1965'de Samsun'da doğdu. Teknik Lise Elektrik bölümünden mezun oldu. Eskişehir Anadolu Ü. İktisat Fakültesinde okudu.
Felsefe, psikoloji, sosyoloji ağırlıklı yayın ve tüm yazılı çalışmalar ilgi alanına girmektedir.
Amerikalı devlet adamı türünün yarım
yüzyıldır bir hayli nitelik kaybettiği aşikardır.
Bu olguya birçok neden gösterilebilir.
Ne yapılırsa yapılsın halkın aydınlanmasını belli bir
düzeyin üzerine çıkarmak imkansızdır.
Bir akşam vakti iki sarhoş sendeleyerek evlerinin yolunu tutarlar. Birisi yukarı doğru bakar ve "Bu Ay mı yoksa Güneş mi?" diye sorar. Arkadaşı cevap verir: "Buralarda oturmadığım için bilemiyorum."
Toplum, seni vasat bir insana dönüştürmek ister çünkü toplum her zaman zeki insanlardan korkar. Sokrates gibi zeki insanlar toplum için tehlikelidir. Onlar tehlikelidir çünkü zekâ, her zaman asiliği tetikler. Zeki biri her türlü köleliğe karşı isyan edecektir. Yanlış olan her şeye isyan edecektir. Zekâ her zaman özgürlüğün, bireyselliğin ve
Mâverdi'nin ahlâka ve siyasete ilişkin düşüncelerinden bir miktar bahsedecek olursak; Mâverdi'nin en önemli görüşlerinden biri "aklın dinden önce geldiğini" savunmasıdır. Bunun nedeni “muhtemelen iktidar sahiplerinin -özellikle bir kısım Emevi yöneticilerinin yaptığı üzere- bazı yanlış davranış ve haksız uygulamalarını ilâhî takdirin gereği gibi göstererek meşrulaştırmaya çalışmalarına imkân vermemek için"dir.
12
Zenginliğin, itibarın yüksek bir doruğa çıkardığı şu sözünü ettiğim insanlardan hiçbiri büyük değildir. Peki, büyük görünmeleri neden öyleyse? Çünkü sen onu, ayağındaki topuklarıyla birlikte ölçüyorsun da ondan! Cüce, bir dağın üstüne oturtulsa bile büyük değildir. Dev bir heykel bir kuyuya atılsa bile büyüklüğünü korur.
Bizi uğraştıran yanılgı şuradan ileri geliyor: Kimseyi olduğu gibi değerlendiremiyoruz çünkü ona dış süslerini de ekleyerek değer biçiyoruz. Ama bir insan için gerçek değerlendirmeye girişmek ve onun ne olduğunu anlamak istersen, çırılçıplak bak ona; malını mülkünü, mevkilerini, kaderin verdiği sahtelikleri at bir yana. Soy bedenini, bak ruhuna; niteliği nedir, önemi nerededir? Başkalarından mı geliyor büyüklüğü, kendinden mi?
Seneca (M.Ö. 4- M.S. 65)
Ahlak Mektupları, S.274
Bir gün adamın biri İrlanda'daki bir taşra oteline, köpeğinin orada kalp kalamayacağını soran bir mektup yazmış. Ona aşağıdaki yanıt verilmiş:
Sayın Beyefendi,
Otuz yıldır otel işindeyim. Hiçbir zaman sabahın erken saatlerinde bir köpeğin zorla dışarı çıkarılması için polisten şikâyet telefonu almadım. Hiçbir köpek bana karşılıksız çek vermeye çalışmadı.
Herhangi bir köpek asla yatak çarşaflarını sigara ile yakmadı. Asla bir köpeğin valizinde otel havlusu bulmadım. Köpeğinizin başımızın üzerinde yeri vardır.
Not: şayet kendisi, sizin için kefil olursa, siz de gelebilirsiniz.
Her yurttaş, yasalara aykırı düşmeyen her şeyi yapabilmeli ve kendi eylemlerinin sonucu olanlar dışında kalan aykırılıklardan sorumlu olmamalı, kaygı duymamalıdır. Bu kural, halktan/sıradan insanlarca ve yüksek yargıçlarca inanılması, beyinlere mıhlanması; yasaların sağlam ve dokunulamaz bekçilikleriyle korunması gereken bir siyasal inançtır/dogmadır. Bu kutsal dogma olmadan, hiçbir toplum var olamaz. Zira bu dogma, toplum sözleşmelerini yaparken bütün nesneler üzerinde her duyarlı varlıkta ortak ve sadece kendi güçleriyle sınırlı bulunan evrensel davranış konusunda insanların gösterdikleri özverinin haklı ödülü, adil karşılığıdır. Ruhları özgür ve güçlü, zihinleri aydınlanmış olarak biçimlendiren, insanları erdemli kılan dogma, bu dogmadır. Bu erdem, korkuya karşı direnci de simgeleyen bir erdemdir.