Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Asyalı bir toplum olmamızın getirdiği otoriteye ve baskıya kayıtsız itaat etme özelliğimiz olduğuna inanıyor musunuz? - Hayır. 1789, Batı'daki son önemli başkaldırıdır. 1848 başkaldırılarının son olduğu bilinmedi; 1848 Devrimleri başarısız oldu. Bundan sonraki bütün devrimler Doğu'da gerçekleşti. 1905 Rusya Devrimi, bunu izleyen Türk, İran, Çin devrimleri, 1917 Şubat ve Ekim Devrimleri, Çin devrimi, hepsi hepsi Doğu’dadır. Bütün bunlar varken, Asyalı insanın otoriteye başı eğik olduğunu söylemek, on dokuzuncu yüz yıl bir Avrupalı aldatmacası ve iftirasıdır. Asya’da otoriteye tepki yüksektir. Ancak Asya'da kalıcı düzen kurmakta başarısızlık yaşanıyor.
Sayfa 324Kitabı okudu
"Kalplerimiz büyük acılarla parçalandı ve ıstıraplarımız dayanılmaz oldu. İnsanların tarafında korkunç acı ve keder var; kanunların büyük bölümüne karşı birikmiş kinler var. Cumhuriyetin tarafında ise önemli bir kuralımız var, cumhuriyetin büyük kuralı: Bireylerin hataları ne olursa olsun, hükümette bağımsızlık haklarına karşı bir tecavüz (ihlal) olmaz".
Reklam
Şu an cumhuriyetin yalnızca ismi var, bizim ise gerçeğine ihtiyacımız var. Politik reform, sosyal reform için tek yoldur.
Tocqueville 1789'dan beri Fransa'da özgür kurumların yenilenmesi için yapılan çeşitli girişimlerden söz eder (muhtemelen 1830 ve 1848 Devrimleri'ni kastetmektedir) ve bu girişimlerin neden başarısız olduklarını çarpıcı bir biçimde açıklar: "O zamandan [Devrim'den] beri ne zaman mutlak iktidarı devirmek istediysek, sadece Özgürlük'ün başını bir kölenin gövdesine yerleştirmeyi başardık." Bu sözler, yapılan değişimlerin "sadece makyaj niteliğinde" olduğunu ve öze dokunamadığını söylemeye varır.
Sayfa 62 - İletişim Yayınları, çev. Yavuz AloganKitabı okudu
Ocak 9 -Kısalığa övgü-
Philadelphia' da, 1776 yılında bugün Sağduyu'nun ilk baskısı yapıldı. Yazar Thomas Paine'e göre bağımsızlık, sömürgeci aşağılamaya ve bir aslanı olduğu kadar bir eşeği de taçlandırabilen gülünç kalıtsal monarşiye karşı sağduyunun bir ürünüydü. Kırk sekiz sayfalık bu kitap su ve havadan daha çok yayıldı ve Birleşik Devletler'in bağımsızlığının babalarından biri oldu. 1848'de, Karl Marx ve Friedrich Engels şu uyarıyla başlayan yirmi üç sayfalık Komünist Manifesto'yu yazdılar: Avrupa'da bir hayalet dolaşıyor... Ve bu kitap yirminci yüzyıl devrimleri üzerindeki en etkili yapıt oldu. Stephane Hessel'in 2011' de yazdığı öfkelenme çağrısı toplam yirmi üç sayfadan oluşuyordu. O az sayıdaki sözcük farklı şehirlerdeki protesto depremlerin tetiklenmesine katkıda bulundu. Binlerce öfkeli insan sokakları ve plazaları, bankaların ve savaş yanlılarının evrensel diktatörlüğüne karşı günlerce ve gecelerce işgal etti.
Sayfa 19 - Sel yayıncılıkKitabı okuyor
Komünist Parti Manifestosu adlı kısa bir metin kaleme aldı
1848 yılında, 29 yaşındayken, arkadaşı Friedrich Engels ile birlikte Komünist Parti Manifestosu adlı kısa bir metin kaleme aldı. Kapital'in, Marx yaşarken yayımlanan tek cildi olan birinci cilt 1867 yılında çıktığında 42 adet sattı. Ama bu eser daha sonra dünyayı altüst edecek, 19., 20. ve 21. yüzyıllarda dünyamızın kuzey ve güney yarıkürelerinde gerçekleşen en önemli ayaklanmaları ve devrimleri ateşleyecekti.
Sayfa 24 - PDFKitabı okudu
Reklam
Hristiyan sosyalizmi
Hristiyan Sosyalizmi, Çartizme ve 1848 Fransız Devrimi'ne bir yanıt olarak ortaya çıktı. J.M. Ludlow, 1848 devrimleri sırasında Paris'te Hristiyan sosyalizminin önderi haline gelecek olan F.D. Maurice'e, "Sosyalizm Hristiyanlaştırılmalıdır. Aksi halde Hristiyanlığı temelden sarsacaktır, zira [Parisli emekçilerin] kaba güdülerine değil yüksek duygularına hitap etmektedir" diye yazıyordu.
Sayfa 180Kitabı okudu
Mesut Yılmaz hakkında
Nigar Hanım, başarısız olan 1848 devrimleri sonrası Osmanlıya sığınan gerçek ismiyle Adolf Farkaş, sonradan aldığı ismiyle Macar Osman Paşa'nın kızıdır. Nigar Hanım'ın tanımıyla bir ehl-i seyfü kalem olan Adolf Farkaş, ihtida ettikten sonra Osman Nihali ismini alır. İhtida etmek, doğru yolu bulup hidayete ermek ve başka dinden çıkıp İslamiyeti seçmektir. İhtida edenlere erkekse mühtedi, kadınsa mühtediye deniyor. Mesut Yılmaz'ın babaannesinin nüfus kağıdında ilk isim olarak Mühtediye yazmasının nedeni budur.
"1848 yılında, 29 yaşındayken, arkadaşı Friedrich Engels ile birlikte Komünist Parti Manifestosu adlı kısa bir metin kaleme aldı. Kapital'in, Marx yaşarken yayımlanan tek cildi olan birinci cilt 1867 yılında çıktığında 42 adet sattı. Ama bu eser daha sonra dünyayı altüst edecek, 19., 20. ve 21. yüzyıllarda dünyamızın kuzey ve güney yarıkürelerinde gerçekleşen en önemli ayaklanmaları ve devrimleri ateşleyecekti. Marx ve ailesi ömürleri boyunca hep yoksulluk içinde ve sürgünde yaşadılar. Marx'ın harika eşi Jenny von Westphalen kocasını hep destekledi. Marx, 1864'te yağmurlu bir eylül günü, Londra' daki Saint-Martin Salonu'nda, Alman ve İngiliz sendikacılarla birlikte işçilerin kendi haklarını savunmalarına yönelik ilk örgütlenme olan Uluslararası İşçi Birliği'ni (Birinci Enternasyonal) kurdu."
Yordam Kitap
Sonuçsuz kalan 1848 devrimleri ve Kaliforniya'daki Altina Hücum, milyonlarca Avrupalının konforsuz ama ucuz bir okyanus aşırı yolculuğa imkân tanıyan yeni buharlı gemilerle yeni hayatlar kurmak için Amerika'ya doğru yola koyulmasına neden oldu. Bir tür mantar hastalığının 1840'ta İrlanda'daki patates hasadını mahvetmesiyle bir milyon kişi açlıktan öldü; iki misli İrlandalı ise İngiltere, Avustralya ve Özellikle Amerika'ya taşındı. Kurtarıcı Çar'ın öldürülmesinin ardından yapılan pogromlar Rus Yahudilerini dış göçe zorladı. Amerikan İç Savaşı'ndan sonra yürürlüğe giren Homestead Yasası yerleşmeye ve tarla işlemeye hevesli kişilere toprak vererek batı yönünde büyümeyi teşvik etti.
Reklam
Bugüne kadarki tüm devrimler, belirli bir sınıf egemenliğinin yerini bir başkasının almasıyla sonuçlandı; ancak, bugüne kadarki tüm egemen sınıflar, hükmedilen halk yığı­nı karşısında yalnızca küçük birer azınlıktı. Hükmeden bir egemen azınlık bu şekilde devriliyor, bir başka azınlık onun yerine devlet iktidarını ele geçiriyar ve devlet kurumlarını kendi çıkarları doğrultusunda yeniden biçimlendiriyordu. Bu sonuncu azınlık, her seferinde, iktisadi gelişme düzeyinin iktidara gelme yeteneğini kazandırdığı ve iktidara çağırdığı azınlık grubu oluyordu; tam da bu nedenle ve yalnızca bu nedenle, hükmedilen çoğunluk ya bu kesimin çıkarları doğrultusunda dönüşüme katılıyor ya da dönüşümü sessizce kabulleniyordu. Ama tek tek devrimierin somut içeriklerini bir yana bırakırsak, tüm bu devrimierin ortak özelliği azınlık devrimleri olmalarıydı. Çoğunluk, devrime katıldığında bile,bunu (bilerek ya da bilmeden) bir azınlığın çıkarlarına hizmet edecek şekilde yapıyordu; ama azınlık da, ya bu sayede ya da sadece çoğunluğun pasif kalıp direnç gösterınemesi sayesinde, tüm halkın temsilcisi olma görüntüsünü kazanıyordu
Geçmiş devrimlerin en vurucu özelliği kendiliğinden başlamış olmalarıdır. Hangisini incelemek istersek isteyelim, 1789 Fransız Devrimi, 1848 devrimleri, Paris Komünü, Rusya’da 1905 devrimi, 1917’de Çarlığın alaşağı edilmesi, 1956 Macaristan devrimi, veya 1968 Fransa genel grevinin başlangıç aşamaları genellikle aynıdır; mayalanma dönemi kendiliğinden kitlesel bir yükselmeye dönüşür. Bu yükselişin başarılı olup olamayacağı onun kararlılığına ve silahlı güçlerin halkın üzerine gidip gitmediğine bağlıdır. Eğer bir “şanlı parti” varsa, neredeyse her zaman, olaylara geç kalır. 1917 Şubat’ında Bolşeviklerin Petrograd örgütlenmesi, çarı devirmeyi amaçlayan devrimin arifesinde grev çağrısına karşı çıkmıştır. Neyse ki işçiler Bolşevik “talimatları” dinlememiş ve greve gitmişlerdir. Takip eden olaylarda, Bolşevikler de dahil olmak üzere kimse, olaylara “devrimci” partilerden daha fazla şaşırmamıştır. Bolşevik lider Kayurov’un anımsadığı üzere: “Partinin neredeyse hiç yönlendirici bir inisiyatifi hissedilmemiştir... Petrograd komitesi yakalanmış, Merkez Komite’de bulunan yoldaş Shliapnikov, ilerleyen günlerde herhangi bir yönlendirme yapmayı başaramamıştır." Elbette bu isabetliydi. Petrograd komitesi tutuklanmadan önce, Shliapnikov’un durum üzerine değerlendirmeleri ve süreçte üstlendikleri rolü öyle sönüktü ki, işçiler onun yönlendirmesini takip etselerdi, devrimin o gün olduğu zamanda gerçekleşmesi hayal olurdu.
Sayfa 186
“1848 devrimleri, önemli kentlerin tamamını etkileyen, Avrupa çapında bir çalkantıydı. Yükselmekte olan orta sınıf, inatçı hükümetleri liberal reformları kabul etmeye zorlama peşinde koşarken, eski aristokrat tabaka giderek hız kazanan milliyetçiliğin gücünü ensesinde hissediyordu.”
Ancak 1830 devrimlerini 1815’te Viyana kongresi ile birlikte Avusturya dışişleri Bakanı Metternich çabalarıyla oluşan monarşik yapıların yeniden konsolidasyonuna dayanan Avrupa düzeni ve 1848 devrimleri arasında oynadığı geçiş dönemi rolüyle kavramak gerekir.
Sayfa 163 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.