Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kadın haklarına yönelik bulabildiğim en erken tarihli ilkeli tartışma, on dokuzuncu yüzyılın büyük Osmanlı yazarı, Genç Osmanlılar'ın lideri Namık Kemal tarafından 1867'de Tasvir-i Efkâr gazetesinde yayınlanmış bir makalede yer almaktadır: Kadınlarımızın insanlığa çocuk doğurmaktan başka faydası yokmuş gibi görülüyor; müzik aletleri veya mücevherat gibi sadece bir hizmet nesnesi olarak görülüyorlar. Ancak cinsimizin yarısını hatta belki de daha fazlasını kadınlar teşkil etmektedir. Onları başkalarınin maişetini ve gelişimini sağlamaktan alıkoymak halk iştirakinin temel kurallarını ihlal etmektedir. Sanki milletimiz yarısı felçli bir vücuda benzemektedir. Ancak kadınlar zihni ve fiziki yeterlilikleri bakımından erkeklerden aşağıda değildir. Kadim zamanlarda kadınlar savaş dahil bütün erkek faaliyetlerine iştirak ediyordu. Köyde kadınlar hâlâ tarım ve ticaret işinde ortaktır ... kadınların aramızda böyle ayrı tutulmasının sebebi onların tamamıyla cahil, hak ve sorumluluk, fayda ve zarara dair hiçbir şey bilmedikleri yönündeki algıdır. Kadınların bu konumu dolayısıyla birçok kötü sonuç doğmaktadır. En temelde bu durum, çocuklarını kötü yetiştirmelerine yol açmaktadır.
Sayfa 84 - Kronik KitapKitabı okudu
Önemli icatların zaman çizelgesi
Pratik buhar makinesi -1712 Uçan mekik (dokuma aracı) -1733 Buzdolabı -1755 Büküm makinesi (dokuma aracı) -1764 Karbonatlı su -1767 Buharla çalışan yolcu aracı -1769 Tartı -1770 Hava kompresörü -1776
Sayfa 156Kitabı okudu
Reklam
Marie Curie (1867 - 1934) ‘Radyoaktivite’ sözcüğü üretti; Nobel ödülü kazanan ilk kadın oldu; yetmedi, ödülü ikinci kez kazandı. Marie Curie radyoaktivitenin özelliklerini keşfetti ve radyum ile polonyumu buldu. Bunlardan edindiği bilgileri, tıp biliminde uyguladı: X- ışınını teşhisler ve kansere karşı mücadele için ilk kez kullandı. Başardıkları çok çarpıcıydı ve erkeklerin hükmettiği profesyonel bir alanda, kadın olarak bilimsel ve entellektüel yeteneği inkar edilemez olduğu için daha da takdire şayandı.
Sayfa 62 - Doğan Burda DergiKitabı okudu
Londra Hayvanat Bahçesi Rehberi’ne göre, 1867 yılında, Great Vance adıyla bilinen bir müzikhol sanatçısı 'Walking in the zoo is the OK thing to do' adlı bir şarkı söylemiş, böylece “zoo” (hayvanat bahçesi) sözcüğü gündelik dile girmiş. Londra Hayvanat Bahçesi de “Jumbo” sözcüğünü İngilizceye sokmuş. Jumbo 1865-1882 yılları arasında hayvanat bahçesinde yaşamış olan Afrika’dan gelme devasa bir filmiş. Kraliçe Victoria’nın da büyük ilgi gösterdiği bu fil son günlerini, Amerika’yı da dolaşan ünlü Barnum sirkinin bir yıldızı olarak geçirmiş ve adı, devasa boyuttaki şeylerin tanımı olarak ölümsüzleşmiş.
Marx (1867): "Fabrikada işçinin dışında cansız bir çark dönmektedir; işçi bu çarkın sadece bir parçası durumundadır... fabrikada çalışmak, ayrıca sinir sistemini son derece yorar, kasların değişik hareketlerini kısıtlar, insanın bedensel ve düşünsel etkinliğini en küçük zerresine kadar özgürlükten yoksun bırakır."
Sayfa 96
Selânik'ten gelme dönme diyen soysuzlara, Osmanlı kenti şoku
SELÂNİK Yunanistan'da Mustafa Kemal'in dünyaya geldiği eski Osmanlı kenti ve aynı adlı yönetim bölgesinin (nomos) merkezi. Yunanca adı Thessaloniki'dir. Osmanlı Dönemi'nde, önce Rumeli eyaletine bağlı bir sancakken, 1846'da eyalet, 1867'de vilayet oldu. 2.Murat döneminde Osmanlı idaresine girdiği 1430 yılından, Balkan Savaşı sonunda Yunan egemenliğine girdiği 1912 yılına dek yaklaşık 482 yıl Osmanlı kenti olmuştur. 1913'te Yunanistan'a bağlanan Selânik, 1917'de bir yangında yıkıma uğradıysa da Akdeniz havasına uygun olarak yeniden inşa edildi. Mustafa Kemal'in Selânik'te doğduğu ev 10 Kasım 1953'te Mustafa Kemal Müzesi'ne dönüştürüldü.
Sayfa 16 - Baskı ve Cilt: Morpa Ofset - Kasım 2014 / Alfabetik Bölüme Katkıda Bulunanlar: Necdet Zeybek, Kemal Kara, Şebnem İyisever / ISBN 978-605-86210-1-5Kitabı okuyor
Reklam
Tevfik Fikret (24.12.1867-19.8.1915)
"Karamsarlığa kapılan kalpler, çareyi düşünmeye fırsat bulamazlar..."
... İnanç denizi Kabarıktı bir zamanlar ve sarmalardı dünyanın Parlak, fırfırlı bir kuşağın kıvrımları gibi duran sahillerini. Ama şimdi duyduğum sadece Hüznüdür onun, uzun, gittikçe kesilen gümbürtüsü, Çekiliyor ve geriye kalan sadece nefesi Gece rüzgârının, uçsuz bucaksız kasvetli kıyıları Ve çıplak çakılları boyunca dünyanın. --MATTHEW ARNOLD, ‘DOVER BEACH” (1867)--
Sayfa 53 - Ayrıntı
Kenan Rıfaî {1867-1950}
"Kalb-i selim, ilim ve amelle hasıl olur. Bu ilim de tevhid ilmidir. İlm-i tevhid de, her yapılan şeyi Allah'tan bilmektir."
Sayfa 47 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Japonya'da 1863'te halk mümessilliği kuruldu; meşrutiyet ilan edildi. Derebeylerinin malları halka dağıtıldı. Şogunlar sonunda tamamen yok oldu. Japonya'da asıl güç imparatorun ( tenno) eline geçti. Japonya'da son Şogun 1867'de istifa ederken, yeni imparator Meiji Tenno da yepyeni bir yol açıyordu.
Sayfa 102 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
501 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.