" 'Siz yanında değilken babanızın öldüğünü hissettiniz mi hiç?' diye haykırdı Monte Cristo ellerini saçlarına daldırarak. 'Bir uçurumun dibindeyken, sevdiğiniz kadının elini rakibinize uzattığını gördünüz mü?'
'Hayır,' diye araya girdi Mercedes, 'ama sevdiğim kişinin oğlumun katili olmaya hazırlandığını gördüm!'
Mercedes bu sözleri öylesine derin bir kederle, öylesine umutsuz bir tonda söylemişti ki, bu sözler ve bu ton karşısında, Kont'un boğazını bir hıçkırık deldi.
Aslan uysallaşmış, intikamcı yenilmişti."
– “Gördünüz mü?” diye bağırdı. “Medeniyet kadının gözlerine hitap eder. Kadınların çoğu ellerinin zarif bir hareketi için piyano çalarlar ve musiki onlar için güzel bir ‘pozisyon’dan ibarettir .”
– “Hayır,” diye itiraz edildi, “hakiki musikişinas kadınlar var!”
Diyarbakır 1k Okuma Kulübü olarak uzun bir süre alsada AEDEN kitabını okudu. Toplantıda şu sorulara yanıt aranmaya çalışıldı:
Soru 1
Tekamül kavramı ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Soru 2
Yüksek eğitim almış bir insanın katil olduğunu hiç gördünüz mü? Kitapları severek okuyan, sanatla ilgilenen bir insanın küfürlü konuştuğunu gördünüz mü? Beslenmesine, sporuna dikkat eden bir insanın argo konuştuğunu gördünüz mü?
Standartlar iyileştirilmeli, spor salonları, meyve sebze, et, kitap, sinema bileti, bunlar her insana belirli sayıda ücretsiz olmalı, Robinsonlar nerdesiniz????
Siz de benim gibi kimmiş bu geyşalar, diye merak edip haklarında biraz bilgi edinmeye kalktıysanız muhakkak bu kitapla karşılaşmışsınızdır. Ve kitabın kapağını açtığınızda, " Bir zamanlar Kyoto'nun en ünlü geyşalarından birinin anılarından uyarlanmış gerçek bir hikaye." yazısını -kelime kelime aktaramamış olabilirim- görmüşsünüzdür. İşte