Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Burak

İnsan böyle bir şey. Nerede, hangi yaşta olursa olsun, kabuğunu kırıp içine baksan içi cilk yara. Yarasız, dertsiz, sırsız insan yok da, işte kimisi üstünü iyi örtüyor. Ben de örttüm. O kadar kapattım ki, kendim bile sormadım kendime. .. Kaçmayı daha kolay buldum. Her şeyden, herkesten kaçmanın soluklanacak bir durağı var, ama kendinden kaçıyorsan durmadan kaçıyorsun, durduğun, dinlendiğin bir an bile olmuyor. Şunca senedir yaptığım bundan başka bir şey değildi. Kendimi yarım hissediyordum. Yarım yamalak... Bu yarımlığı hatırlamamak için üstünü örtüyordum kendimin. Görünmez olana kadar.
Sayfa 198
Reklam
Neşe bulaşıcıdır falan diyorlar. Yalan. Neşe kolonya gibi bir şey. Dökünüyorsun, o an ferahlıyorsun. Sonra uçup gidiyor burnundan, elinden, üzerinden. Kasvet öyle değil ama, zamk gibi, bulaşıyor ve dokunan herkese yapışıyor.
Sayfa 123
Klasik Arapçayı karakterize eden yaratıcılık, letafet ve tasvire odaklanma, kısmen Arapların eski kelimelerden yeni kelimeler türetme biçimiyle açıklanır. ..fiil ve isimler bile Arapların ortaklaşa tecrübe ettiği bir tasvir veya sahneden türetiliyordu. Somut veya elle tutulur bir şekilde idrak edilemeyen ve "muhakeme etmek" "anlamak" manasına gelen 'akale kelimesini örnek verelim. Araplar bu kelimeyi, seyahatte istirahat ederken seyyahların kafasına sardığı ve daha sonra develerini bağlamak için kullandığı ipe işaret eden 'ikāl isminden türetmişlerdir. Aklını kullanmak ile hayvanı bağlamak için ip kullanma arasında nasıl bir bağlantı vardır? Araplar, ipin deveyi kısıtlaması gibi kişinin ahmakça davranmasını engelleyen şeyin de akıl olduğunu savunur. Böylece akletme kavramı, yaratıcı bir şekilde Araplar arasında yaygın bir deneyimi temsil eden bir hadiseden türetilmiştir.
Sayfa 44

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Her iç çekiş insanın yitirdiği bir yudum yaşamdır.
Sayfa 53
Gerçek savaş acımasızdır. Savaş edebiyatı sırtüstü uzanıp okurken güzel ve kahramanca gelir. Ben de bir kez savaşa katılmak istiyorum, diye merak edersin. Ancak işin gerçeği farklıdır. Nadiren gerçeklik tasvir edilince de sansür uygulanarak yayılması engellenir. Yoşitsune'nin savaş resimleri var. General Nogi'nin şiirleri var. Ancak atom bombasının güzelliği nerede acaba? O gün, o anda bu topraklara yayılan cehennem manzarasına tek bir bakış dahi atsaydınız yeniden savaşmak için aptalca bir duyguya kapılmazdınız kesinlikle.
Sayfa 120
Reklam
Annem bütün Türkiye'nin bizi ayıpladığını düşündüğünden başımın etini yiyecek. Ağlamaklı gözlerle, falanın ve filanın orada ve burada çalışan beyefendi evlatlarını anlatacak. Babam "Sen diğer insanların ekmek parası kazanırken zevkten öldügünü mü zannediyorsun?" diyecek. Bu ülkede kimsenin zevkten ölmediğini biliyorum. Benim isyanımın tek nedeni acıdan ölmek üzere olmam.
Sayfa 20 - Asistan
Kurtulmalıyım buradan. On beş sene sonra hocalarım gibi olmamalıyım. Hayatımı içine saklandığım bezginlik kabuğunda da geçirmek istemiyorum. Titreyip kendime gelme düşüncesinin beni ilk yoklayışı değil bu. İsyankar bir ruh, sinsice bezgin bedenimi ele geçirmeye çalışıyor.
Sayfa 14 - Asistan
"Dünyayı mutsuzluğumla boyuyorum." Üç beş yıl önce dövseler böyle bir cümle çıkartamazlardı ağzımdan. Demek zamana yayılan silik bir işkence, kaba kuvvetten daha ikna edici olabiliyormuş.
Sayfa 9 - Asistan
Aman, bana ne canım. Böyle tahliller yapmasam olmuyor sanki. Bunu bize kim öğretiyor? Nerden kapıyoruz bu ukalalığı? Kitaplardandır, kitaplardan. Benim gibiler hayattan bir şey anlamaz, kitaplardan anlar.
Sayfa 72
Beni başkalarına benzetmeyin. En nefret ettiğim şeydir. Nerelisin? Sarıkamışlı. Hemen fişle, hemen ayıkla, hemen koy bir kategoriye. Beni kategorize edemezsiniz. Buna müsaade etmem.
Sayfa 27
Reklam
Kedilerin de kendilerine göre bir bildiği vardır, insanın kalbini apaçık görürler.
Sayfa 94
Kedilerin asıl yüzünü tanımayan insanlardan, onların köpeklere nazaran duygusuz olduğunu, asosyal ve bencil olduğunu duymuştu. Ve o zaman içinden, Siz bir kediyle beraber yaşanan yılları tecrübe etmemişsiniz, onların tatlılığını ne bileceksiniz ki... diye geçirmişti. Neden derseniz, her kedi az çok utangaç bir yana sahiptir; üçüncü şahısların önünde sahiplerine sırnaşmak şöyle dursun, aksine soğuk davranırlar.
Sayfa 63
Yeni tanıştığım bu insanın kibarlığını oldukça takdir etmiştim fakat aynı zamanda karşılaştığım bu muamele karşısında şaşkındım. İlk başta gülümsemesinin ve hareketlerinin gerçekten samimi olup olmadığını sorgulamıştım; tabii sonrasında birisinin samimiyetinden şüphe ettiğim için kendimi kötü hissetmiştim. Maalesef, bu Amerikan kültürünün bir getirisiydi. Alışık olmadığımız bir kibarlıkla karşılaşınca şüphe ediyorduk. "Hayatta hiçbir şey bedava değildir!" sözü, bizim için insanların davranışlarında bile geçerli olabilirdi. Sanırım güvenebileceğimi sandığım insanlar tarafından hayal kırıklığına uğratıldıkça insanların hareketlerinden şüphelenmeye başlamıştım
Sayfa 65
Hamas'ın Filistin seçimlerinden zaferle çıkması gerek iç politikada gerekse İsrail başta olmak üzere uluslararası düzeyde hesapları alt üst etti. Sorun şuradan kaynaklanıyor: Ortadoğu'ya yönelik belli bir retorik geliştiren Batı, bölgenin gerçekleriyle karşılaştığında açmazlara düşüyor. Yani, Ortadoğu'da eksikliğinden dem vurulan demokrasi işlemeye başladığında "istenmeyen sonuçlar" çıkıyor. Modern dönem (Osmanlı sonrası) Ortadoğu siyaseti Batı açısından retorikle siyasî ve kültürel temsil arasındaki çelişkiler tarihidir. Siyasal sürece katılması engellenen kitlelerin taleplerini farklı yöntemlerle ifade etmelerinin adı oldu terör ve fundamentalizm. Siyasal süreç işletildiğinde ise istenmeyen çoğunluğun iktidarı ele geçirmesi tehlikesi her an mevcut; bunun son örneği de Filistin'de Hamas'ın galibiyetidir.
Sayfa 169
İyi ki!
Resimlere bakarak Gazze güzellemesi yapmak değil kastım. Modern insanın olanca "özgür birey" olma telkinlerine rağmen böylesi yıkım ve acı karşısında ortaya çıkan direnişin, mücadelenin, davasındaki haklılığın, Müslümanca duruşun verdiği özgüveni, iman şuurunu, ben idrakini, Rabbi ile kurduğu o muhteşem bağı çektiğinizde çaresizlik karşısında çılgına dönmüş bir inkâr fırtınası esecektir. Hâlâ Müslümanların tek tek sahip olduğu bu kendisiyle, varoluşuyla, kainatla barışık, Rabbi ile rabıtasını kesmemiş muhteşem kişilik örgüsü modern bireyde yok oluyor. Kendi onuruna düşkün ve kibirli modern birey bir o kadar kırılgan ve dayanıksız. En ufak sarsıntıda intiharın, inkarın, aklı zorlayan çılgınlığın eşiğini geçmesinin önünde hiçbir engel yok. İyi ki Müslümanız!
Sayfa 164
5,1bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.