''Hiçbir şey bir başkasının yüreklendirici uyarılarından daha fazla alevlendiremez aşkı. Aşk kördür,kendine güveni yoktur ve herhangi bir dayanak buldu mu,hemen sarılır ona...''
-"Nen var Zeze?"
+"Hiç şarkı söylüyordum."
-"Şarkı mı söylüyordun?"
+"Evet."
-"Öyleyse ben sağır olmalıyım."
İnsanın içinden de şarkı söyleyebildiğini bilmiyor muydu yoksa? Bir şey demedim. Bilmiyorsa bunu ona öğretmeyecektim.
Onun sevgisini kıskanıyordu, sevgisini hissetmeyi artık umut edemese de. Ondan haber almak istiyordu, ona ulaşmanın hiçbir imkanı olmadığı halde. Onunla mutlu olabileceğine inanıyordu, artık bir araya gelmeleri imkansız göründüğü halde...
''Hayal kuruyordum. Burada bütün bu gürültü ve kargaşadan deliren insanlar gördüm. Tüm bunlardan uzaklaşmak için yapabileceğim tek şey hayal kurmaktı.''
Bazen bir şey içimizi parça parça eder. Bunu kimse duyamaz, biz bile. Buna rağmen o şey korkunç acı verir. Acısı öyle şiddetlidir ki açtığı yaranın bir daha iyileşmeyeceğini sanırız. Bin yıl geçse bile...
''Önemli şeyler görünmez. Tıpkı çiçek gibi... Yıldızın birinde bulunan bir çiçeği sevdiğinde, geceleri gökyüzünü seyretmek o kadar hoş olur ki. Sanki tüm yıldızlar çiçeklerle bezenmiş gibi olur.''
''Çünkü yazmamak da bir mektuptur, yazılandan daha güçlü satırlar içeren. Susmak ve konuşmak yerini bulduğunda ortaya çıkar melodi. Piyanonun tuşları, yan yana durdukları halde susmayı bildiklerinden dinletiyorlar kendilerini.''