Ah Osman... Kime üzülmeli bilmiyorum, bir tarafta kimsesizliğinin ve güzelliğinin kurbanı olmuş Şebnem, bir tarafta babası tarafından psikolojik istismara uğramış zayıf, naif Osman... Bu hikayenin sonuna gelmek beni bir hayli üzdü, burada bitmesin isterdim ya da bu şekilde bitmesin en azından.
Bu kitapta diğer iki kitaptan farklı bir teknik denemiş sevgili Ayfer Tunç. Olaylara Osman'ın günlüklerinden ve arkadaşlarıyla yapılan röportajlardan bakıyoruz. Ne desem az kalır Osman için ya da ne demeliyim bilmiyorum. Uçarı, savurgan, sorumsuz, ayakları yere basmayan, tembel bir adam olmasının yanı sıra çocuksu, ince, temiz kalpli, sürekli birilerinin duygusal istismarına açık Osman'a üzülmeden edemiyorsunuz. Peki Şebnem? Aslında kitapta en çok dikkatinizi çeken yaşanan olay üzerinden toplumun zihniyetine ışık tutulması. Çoğu kişinin evet ya kesin kadın suçludur demesi, e tabii o kadın zaten o yolun yolcusuydu gibi şeyler söylemesi bizim gerçeğimizi gözler önüne seriyor. Ayfer Tunç sizin gerçeklik algınızla oynuyor, alt tarafı kurgu diyemiyorsunuz kahramanlarla bütünleşip üzülüyorsunuz. Mutlaka okunmalı...