Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
.... Ulu Önder Atatürk’ün Çocuk Sevgisini Ve Onlara Verdiği Önemi Gösteren 19 Unutulmaz Söz Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu eşsiz kahraman Mustafa Kemal Atatürk, zamanının çok ötesinde bir liderdi. Zorlu savaşların ardından yeni bir ülke inşasına girişen bu büyük dâhi, yaşamın her alanında milletine örnek olmaya çalışıyor, fikirleri ve ortaya
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
Reklam
286 syf.
·
Puan vermedi
·
31 günde okudu
HEYET... Bu güne kadar okuduklarınızı unutun Neden 16 türk devleti yıkıldı yerine yenisi kuruldu. Aslında devletler isim değişti ama Heyet hep aynıydı. Mete Handan bu güne bir çok devlet yıkıldı kuruldu ama var olan hep bi heyet vardı. Bu kitap sizi başka bir duyguya heyecana götürecek. Sayfalar arasında gizli kalmış heyecanı yaşayacaksınız. Heyet İslamiyetle nasıl tanıştı sonrasında nasıl bir yol çizdi. Bilindik heyet üyeleri kimlerdi. Hepsini ve daha fazlasını bu kitapta bulacaksınız. Şimdiden okurlarına armağan olsun. Yazarımıza teşekkür ediyorum.
Halil Yaşar Kollu
Halil Yaşar Kollu
Heyet
HeyetHalil Yaşar Kollu · Lopus Yayınevi · 20163,345 okunma
Lewis Namier'in de yazdığı gibi, "din, milliyetçilik için 16. yüzyılda kullanılan kelimedir". Yine milliyetçiliğin "en yaygın sivil din" olduğu savı, neredeyse genel kabulü yansıtır. Geleneksel dinle çatışsın veya çatışmasın, nihayetinde "modernliğin eğilimi, ulus-devleti tanrı gibi görmektir" Yine de bu anlayışı, sadece "devlet milliyetçiliğinin zirvesi olan faşizm, şimdiye kadar bilinen en üst düzeye taşımıştır"
Almanya, Akdeniz Filosu'nun Goeben ve Breslau savaş gemileriyle Osmanlı donanmasını destekleme kararı aldı. Gemilerin İstanbul'a gelmesi uygun görüldü. Ancak bu görüşmeleri yürüten ve gemileri İstanbul'a davet eden Enver Paşa, bu konuda kimseye danışmamış ve bilgi vermemişti. Osmanlı hükümeti durumu öğrenince, gemilerin gelişini önlemek üzere Berlin'i uyardı. Hükümetin çoğunluğu savaşa girmeye hevesli değildi. Ancak, gemiler Ege'ye doğru ilerliyordu. Aynı gün Sadrazam Said Halim Paşa iki geminin durumunu Alman Büyükelçisi ile görüştü. Gemilerin Çanakkale Boğazı'ndan geçişine müsaade edilecekti. Osmanlı Devleti'nin tarafsızlığını koruyabilmesi için en uygun hareket tarzı da Türk sularındaki Goeben ve Breslau gemilerinin satın alınmış gibi görünmesiydi. Almanya 10 Ağustos'ta bu teklifi reddetti. Osmanlı İmparatorluğu'nun hemen savaşa girmesini istedi. Bunun üzerine Osmanlı hükümeti bir bildiri yayımlayarak iki Alman kruvazörünün 80 milyon marka satın alındığını açıkladı. 16 Ağustos'ta yapılan bir törenle Bahriye Nazırı Cemal Paşa gemileri resmen Osmanlı donanmasına kabul etti. Alman amirali Souchon, Osmanlıların Karadeniz Filosu Komutanlığı'na getirildi. Tayfalarına ise Osmanlı üniformaları giydirildi, Sultan'ın donanmasına yazdırıldı. Osmanlı hükümeti savaşa girmek istemiyordu. Ancak bir taraftan da Rusya'nın yayılmacılığından endişe duyuyorlardı. İtilaf Devletleri savaşı kazanırsa, Osmanlı İmparatorluğu'nun bölünmesine rıza gösterebilirlerdi. Almanya'nın kazanması halinde ise böyle bir bölünme gerçekleşmeyebilirdi.
Sayfa 24 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
"Osmanlı Devleti 16. yüzyılda Araplaşmıştır" diyor birtakım insanlar. Bu sözü ezbere ve "olsa olsa" metoduyla söylüyorlar. Hakikaten öyle midir? Böyle bir Araplaşma var mıdır? Öyle bir olağanüstü Araplaşmayı sağlayacak unsurlar meydana çıkmış mıdır? Nedir onlar? Nasıl oluyor da Fatımîler ve Memlükler devri Arap dünyasını, o zamanın Suriye'sini, Bağdat'ını, Şam'ını, Filistin'ini incelemeyen bir Türk tarihçi, sosyal bilim düşüncesi böyle bir iddiayı çocukça ortaya atabiliyor? Bütün bunlar çok ciddi sorunlardır. Bilim adamlarının, yüksek ilim müesseselerinin araştırma güzergâhının doğru olduğunu söylemeyeceğimiz gibi, bu gibi gerekli bilgileri özet hâlde gençlere sunmayan bir tarih yazımının da tarihin anlaşılmasına yardım ettiğini söylemek çok güçtür.
Reklam
Balkan Savaşları ile Batı Trakya'nın hâkimiyeti değişti. I. Balkan Savaşı'ndan sonra Osmanlı Devleti, Balkan coğrafyasını terk etmek zorunda kaldı. II. Balkan Savaşlarında ise toprakları- nın paylaşılmasına başlanıldı. Bükreş Antlaşması ile Batı Trakya Bölgesi Bulgaristan'a bırakıldı (10 Ağustos 1913). Bölgedeki işgalle birlikte Bulgar zulmü arttı. Bölgede yaşayan Türklere yapılan zulme son vermek için Türk subaylar, çözüm arayışına girdi. Edirne'den çekilen Türk akıncı müfrezelerinden Umum Çeteler Kumandanı Eşref Bey (Kuşçubaşı) önderliğinde 16 subay ve 100 erden oluşan 116 kişilik bir gönüllü grup, zulmü engellemek için 15 Ağustos 1913'te Batı Trakya'ya gitti.
Sayfa 4 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
Batı Trakya'da Türk hâkimiyeti yaklaşık 550 yıl kadar sürdü. 1363'te Osmanlı Devleti'nin bölgeyi fethiyle başlayan süreç 1913'te sona erdi. Trakya'nın fethedilmesiyle birlikte Anadolu'dan bölgeye önemli sayıda Türk yerleştirildi. Tımar sistemi gereği Müslüman ve Hristiyan köylüler yüzyıllar boyunca üreti- me ve askerlik hizmetlerine katıldı. 16.yüzyılda Osmanlı Devleti'nde tımar sistemi bozulmaya başladı. Zaman içerisinde feodal sisteme benzer bir sistem ortaya çıktı. Batı Trakya'da da bu durum yaşandı ve çiftlik sahibi kişiler binlerce dönümlük arazileri özel mülkleri haline getirdi. Osmanlı Devleti'nin merkezî otori- tesinin güçlü olduğu dönemlerde Müslümanlar ve Hristiyanlar arasında barış hakimdi. Ancak merkezî otoritenin bozulması, Fransız Devrimi'nin beraberinde getirdiği milliyetçilik duygu- ları, Osmanlı Devleti'ne diğer devletler tarafından uygulanan politikalarla Müslüman ve Hristiyanlar arasındaki ilişkiler bozulmaya başladı.
Sayfa 3 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
Osmanlı'nın milletlerarası hukukun teminatı altına girmek amacıyla Batı ile yakınlaşma siyaseti, sonunda 19. yüzyılda onu Avrupa Devletler Sistemi'nin fiili bir üyesi durumuna getirecektir. Fakat fiili iş birliğine karşın, Osmanlı Devleti'nin Avrupa devletler sisteminin bir parçası sayılmamasından Rusya ve Yunanistan'ın din ayrılığını ileri sürmeleri sorumludur. Ancak şunu eklemek gerekir ki, Protestan ülkelerinin tutumu farklı olmuştur. Özellikle İngiltere, Papa'nın Müslümanlara stratejik mal satma yasağını göz ardı ederek 16. yüzyıldan beri Osmanlı İmparatorluğu'na yüksek kaliteli barut ve çelik ihracatını sürdürmüştür. Diğer yandan Osmanlılar da tüm Avrupa'da sistemli olarak Protestanları ve Kalvinistleri desteklemişlerdir. Osmanlı İmparatorluğu'nda pragmatik düşünceli bürokrat devlet adamları, devletin menfaatini her şeyin üstünde tutarken, İslâmî ideolojiyi temsil eden ulema, Batı ile yakınlaşmaya karşı çıkmıştır. Başka deyişle, bugün Türk dış politikasında pratik zaruretleri göz önünde tutan bürokratik yaklaşımın tarihi kökenleri buradadır..
Sayfa 127 - Kronik KitapKitabı okudu
·
Puan vermedi
Bir Padişaha Geçiş: Tekil Önemi
Bir Padişaha Geçiş: Tekil Önemi            ༄ ༄ ༄ Osmanlı kurumunun Ortadoğu ve Balkan milletleri koruma ve yönetme serencamı altı yüzyıl sürdü. İhtiyaca binaen özgür ve güvenli toplum anlayışıyla ilk iki asrı kapsarken, Avrupa ve diğer coğrafyalarda daha fazla toprak ve vergi gayretiyle en geniş sınırlar 16. ve 17. yüzyıllara
Sarsılan Saray
Sarsılan SarayGilles Veinstein · Kronik Kitap · 20234 okunma
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafları bize ne söyler?
iki üç gündür biraz hastayım. bu süreçte kitap okuyamadım. uzun süre kitabın başında duramadığım için kitap okuyamadığım bu sürede aklıma geçenlerde
Fotoğraflarla Atatürk
Fotoğraflarla Atatürk
kitabını okuduğum/fotoğraflarına baktığım geldi. ben genelde Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğraflarına bakarken o zaman gerçekleşen
67 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
halk müreffeh, müstakil, zengin olmak istiyor. komşularının refahını gördüğü halde fakir olmak pek ağırdır. -ön bilgi- -18 eylül 1922de türk ordularının kesin zaferi ile sonuçlanan büyük taarruz sonrası milli mücadelenin/kurtuluş savaşının silahlı mücadelesi itilaf devletlerinin tbmmye
Atatürk Zamanında Türk Ekonomisi
Atatürk Zamanında Türk EkonomisiFeridun Ergin · Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı Yayınları · 03 okunma
Tarihinden utanan değil tarihini kucaklayan bir neslin yetişmesinde hepimizin sorumluluğu vardır.
#kitapyorumum #okudumbitti Ruslara Göre Ermenilerin Türklere Yaptıkları Mezalim Doç. Dr. Azmi Süslü ANKARA ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI (2024 - 16 - 4363) Ermeniler gerek Selçuklu Devleti gerekse Osmanlı Devleti zamanında toplum içerisinde en rahat yaşayan milletlerden biridir. Özellikle Türklerin Anadolu'ya girdiği dönemde Bizans egemenliğinde
608 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.