımından, eksiltir. Binaenaleyh genç lik anında güç yetirilmeyen bir şeye, ihtiyarlık anında hiçbir zaman güç yetirilemez. Yaş ağaç eğilmeyi kabul eder. Ku- ruyup, seneler üzerinden geçtiğinde eğilmeyi kabûl etmez.
Sende sorma! Oradayım...
Hayatın bir döneminde farkına varmadan kendi ayaklarımızla düştüğümüz ecel gibi bir yer var. Ne ileri gidebildiğimiz ne geri dönebildiğimiz bir yer orası; kocaman bir boşluktan ibaret. Yaşamak için de, ölmek için de geç kaldığımız yer. Zamanın hükmünü yitirdiği bir durağanlık. Birbirine çok benzeyen sokaklarda yön duygusunu yitirince yaşadığımız kaybolma hissi. Bomboş, sessiz, her yere uzak. Her yere, insanın kendi varlığına bile uzak. Bir rüyada konuşmak, bağırmak için ağzını açtığında sesinin çıkmaması hali. Adımların gitgide ağırlaştığı yer. Oraya gelince -savrulunca mı demeliyim- neden sorusunun bir hükmü kalmıyor. Sen de sorma! Oradayım.
Klişeler
Doğmak bir klişeydi, ölüm bir klişeydi. Aşk bir klişeydi, ayrılık bir klişeydi, özlemek klişeydi, ihanet klişeydi, duyguları inkâr klişeydi, zaaflar klişeydi, korku klişeydi, yoksulluk klişeydi, zamanın geçmesi klişeydi, haksızlık klişeydi.... Ve bütün bu klişeler insanı paramparça eden gerçekleri barındırıyordu içinde. İnsanlar klişelerle yaşayıp, klişelerle acı çekiyor, klişelerle ölüyorlardı. Ne zaman doğacağın, ne zaman öleceğin, kime âşık olacağın, kimden ayrılacağın, kimi özleyeceğin, ne zaman korkacağın, yoksul olup olmayacağın ise tesadüftü. Bize yakın biri hastalandağında, öldüğünde, bizi terkettiğinde, o korkunç "tesadüf" bizi bulduğunda "klişenin" hükmü kalmıyordu. Tesadüflerin çizdiği kaderimiz, başımıza gelenlerin bir klişeler serisi olduğunu görmemizi engelliyordu. Klişelere isyan etmek çok anlamsız olduğu için tesadüflere isyan ediyorduk, "neden ben", "neden o", "neden şimdi" demek daha anlamlı geliyordu.
İlgisizlik sevginin temellerini kemiren ölümcül bir hastalıktı.
Reklam
Aşkı hiçbir zaman önemsiz sorunlarla meşgul etmemek gerekir.
Ebedîlik önünde hiçbir mesafe hükmü olmadığını,bazan zamanın,mazide bıraktığı bir sırrı istikbalde çözmek üzere,zahiren geriye döndüğünü,fakat hakikatte ileriye yöneldiğini bilmezler.Bu son derece girift,ince ve zarif helezonun,maziyi istikbale,geriyi ileriye inkılâp ettiren asma köprü mimarîsini anlamazlar.Böylece,gözlerinin seçemeyeceği kadar ileri olanlara,üstelik geri derler.
Sayfa 494
Cenab-ı Hak Asr Sûresi'nde: "Asra (zamana) yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip salih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır." (103/Asr, 1-3) buyurmaktadır. Zamana yemin ile başlayan bu sürede; iman, amel-i salih, hakkı ve sabrı tavsiye
Sayfa 117 - Otto YayınlarıKitabı okudu
Fotoğrafın uyandırdığı duygulara rağmen, -malumunuz- zaman, olduğu yerde durmuyor.
Reklam
Zamanın hâkim sosyal fikri (din) olduğu, herkes servetini, canını, şerefini ona bağladığı halde, onu kurtarıp yaşatalım derken nasıl da kolayca berbat etmişlerdi. İşte, her vesika, her ferman, her kadı mahkemesi hükmü, dini başka başka kazançlara alet edebilmek için, akıl almaz şeriat hileleriyle doluydu.
Sayfa 114 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Zamanın hâkim sosyal fikri (din) olduğu, herkes servetini, canını, şerefini ona bağladığı halde, onu kurtarıp yaşatalım derken nasıl da kolayca berbat etmişlerdi. İşte, her vesika, her ferman, her kadı mahkemesi hükmü, dini, başka başka kazançlara alet edebilmek için, akıl almaz şeriat hileleriyle dolu.
1.358 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.