Herhangi bir beklenti içine girmeden elime aldığım bu eseri okurken, senkronize bir şekilde bir evin çatısına tüneyen güvercinler gibi benim de zihnimde düşünce kuşları oradan oraya uçuşup durdular...
İncelemeye başlamadan önce, bu ay bu eseri çok başarılı bir çeviri ve baskı kalitesi ile dilimize kazandıran
"Bizim kalemimizin yönünü, hayatımız çizmiştir ; ondan böyle acı, keskin, buruk, gözyaşlı ; hatta gülmecemiz bile..." Aziz Nesin'in Anıları(S.239)
Sürgünün anıları, birkaç aydır kah Ulucami yakınından geçerken(bkz.Hafız Aziz anısı) göz kırpıyor, kah gecenin bir saatinde dar sokaklarda sessizce yürürken " Hülasa bu koskoca Bursa
“Sağırlar dünyasının vurdumduymaz ülkesindeki insanların sağır kulaklarına ithafen!”
Her şeyin sözle var olup, sözle yok olduğu bir dünyada birazdan yazacaklarım umarım kalıcı olur ve farkındalık zinciri oluşturabilmek adına müsebbib olabilirim benliğimizin -ya da bencilliğimizin mi demeliyim- ardında tozlar içinde kalmış bu puslu ve kirli
Lacanyen psikanalizin benimsemiş olduğu üç temel tanı kategorisi mevcuttur; psikoz, sapkınlık ve nevroz.
<<Psikoz>>
Psikozun sebebi Baba-nın Adı[Nom-du-Pére]'nın yokluğudur ve men etme işlemiyle tanımlanır. Baba, annenin arzusunun yöneldiği, annenin, çocukla kurduğu simbiyotik/ortakyaşamsal ilişkinin dışında, gönderme yaptığı şeydir;
“Sen korkunun ta kendisiyle yüzleşerek onu alt ettin.Bunun da altından kalkacaksın, Wadsworth.Bunun altından beraber kalkacağız.İşte bu, bir rüya ya da kabusun çok ötesinde, elle tutulur bir gerçek.Sana asla yalan söylemeyeceğime söz vermiştim.Bu sözüme ihanet etmeye niyetim yok.”
Bakışlarımı gittikçe büyüyen kan lekesinden ayıramıyordum.
“Dünya çok acımazsız bir yer.”
Thomas çevremizdeki yolculara aldırış etmeden, gözlerinde düşünceli bir bakışla yüzüme düşen bir saç tutamını geri itti.”Dünya ne şefkatlidir ne de zalim.O sadece varlığını sürdürür.Onu istediğimiz şekilde görmek bizim elimizde.”