Kitabın ilk şiirinde, akvaryum balıklarının deryayı keşfetimesinden bahsediyor ve şiirin; kendi deryasını keşfedemeyen bütün bu internet kitlesini, "imegeden ürkenleri" akvaryum balıkları olarak nitelendiriyor.
Kullandığı dil biraz çetrefilli. Kimi zaman ilk bakışta manası kolayca kavranamayan kelimeler seçmiş. Örneğin "koklanmıyor desem / yekinsem rasyonel" (s.13), "kerbela çöl, şerbela yezit/gör işte, berzahımızda agrafi" (s.17) bu da bazen şiirlerini sıkıcı hale getirmiş.
Kullandığı imgeler kapalı. Dolayısıyla, ortada bir metafor olduğunu anlıyoruz ama neyi ifade etmek istediğini şiirlerden çıkaramıyoruz.
Örnek veriyorum:
"sarı sabır ey, kehribar ömrü
gecikmelerimin ikizi" (s.21)
Tamam Edip Cansever, Turgut Uyar veya Nâzım Hikmet'in de kapalı anlatımları tercih ettiği olmuştur ama onlar anahtarı ya paspasın altına koymuşlardır ya da başka bir şiirin dizelerinin arasına. Ancak ve ancak esrik okurun bulabileceği yerlere... Oysa mesela Ece Ayhan gibi, bu dizelerin şairi de;
"Sisteme konmuyor bakışkuşu
ey iyinin, güzelin ektisi" (s.40) derken neyi kast ediyor, şiirin tamamında, hatta kitabın tamamında tek bir ipucu yok.
Yine mesela:
"yılan kusmuklu karadamak; sürgit
hiçliyor şiirin gözesini/ki sükut
kıstassa, körmakas gevişi müdara. bun/ki
bunun, keza: bumerang tehlikesi vardır?!" (s.57)