Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sizin geçmiş olarak düşündüğünüz şey eski bir şimdi'nin zihinde depolanmış anısıdır. Siz geçmişi hatırladığınızda anıyı yeniden canlandırırsınız ve bunu şimdi yaparsınız. Gelecek ise hayal edilen şimdi'dir, o zihin projeksiyonudur.Gelecek geldiğinde, Şimdi olarak gelir. Siz gelecek hakkında düşündüğünüzde, bunu şimdi yaparsınız. Geçmiş ve gelecek aşikar biçimde, kendi başına bir realiteye, bir gerçekliğe sahip değildir. Onun realitesi Şimdi'den ödünç alınmıştır.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Kahramanlar ve Millet Bazı devletler şiddetli buhranlar geçirirler ya da bütünüyle mahvolurlar. Bazı milletler ise yaşantılarını bilgece bir güzellik içinde düzenlerler. Bu örneklerin her ikisi de yalnızca devlet adamları, milletvekilleri, senatörler ve çarlar için önem taşımayıp, toplum bireylerinden her birini de ilgilendirmesi
Reklam
Futbol Napoleon’un Fransa’nın idaresine geçişinden sonra Avrupa ülkeleri arasında savaşlara rastlanmamıştır. Napoleon, birçok Avrupa ülkesiyle savaşıyor ve en çok da İngiltere’yi yenilgiye uğratmak istiyordu. Diğer taraftan İngiltere de, Napoleon’u tahtından indirmek için her çareye başvuruyordu. Napoleon, Rusya’yı da savaşmakla tehdit
96 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
İnsanın madde dünyasından ziyade mana dünyasında kendini nasıl şifalandıracağı ile ilgili tasavvuf ile harmanlanmış güzel bir eser... Kişinin önce zihnini arındırmasını ve bu arınmanın ardından inancı ile yaratılmış bütünü sevip, saygı duyma ile devam edebileceğini öğütlüyor... Eser de,insan enerjisinin kendini şifalandırma gücüne sahip olduğunu, bunun ise önce kendinize inanmanız ile mümkün olabileceğini savunuluyor... Bütün hastalıkların kaynağının, hayattan bezmişlik, korkular ve zihin gücümüz ile ortaya çıktığına dair örneklere yer verilmiş... Bedenin ruh ile bütünleşmesini ve bu bütünleşmeyi sağlayacak nefesi doğru kullanmamız gerektiği, nefesin şifalandırma gücü olduğunu, duanın etkisini, ses titreşimlerinin ve ellerimizde ki doğuştan var olan ovma ( özellikle annelerin çocuklarının bir yeri ağrıdığında ilk başvurdukları eylem olan) dürtümüzün mana dünyamızda ne kadar etkili bir yöntem olduğu anlatılıyor... Yazım dili sade ve akıcı...
Bedenin Şifası Ruhun Şifası
Bedenin Şifası Ruhun ŞifasıHazret İnayet Han · Okyanus Yayıncılık · 201516 okunma
Zihni gevşetmek için onu yormak gerek. Zihni yoracak alıştırmaları bilmeyenler onu hiçbir zaman gevşetemez. Zihne en fazla yoğunlaşma yorar, çünkü böyle olunca zihin tek bir şeye odaklanır. Ondan sonra kendiliğinden gevşer, gevşeyince de tüm gücü kendinde toplar.
Zihin Gücü
Kaba gücün sınırları vardır ama zihin gücünün sınırları yoktur.
Sayfa 30 - Yol Yayınları
Reklam
Eğer tehlikede değilseniz,"diyor Sun-tzu. "Savaşmayın." Bu neredeyse bir fizik yasasıdır. Oranının dışına çıkan h.e r şey çökmeye mahkumdur. Zihin amaçtan amaca dolaşmamalı veya başarının etkisiyle amaç ve oran duygusunu kaybetmemelidir. Yoğun, tutarlı ve geçmişine bağlı olan şeyin gücü vardır. Dağınık, bölünmüş, kökleri kopmuş her şey çürür ve çöker. Ne kadar şişkinleşmişse o kadar kötü düşer. "Bir insanın aklına bir şeyi koyduğu zaman kendini yalnızca bu plana verdiğinde zorluklar ne olursa olsun başaracağına hep inanmışımdır. Bu adam Büyük Vezir ya da Papa olabilir," diye yazmıştı daha sonra.
izlemekveokumak
İzlemek... Okumak... İzlemek mi? Okumak mı? diye bir soru gelse insanların önüne, geneli de okumak der sanırım. Zira bilirler ki izlerken doğrudan alırlar verilmek isteneni lakin okuduğunda hiç bir şeyi doğrudan almazsın. İletiyi alma gücün yazarın kalemine ve senin zihnine bağlıdır okurken ve bu yüzden izlemek her zaman daha kolay gelir. Aslında bunu zihin ve göz kullanma gücüyle de açıklayabiliriz. Sonuçta gözünde kusru olmayan insan rahatlıkla görebilir lakin zihni olan herkes her şeyi düşünemez. Bir de şu nokta vardır ki izlerken herkes aynı şeyi görür. Zira ortada bir oyuncu vardır ve o da senaryoyu oynamaktan ileri gidemez. Lakin okurken basit bir betimlemeyi her zihin farklı şekilde algılar. Çünkü herkesin bir benliği ve hayal gücü vardır. İşte okumayı da özel kılan ve izlemekten daha keyifli ve zor hale getiren de budur.
Bu kitaba eklediğim notlarda, okumanın, en bilge insanlarla yapılsa dahi bu şekilde bir sohbete indirgenemeyeceğini, bir kitap ile bir arkadaş arasındaki temel farkın, sahip oldukları bilgelik düzeyi değil onlarla iletişim kurma tarzımız olduğunu göstermeye çalıştım; sohbetin tersine okuma, her birimiz için yalnız kalmayı sürdürürken başka bir düşüncenin iletilmesini kabul buyurmaktan ibarettir, yani bu esnada yalnızken sahip olduğumuz, ama sohbetin hemen dağıttığı zihinsel gücü kullanmayı sürdürür, bir yandan da esinlere açık olmaya, zihin kendi üzerindeki verimli çalışmasını sürdürmeye devam ederiz.
248 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Kitap bize zihin okuyabilmeye dair özel bir gücü olan David Selig'in hikayesini anlatıyor. David yaşının ilerlemeseyile birlikte bu yeteneğinde bir gerileme yaşamaya başlıyor. Kitap başladığında David 41 yaşında fakat kitap boyunca biz onun anılarına yolculuklar yaparak onun yaşamının büyük bir bölümün şahit oluyor ve bu yeteneğinin ona kazandırdıklarıyla kaybettirdiklerini gözlemliyoruz. Yazarın farklı bir dili var, kitabın bazı yerlerinde birinci tekil kişi üzerinden bazı yerlerinde ise karakteri kendisine yabancılaştırıp üçüncü tekil kişi üzerinden anlatıyor ve sık sık dördüncü duvarı yıkarak karakterinin kitap sayfalarının dışına taşıyor. Kitap birçok eserden alıntılar içermesinin yanı sıra bazı bölümlerinde doğrudan bu eserleri yorumluyor, birbirleriyle ve bu kitabın kendisinde anlatılan karakterler kıyaslıyor. Çeviri Elif Ersavci'ya ait. Genel olarak oldukça anlaşılır ve akıcı bir çeviri ortaya koymuş, ellerine sağlık. Benim özel olarak takdirimi kazanmasını sağlayalan nokta ise çevirmen notlarıydı. Bu kadar çok alıntının ve göndermenin olduğu bir kitapta okuyucuya doğru yerlerde kopyalar vererek anlamların kaybolmasını önlemişti. Bence çok iyi kurgulanmış olan bir metafordu kitap. Herkes okumalı mı? Bence hayır zaten İthaki de Başka Kitaplar serisi içinde basarak aynı yanıtı vermiş ama okuması gereken bir kesim kesinlikle var. Ben özellikle bir insanın kim olduğu neyin belirlediğini sorgulayan kişilere öneririm.
İçeriden Ölmek
İçeriden ÖlmekRobert Silverberg · İthaki Yayınları · 2011111 okunma
Reklam
İnsan sadece iki şekilde huzur bulabilir: O yeniden bir hayvana dönüşebilir. O zaman o tek olacaktır, o zaman hiçbir bölünme olmayacaktır, o zaman huzur olacaktır, sessizlik, ahenk... Ve milyonlarca insanın yapmaya çalıştığı şey farklı şekillerde hayvan olmaktır. Savaş insana yine hayvan olma şansı verir; bu yüzden savaşın büyük bir çekim gücü
Ayaz, büyük fatih, Put Kıran Gazne Hükümdarı Mahmut’un ahbabı ve kuluydu... Bu kıssada kullanılan her kelimenin üzerinde dur. İslam putlara inanmaz ama bu Müslümanlar tarafından yanlış anlaşılmıştır. Putlara inanmamak başka bir şey, kalkıp başkalarının putlarını yok etmeye başlamak başka. Aslında birinin putunu kırmak demek, olumsuz yönde de
Gerçek şifa dert gibi gördüğümüz sıkıntıların içinde yatan dermanı görmektir. Dert içinde dermanı görmemizi engelleyen de zihindir; çünkü zihin anlık düşünür. o an kötü ise kötü, o an iyi ise iyidir. Verdiği tüm kararlar anlıktır. Peygamber Efendimiz (Sav) sanki zihnin bu oyununun farkında olmamız için '' Hayr bildiğiniz şeyler şer, Şer bildiğiniz şeyler hayr olabilir. Sen bilmezsin ama Allah bilir'' buyurmuşlardır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.