Kuru ve sabit gözlerin arkasında nasıl bir ateşin yandığını; yavaşça kalkıp inen göğsün içinde nelerin kaynadığı bilinmediği için, insan mütemadi bir ürkeklik ve tereddüt içinde üzülür...
Sevginin bir ışık gibi vücudundan fışkırdığını sanıyordu. Sanıyordu ki her gören, ilk bakışta, onun bu adama sevdalı olduğunu anlar. Oysa aşk ışık kadar bile maddesel değildi ve renksizdi.