"Kendinizi yönetmeyi öğrenin," diyordu Raçinski öğrencilerine. "Bu işin ehli olun, kalbinizin, duygularımızın ve arzularınızın dizginlerini iyi tutun. Bağımlılıklardan uzak durun. Her çeşit bağımlılık, ruhsal kölelik getirir. Kimseye ve hiçbir şeye köle olmayın..
"Yıllar sonra bile annenizin karşısına gururla çıkarabileceğiniz adamlara âşık olun, adı geçtiğinde sizi ne kadar üzdüğü belli olmasın diye gözlerinizi kaçırdığınız adamlara değil!''
İnsanı sadece biyolojik bir varlık olarak göremediğimiz,onun varoluşuna çeşitli yüce anlamlar yüklediğimiz için,gövdeden akan kanın, can denilen şeyi çekip almasını, dolayısıyla o kişinin "ölmüş" olmasını bir türlü kavrayamadığımızı düşünüyorum..
Riske girmezsen bir dahaki sefere hedefi tutturabilmek için nasıl değişiklikler yapman gerektiğini asla bilemezsin.
""Attığın her ok, yüreğinde bir iz, bir hatıra bırakacak
- ve bu hatıraların bileşimi sayesinde her atışın bir öncekinden başarılı olacaktır.""
Mümkün mü bu?
Evet, mümkün!..
Nasıl?
Unutarak!
Unutarak mı?
Elbette!.. Unutmak olmazsa insanoğlu nasıl yaşardı bunca acı ortasında.
Ya hatırlamak!..
Evet, o da var. Ömür böyle geçiyor işte; kâh unutup kâh hatırlayarak.
"Bir insanın gerçek doğum günü bu dünyaya geldiği gün değil, bu dünyaya neden geldiğini anladığı gündür demiştin profesör. O halde yeni yaşıma yeni hayatıma hoş geldim...